YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/9058
KARAR NO : 2022/9975
KARAR TARİHİ : 21.09.2022
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalıya ait işyerinde dava dışı şirket nezdinde teknik temizlik işinde çalışırken … sözleşmesinin işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
2.Davacı vekili; birleşen … 2. … Mahkemesinin 2022/66 Esas, 2022/37 Karar sayılı dosyası ile davalı ile dava dışı şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, başından itibaren davalı işçisi kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret ve ilave tediye alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’ini öne sürüp husumet itirazında bulunmuş ve davacının kendi işçileri olmadığını ve sorumlulukları bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.07.2017 tarihli ve 2015/1042 Esas, 2017/848 Karar sayılı kararıyla toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının özelleştirmeden sonra da aynı işyerinde kesintisiz olarak çalışmaya devam ettiği, feshe bağlı alacaklara hak kazanmadığı ve davalı ile ihbar olunan şirketler arasındaki ilişkinin geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 04.102018 tarihli ve 2017/3660 Esas, 2018/2095 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.02.2021 tarihli ve 2020/4437 Esas, 2021/4542 Karar sayılı ilâmı ile davacının 12.01.2015 tarihindeki çıkışından 20 gün sonra dava dışı işveren nezdinde çalışmaya başladığının görüldüğü, aradaki 20 günlük sürenin makul olarak kabul edilemeyeceği, makul süreyi aşan bir kesintiden sonra başlayan çalışmanın yeni bir … sözleşmesine dayalı olacağının gözetilmesi gerektiği, davacının başından itibaren asıl işveren olan davalı …. (…) işçisi olduğunun kabulü ile davacının muvazaadan kaynaklanan ücret farkı ile ilave tediye alacaklarının kabulü gerektiği, davacının sendika üyesi olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediği gözetildiğinde, davalı işveren işyerinde davacı ile aynı işi yapan ve sendika üyesi olmayan emsal işçi olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre davacının ücretinin tespit edilmesi ve alacaklarının hesaplanması gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı alt işveren Harmanşa Şirketi tarafından davacının 12.01.2015 tarihinde çıkışının yapıldığı, 20 gün sonra işyerini devralan … A.Ş nezdinde çalışmaya başladığı, davacının … sözleşmesinin 12.01.2015 tarihinde feshedildiği, davacıya ihbar süresi verilmediği, feshin haklı sebeple yapıldığının davalı tarafça ispat edilemediği, dava konusu dönem, hizmet alım sözleşmesi, yapılan … ve emsal dava dosyalarındaki tespitler ile Yargıtay bozma ilâmındaki kabul dikkate alındığında söz konusu hizmet alım sözleşmesinin davacı açısından muvazaalı olduğu gerekçesiyle bilirkişi raporu dikkate alınarak ve taleple bağlı kalınmak suretiyle asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemeye sunulmuş bulunan ve bu konunun irdelendiği Hukuk Genel Kurulu kararları ve aynı işyeriyle ilgili kesinleşmiş Yargıtay kararları dikkate alınmadan hüküm verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin bozma kararında muvazaa olgusu kesinleştiğinden müvekkilinin başından itibaren davalı … işçisi olduğunun kabul edildiğini, davalının muvazaalı sözleşmelerle müvekkilini alt işverenlerde çalışıyor gösterdiğini ve davacının talebine rağmen sendika üyesi olmasını engellediğini, davacıyla beraber aynı taşeron şirketlerde çalışan ve sendika üyesi olmayan, aynı konumdaki diğer bir çalışanla ilgili onama kararı verildiğini, aynı işkolunda çalışan aynı veya benzer işi üstlenen işyerlerinde de emsal işçinin araştırılması gerekirken bu konuda bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının ihale makamı olduğunu, işin anahtar teslimi verildiğini, davalının sorumluluğunun bulunmadığını ve yüklenici firmanın sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriği, bozmanın kapsamı ve mahiyetine göre taraflar arasında davacının alacaklarının hesabında esas alınacak ücret konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 69 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden taraflara yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.