YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8616
KARAR NO : 2022/11049
KARAR TARİHİ : 03.10.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. … Mahkemesi
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali istemli tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı apartmanda 13 yıl süresince bina görevlisi olarak çalıştığını, davalı işverenin 2019 yılında müvekkili hakkında işten çıkarma kararı aldığını ve yönetim tarafından baskı kurularak arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını, müvekkilinin arabulucu yanına gittiğinden dahi haberi olmadığını, arabulucu tarafından müvekkiline herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı gibi arabulucunun tarafsızlıği ilkesi de görmezden gelinerek müvekkilinin mağduriyetine sebep olacak şekilde arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, arabuluculuk anlaşma tutanağının öncelikle irade fesadı ve gabin nedeniyle iptal edilmesi gerektiğini, tutanakta 12 yıllık çalışma neticesinde bütün işçilik alacaklarına karşılık 33.000,00 TL tutar karşılığında anlaşıldığının belirtildiğini, ancak müvekkilin yalnızca kıdem tazminatının bile yaklaşık 42.000,00 TL tutarında olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin zor durumundan ve bilgisizliğinden faydalanılarak arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını … sürerek arabuluculuk tutanağının iptalini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının müvekkili Sitede kapıcılık görevini ifa ederken işten çıkışının yapılmak istendiğini, davacının talebi ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücretine ilişkin işçilik alacakları konusunda 25.12.2019 tarihinde ihtiyari arabuluculuk yöntemi ile anlaşılma yoluna gidildiğini, 2019/155185 arabuluculuk dosya numarası ile işlem gören dosyada davacının bu taleplerine ilişkin 33.000,00 TL tutarınca anlaşılarak tarafların imzaları ile anlaşma belgesi imzalandığını, ardından 26.12.2019 tarihinde anlaşılan tutarın davacının hesabına yatırıldığını, davacının hesabına geçen parayı herhangi bir itirazda bulunmaksızın kabul ettiğini, iade de etmediğini, davacının imzaladığı belgenin ne olduğunu bilebilecek durumda olduğunu, görüşmelere katılan müvekkili apartman yetkilileri tarafında da beyan edildiği üzere arabulucunun gerekli açıklamaları kendisine ve diğer taraf olan müvekkiline izah ederek arabuluculuk süreci hakkında bilgi verdiğini, aradan geçen 1 yıla yakın bir süre sonra davacı tarafın anlaşma tutanağının iptalini istemesinin kötüniyetli hareket olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Arabulucu … tarafından sunulan beyan dilekçesinde taraflara açılış konuşması yapıldığı, arabuluculuk süreci ile gerçeklik testi kapsamında süreçte görüşülen konular anlaşmanın neleri kapsadığı, izah edilecek olan belgeler hakkında detaylı bilgi verildiği, davacının okuma yazma bilip bilmediğine yönelik görüşmeler esnasında herhangi bir iddia öne sürülmediğini, aşamalarda bu hususun dile getirilmediği gibi taraflar arasında yapılan görüşme neticesinde imzalanan anlaşma belgesi ile son tutanağın her iki taraf tarafından bizzat imza edildiğinin belirtildiği bu nedenle taraflar arasında yapılan arabuluculuk tutanağının geçerli olduğu anlaşıldığından…
… ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince arabulucunun sunduğu beyan dilekçesinin delil olarak kabul edildiğini, arabulucunun aydınlatma yükümü kapsamında olan bir bilgilendirme tutanağı bulunmadığını, Mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, bu bakımdan eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, tanıklarının dinlenilmemesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde iken ilk celsede eksik inceleme ile hüküm kurulmasının adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, tutanakta müvekkilinin taraf sıfatı başvuran olarak belirtilmiş olmasına rağmen müvekkilinin arabuluculuk için yapmış olduğu herhangi bir başvurusu bulunmadığını, davalı işverenin işten çıkarma baskısıyla ilkokul mezunu olan müvekkilinin bilgisizliği , deneyimsizliği ve zor durumda olmasından faydalanarak tutanağın müvekkili tarafından imzalamasının sağlandığını, arabuluculuk tutanağının usulüne uygun düzenlenmediğini, tutanakta 12 yıllık çalışma neticesinde bütün işçilik alacaklarına karşılık 33.000,00 TL tutar karşılığında anlaşıldığının belirtildiğini, ancak müvekkilin yalnızca kıdem tazminatının bile yaklaşık 42.000,00 TL tutarında olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin zor durumundan ve bilgisizliğinden faydalanılarak arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını … sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ,
“…
Somut olayda; davacının 2007 yılından bu yana davalı işyerinde çalışmasından kaynaklı işçilik alacaklarına ilişkin 25.12.2019 tarihinde arabulucu …. katılımı ile 33.000,00 TL karşılığında 2019/155185 dosya numaralı ihtiyari arabuluculuk belgesi imzalanmıştır. 03.11.2020 tarihinde ise, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline yönelik … bu dava açılmıştır. Anlaşma uyarınca 33.000,00TL 26.12.2019 tarihinde davacıya ödenmiştir. Arabulucu … yazılı cevabında; taraflara açılış konuşması yapıldığı, arabuluculuk süreci ile gerçeklik testi kapsamında süreçte görüşülen konular anlaşmanın neleri kapsadığı izah edilecek olan belgeler hakkında detaylı bilgi verildiği, davacının okuma yazma bilip bilmediğine yönelik görüşmeler esnasında herhangi bir iddia öne sürülmediğini, aşamalarda bu hususun dile getirilmediği, baskı olmaksızın hür irade ile tarafların anlaştığını belirtmiştir. Davacının 25.12.2019 tarihinde işten çıkışı verildikten sonra 02.01.2020 – 15.01.2021 tarihinde aynı işyerinde çalıştığı görülmüştür. Yukarıda kararda geçen açık yasa hükmü ve emsal karar içeriği dikkate alındığında, arabuluculuğa konu olan çalışma dönemi için anlaşılan hususlarda dava açılamayacağından davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
…” gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; adaletin tecellisi için … usuli işlemin delil olmadığını, yaklaşık ispat kuralının geçerli olması gerektiğini, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 13 yıl süreyle çalışmakta olup dava tarihindeki alacağının yaklaşık 112.000.00 TL tutarında olduğunu, bu tutarda alacak … olan müvekkilinin hak ettiğinin 1/4 ‘üne razı olmasının kabul edilebilir ve mantıklı olmadığını, bu halde ispat yükünün davalı tarafta olması gerektiği … sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davada hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
2. İlgili Hukuk
1.2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
2. 6100 sayılı Kanun’un “Hukuki dinlenilme …” kenar başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrası “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.” düzenlemesini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
2. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme … tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa’nın 36 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme …, adil yargılanma … içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma … ya da iddia ve savunma … da denilmektedir.
3. Hukuki dinlenilme … açıklamada bulunma hakkını ve dolayısıyla delil bildirme, bildirilen delillerin toplanmasını ve değerlendirilmesini de kapsar. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
4. Somut olayda; davacı vekili tanık listesi sunmuş, 16.02.2021 tarihli ön inceleme ve tahkikat duruşmasında tanıklarının dinlenmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının bildirdiği tanıklar dinlenmeden ve deliller toplanmadan, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacının ispat hakkını kullanmasına imkân verilmeden yargılamanın sona erdirilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Belirtilen sebeple; davacı tanıkları dinlenilerek davacıya ispat hakkını kullanabilme imkânı tanındıktan sonra tüm dosya kapsamına göre yeniden değerlendirme yapılmak suretiyle işin esasına yönelik karar verilmelidir. Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.