YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/8207
KARAR NO : 2022/9111
KARAR TARİHİ : 14.09.2022
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının … Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren … Teknik A.Ş. çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu … sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu ve işçilik alacaklarını talep ettiğini beyanla dava konusu ilave tediye ücreti ile toplu … sözleşmesinden kaynaklı alacakların hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim … olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını, Kurumda aldatma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. İhbar olunan Şirket vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını, … 7. Asliye Ticaret Mahkemesine açtıkları davada muvazaa tespit edildiğini ve fark işçilik alacaklarını davalı Kurumdan tahsiline karar verildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ihbar olunan Şirkette çalıştığı ve Maden- … Sendikasına üye olduğu, davalı Kurum ile ihbar olunan arasında muvazaa ilişkisinin sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabında davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği, Maden–… Sendikasına yazılan müzekkere cevabında ise Sendikanın, işçinin sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün uygulanmadığı hususlarının belirtildiği; bu sebeple davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği anlaşıldığından davacının toplu … sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesine göre toplu … sözleşmesinden yararlanması adına sendika üyeliklerinin bildirilmesi gerektiğinden bahsedilen işçilerin, toplu … sözleşmesinin imza tarihinden sonra sendikaya üye olan işçiler olduğunu, davacının sendika üyelik tarihi, konu toplu … sözleşmelerinin imza tarihinden önce olduğu için davacının sendika üyeliğinin işverene bildirimi (davacının toplu … sözleşmelerinden yararlandırılmasının) şartı olmadığını, davacının sendika üyeliğinin davalı işverene bildirilip bildirilmediğini araştırmanın gereksiz olduğunu, davalı işverenin davacının sendika üyeliğini bildiğini, bilmesinin yanı sıra bilen ve bilmesi gereken konumunda olduğunu, 6772 sayılı Kanun’dan kaynaklanan ilave tediye alacakları için hesaplanan tutarların da düşük olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden de karara itiraz ettiklerini, karşı taraf lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde;Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.01.2021 tarihli 2020/3837 Esas, 2021/279 Karar sayılı ilâmı incelendiğinde: “… Maden ocağı işyerlerinde asıl işin bir bölümünün alt işverene bırakıldığı tespit edildiğinde, asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren … kriteri her bir somut olay bakımından ayrı ayrı incelenmelidir. Özellikle galeri açma gibi kendine özgü teknik özellikleri ve bazı riskleri barındıran işlerde asıl işverenin bizatihi bu alanda uzmanlaşmış bir şirketten galeri açma hizmeti alması mümkün görülmelidir. Bu halde asıl işverenin kendisinin de galeri açabilecek teknik imkanlara sahip olması, aynı işin alt işverene verilmesini engellemez. Aynı şekilde işin yürütümünde, alt işverenin sahip olduğu teknoloji ile asıl işverenin sahip olduğu teknolojinin kıyaslanması da doğru bir yaklaşım değildir. İşin alt işverene verilebilmesi için alt işverenin asıl işverene göre gerek kullanılan teknoloji gerekse araç ve gereçler bakımından daha üstün olması gerektiği de söylenemez. …” denildiğini, muvazaa olgusunu ve ilave tediye alacağı talebini kabul etmediklerini, faize, faiz başlangıcına ve yargılama giderlerine itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yeraltı kömür üretimi ve galeri açma işi davalının asıl işi olduğu, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir … olmadığı, alt işverenler ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun yargı kararları ile tespit edildiği, davacı ile aynı işi yapan işçilerin muvazzaa tespiti talebiyle açtığı, lehlerine sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen dava dosyaları da birlikte değerlendirildiğinde davalı İdare ile ihbar olunan Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı; davalı … Genel Müdürlüğünün, 6772 sayılı Kanun kapsamında kalan bir kuruluş olduğu, davacının da davalı Kurumda … sözleşmesi ile çalıştığı, 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye alacağı talebinin kabulüne karar vermesinde de isabetsizlik bulunmadığı, davacının toplu … sözleşmesinden yararlandırılmasına yönelik talebi yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı ilâmının da ” … davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı kurumun işçisi sayılmasının, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davalı kurumun tarafı olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlandırılmasına imkân vermeyeceği gözetilmeksizin dava konusu alacaklara hükmedilmesinin isabetli olmadığı …” şeklindeki kararı dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin davacının toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği için reddine dair kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile diğer şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaalı olduğu durumda sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmemesi hâlinde asıl işverenin tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve bu bağlamda davacının ücretinin tespiti ile toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 370 ve 371 inci maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı … Kanunu, 6356 sayılı Kanun hükümleri.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı..
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.