Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/7289 E. 2022/7934 K. 16.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7289
KARAR NO : 2022/7934
KARAR TARİHİ : 16.06.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 25. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 23. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki olumlu yetki tespitinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının diğer davalı … (Tüm Taşıma İşçileri Sendikası) lehine olumlu tespit bildiriminde bulunduğunu, Bakanlığın yaptığı incelemede, davacı Şirkette toplam 7 işçinin çalıştığı ve bunlardan 3 kişinin davalı Sendikaya üye olduğu yolunda tespitte bulunduğunu, Bakanlığın bu tespitte hatalı değerlendirme yaptığını, yapılan tespitin kanunun amir hükümlerine aykırı olduğunu, davacı Şirketin faaliyet konusunun; taşımacılık ve taahhüt işleri olduğunu, yetki tespitinde davacı şirkette çalışan işçi sayısı ve sendikaya üye işçi sayısının hatalı belirlendiğini, emredici kuralın sendikanın “başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.” şeklinde olduğunu, oysa olayda böyle olmayıp yarıdan fazlasının kendi üyesi olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, diğer davalı … lehine yapmış olduğu 26.06.2020 tarihli olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının bu davayı açmaktaki tek amacının toplu sözleşme sürecini uzatmak, işi sürüncemede bırakmak olduğunu, esasen somut herhangi bir itirazda bulunmadığını, yapılan tespit işleminde bildirilen işçi sayısına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığını, işletme bünyesinde çalışan işçi sayısını söylemekten bile imtina ettiğini, yasanın kendisine tanıdığı hakkı kötüye kullanıp süre kazanmaya çalıştığını, davacının işyerinde çalışan işçilerin yarısından fazlasının sendika üyesi olmadığı iddiası ile yetkiye itiraz etmiş olmasının yersiz olduğunu, davacının bütün bunlara rağmen davayı uzatabilmek için bu tür itirazlarda bulunmayı göze aldığını, sendika üyeliği konusundaki yasal düzenleme karşısında toplu iş sözleşmesi sürecini durdurmak için bu davayı açtığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; itirazın süresinde olmaması halinde davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının dilekçesinde yapılan yetki tespitinde çalışan işçi sayısı ve sendikaya üye işçi sayısı tespitinin hatalı yapıldığını ve Şirkette çalışanların yarıdan fazlasının sendikanın kendi üyesi olması gerektiğini iddia ettiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle:
“…Davacı işletmede 7 çalışanın 3 ünün sendika üyesi olduğu ve yüzde kırk oranın sağlandığı ve bu nedenle Bakanlık tarafından yapılan 26/06/2020 tarihli yetki tespiti işleminin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle:
“…Davalı Bakanlık kayıtlarında; 1219784 nolu işyerinin… Nakliyat ve Taahhüt Tic. Ltd. Şti olarak belirtilmekle birlikte SGK kayıtlarında bu işyerinin işvereninin Göksel Doğan olduğu anlaşılmakla davadışı şahıs firması olduğu anlaşılmıştır. Böylece işletme kavramına dahil edilemeyecektir.
SGK kayıtlarının incelenmesinde; davalı… Nakliyat ve Tah. Tic. Ltd Şti adına 2 tane sicil numarası bulunduğu, 1420443 SGK sicil numaralı işyerinde başvuru tarihi 18/03/2020 tarihinde 7 tane işçi çalıştığı anlaşılmıştır.
1339478 SGK sicil numaralı işyerinde ise 2018 yılı Şubat ayından sonra çalışan kişi bulunmadığı 12/02/2018 tarihinde kod 16 (nakil) olarak bildirimde bulunulduğu ve … sendikasının yetki tespiti için başvuru yaptığı 18/03/2020 tarihinde davacı firma adına kayıtlı 1339478 SGK sicil numaralı işyerinde çalışan işçi bulunmadığı anlaşılmıştır.

Teknik bir amaç doğrultusunda faaliyet yürütülen ve bu kapsamda işçi çalıştırılan herbir birim işyeri olarak nitelendirilebilir. Buna göre işçi çalıştırılmayan bir yerin ise işyeri niteliğinde olması mümkün değildir. Bu anlamda işyeri kavramının vazgeçilmez unsurlarından birisi işçisi olup, çalışan işçi bulunmaması durumunda bir işyerinden söz edilemez bu durumda Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında faal bir işyeri numarasının bulunması sonuca etkili değildir.
Böylece yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmadığı anlaşılan 1339478 sicil numaralı birim işyeri niteliğine haiz olmadığından, yetki tespitinin sadece 1420443 sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu ve bu işyeri bakımınından sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlanması gerektiği açıktır.
Somut olayda, işletme toplu iş sözleşmesinin söz konusu olabilmesi için gereken aynı iş kolunda yer alan birden fazla işyeri şartı mevcut değildir.
Bu nedenle dava konusu 26/06/2020 tarihli 819294 sayılı yetki tespit kararının sadece 1420443 sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğundan, belirtilen işyerinde 18/03/2020 başvuru tarihi itibariyle davalı sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için 6356 sayılı sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunun 41/1 maddesi uyarınca, işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının kendi üyesi bulunması halinde bu işyeri için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir. 18/03/2020 tarihinde davacı işyerinde çalışan toplam işçi sayısı 7 olup davalı … sendikasının üye sayısı ise 3 tür Buna göre, … sendikasının yetki başvuru tarihi olan 18/03/2020 tarihinde işyerindeki üye yüzdesi %42,86 olup yarıdan fazlası olan çoğunluğu sağlayamadığı anlaşılmakla; davacının davasının kabulü ile; Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının … lehine yapmış olduğu 26/06/2020 tarihli 819294 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır…” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının … lehine yapmış olduğu 26.06.2020 tarihli 819294 sayılı olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; davacı şirkete ait üç ayrı işyeri olduğunu, bu işyerlerinin fiilen son bulmuş işyerleri olmayıp bu işyerlerinde geçici olarak çalışanın olmamasının işletme niteliğine bir etkide bulunmayacağını, faal olan bir işyerinde bugün olmasa bile ileride işçi çalıştırılabileceğni, işçisi olmasa bile bu işyerinde bir ticari faaliyetin yürütülebileceği gerçeği karşısında Bölge Adliye Mahkemesinin bu kabulünün hukuki ve bilimsel hiç bir geçerliliği olmadığını, bir işletmenin varlığı için işçi çalıştırma zorunluluğu olmadığını, alt işverenler aracılığıyla bile faaliyetin gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; Bakanlık kayıtlarının incelenmesinde, … Sendikasının… Nakliyat ve Taahhüt Tic. Ltd. Şti. işyerlerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için 17.03.2019 tarihli yazısı ile başvuruda bulunması üzerine 18.03.2020 tarihi itibariyle söz konusu şirkete ait aynı işkolunda faal olan 3 (üç) işyeri bulunduğu ve bu işyerlerinde 7 (yedi) işçinin çalıştığı, bunlardan 3 (üç) işçinin adı geçen Sendikaya üye olduğunun tespit edildiğini, olumlu yetki tespit yazısının usul ve kanuna uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası da şöyledir:
“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun’un “Yetki İtirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şöyledir:
“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta, … tarafından 18.03.2020 başvuru tarihi itibariyle davacıya ait 1339478, 1219784 ve 1420443 sicil numaralı işyerlerinde toplam 7 işçi çalıştığı ve davalı Sendikanın 3 üyesi bulunduğu gerekçesiyle toplu iş sözleşmesi yapabilmek davalı Sendikanın gerekli çoğunluğu sağladığına dair 26.06.2020 tarih ve 1420443 sayılı olumlu yetki tespit kararı verilmiştir.

2. Dosya kapsamı ve yetki tespit işlem dosyasına göre yetki tespitine esas alınan birimlerden 1339478 ve 1219784 sicil numaralı birimlerde başvuru tarihi itibariyle çalışan işçi bulunmadığı, diğer birimde ise başvuru tarihi itibariyle 7 işçi çalıştığı ve 3 sendika üyesi bulunduğu anlaşılmaktadır.

3. Belirtmek gerekir ki bir teknik amaç doğrultusunda faaliyet yürütülen ve bu kapsamda işçi çalıştırılan her birim işyeri olarak nitelendirilebilir. Bir faaliyetin (teknik amacın) icra edildiği ancak işçi çalıştırılmayan bir yerin ise işyeri niteliğinde olması mümkün değildir. Bu anlamda olmak üzere işyeri kavramının en önemli ve vazgeçilmez unsurlarından birisi işçi olup, çalışan işçi bulunmaması durumunda bir işyerinden söz edilemez. Bu ihtimalde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında faal bir işyeri sicil numarasının bulunması da sonuca etkili değildir.

4. Bu açıklamalara göre, yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmadığı anlaşılan 1339478 ve 1219784 sicil numaralı birimler işyeri niteliğini haiz olmadığından, yetki tespitinin sadece 1420443 sicil numaralı işyerine ve işyeri toplu iş sözleşmesine ilişkin olduğu, bu işyeri bakımından da sendika tarafından yarıdan fazla çoğunluğun sağlanması gerektiği, bununla birlikte Sendikanın gereken çoğunluğu sağlayamadığı açıktır. Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.