YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7282
KARAR NO : 2022/11094
KARAR TARİHİ : 04.10.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 4. … Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … nezdinde toplu taşıma araçlarında ihale alıcısı alt işverenlerin işçisi olarak çalıştırıldığını, davalı Belediyenin kadrolu işçileri ile alt işveren şirket işçilerinin aynı organizasyonlarda ve aynı çalışma koşullarına tabi olmasına rağmen davacının alt işveren Şirket işcisi olarak gösterildiğini, davalı … ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alımına dayalı ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu … sürerek, davacının davalı Belediyenin işçisi olduğunun tespiti ile yıllık izin ücreti alacağı, ücret farkı alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla çalışma alacağı, fark … parası alacağı ve genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava yasal süresi içinde açılmadığından öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacının yüklenici firmalarda 1 yıldan az çalıştığını ve yıllık izin ödemesinin kanun ve usule aykırı olduğunu, kıdem tazminatlarının ödendiğini, alt işverenler arasındaki hizmet alımına dayalı hukuki ilişkinin usulen uygun olarak kurulduğunu ve muvazaaya dayalı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Davacı tarafça davacı ile belediye kadrosunda bulunan çalışanların aynı işi yaptığı, ancak müvekkilinin kadroya alınmadığı için toplu … sözleşmesinden yararlandırılmadığı, kadrolu işçilerle taşeron işçilerin aynı organizasyonlarda ve aynı çalışma koşullarına tabi olmalarına rağmen muvaazalı bir biçimde taşeron firmaların işçisi gibi gösterildikleri … sürülerek davacının, davalı belediyenin işçisi olduğunu, tespiti ile fark, izin, ücret ilave tebliğe, pirim, ikramiye, fazla çalışma, … parası ve genel tatil alacakları ödenmesi gerektiğini iddia edilmiştir.
Tanıklarca araçların davalı belediyeye ait olduğu, çalışma zaman ve sistemini davalı Belediyenin amirlerini belirlediği, şoförler işe alınırken sınavın davalı belediyece yapıldığı taşeron şirket şoförleri ile belediye şoförlerinin aynı işi yaptıkları belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki belgeler ve tanık beyanlarından davacı ile kadrolu çalışan diğer şoförlerin aynı işi yaptığı, davacı işçinin aslında Belediyenin aynı işi yapan kadrolu şoförleri ile tamamen aynı şartlarda işe alınıp çalıştırıldığı halde alt … veren işçisi gibi kağıt üzerinde gösterildiği, alt işveren görünen ve ihale ile zaman zaman değişen firmaların işçi tedarikçisi olarak fonksiyon gördüğü anlaşılmış, bu anlamda muvazaanın varlığı kabul edilerek buna göre hesaplamalar yapılmıştır.
Davacının talepleri bu kabule bağlı olarak değerlendirilmiş, emsal belediye işçisi şoför … …’e davaya konu 2 yıl 5 … 28 gün boyunca yapılan ödemeler emsal alınarak davacının fark alacaklarına hükmedilmiştir…” gerekçesiyle davalı … ve dava dışı alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğu ve toplu … sözleşmelerinin tarafı Sendika üyesi olduğu anlaşılan davacının ilgili toplu … sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiği belirtilerek, emsal kadrolu işçiye yapılan ödemeler esas alınarak hesaplama yapılan bilirkişi raporu ile yapılan tespitler doğrultusunda belirlenen bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, ilave tediye alacağı, ücret farkı alacağı ile yıllık ücreti izin alacaklarının davalıdan tahsili yönünde davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; uyuşmazlık konusu yapılan alacakların zamanaşımına uğradığını, dava dışı alt işveren şirketler ile Belediye arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun olduğunu ve muvazaa iddiasının gerçek dışı olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde belediyenin görev ve sorumluluklarının belirtildiğini, aynı Kanun’un 67 nci maddesi gereğince toplu ulaşım ve taşıma hizmetlerinin alt işverenler aracılığıyla yapılmasında bir beis bulunmadığını, durumun konuya ilişkin olarak verilen yerleşik Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiğini, davaya konu alacakların toplu … sözleşmesi hükümleri doğrultusunda ancak sendika üyesi olunması hâlinde hak kazanılabilecek alacak kalemleri olduğunu, davacının kadrolu şoförler ile aynı sendika üyesi olmadığı gibi sendika dayanışma aidatı da ödemediğini, Mahkemece bu husustaki itirazları göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi gerektiğini … sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Dosyadaki kayıt ve belgeler ile dinlenen tanık anlatımlarına ve toplanan delillere göre, davacının çalışma süresi boyunca davalı … Belediyesi’nin şehir içi yolcu taşıma otobüslerinde şoför olarak çalıştığı, alt işverenlerin değişmesinin davacı işçiyi etkilemediği, belediye bünyesinde çalışmasını sürdürmüş olduğu, davacının kullandığı otobüslerin davalı belediyenin mülkiyetinde olduğu, bu otobüslerde taşeron şirket işçileri ile birlikte davalı belediyenin kodrolu işçilerinin çalıştığı, taşeron işçilerinin yüklenici firmalar üzerinden maaş almak dışında yüklenici firmalarla bir bağlantılarının olmadığı, taşeron şirket işçilerine tüm emir ve talimatların belediyede kadrolu olarak çalışan amirler tarafından verildiği, taşeron şirket işçilerinin davalı … tarafından yapılan mülakat ve direksiyon sınavı ile davalı … tarafından işe alındıkları, yüklenici firmaların işçi alımı konusunda bir yetkilerinin olmadığını, taşeron şirket işçilerinin davalı belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yaptıkları, davalı … ile dava dışı taşeron firmalar arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik olduğu, en üst düzeydeki işverenlik hak ve yetkilerinin davalı … tarafından kullanıldığı, davalı … ile dava dışı şirket arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, ilişkinin muvazaaya dayandığı, davacının baştan itibaren davalı belediyenin işçisi sayılması gerektiği, davacının dava konusu edilen bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, ilave tediye alacağı, ücret fak alacağı ve yıllık izin alacaklarının ödendiğinin davalı işveren tarafından yasal delilleriyle kanıtlanamadığı, davacının sözü edilen alacak kalemlerine hak kazandığı, zaman aşımı def’inin dikkate alındığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir…” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili . temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesindeki sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, mevzuata uygun olarak tesis edilen hukuki işlemler nedeniyle muvazaa iddiasının kabulünün hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi, 4857 sayılı … Kanunu’nun 2 nci maddesi, Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 16.03.2021 tarihli ve 2020/2612 Esas, 2021/6254 Karar sayılı; 13.09.2022 tarihli, 2022/8907 Esas, 2022/8966 Karar sayı ilâmları.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti dosya kapsamına uygun olduğundan, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya içeriğine ve aynı döneme ilişkin olarak Dairemizce temyiz incelemesi yapılan davalara ilişkin emsal kararlara göre, asıl işveren davalı … ile alt işverenler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazalı olduğunun tespitinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının davalı Belediyenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun ayrıca çözümü gereklidir.
3. Toplu … sözleşmesinden yararlanma, yukarıda İlgili Hukuk bölümünde de yer verildiği üzere 6356 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinde belirtilen şeklinde düzenlenmiş olup, benzer düzenlemeler mülga 2822 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde de bulunmaktadır.
4. Somut olayda, davacı işyerinde örgütlü ve yetkili olan Hizmet-… Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı … arasında imzalanan toplu … sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia etmiş, İlk Derece Mahkemesince davalı … ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacı işçinin davalının taraf olduğu toplu … sözleşmelerinin tamamından yararlanabileceği kabul edilmiştir. Ancak muvazaanın kabulü davacının doğrudan asıl işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanmasını sağlamaz. Muvazaanın tespiti hâlinde asıl işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlanabilmesi için davacının sendikaya üye olması yeterli olmayıp bunun yanında üyeliğin asıl işverene bildirilmiş olması şarttır.
5.Dosya kapsamından Mahkemece bu yönde herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dairemizin 22…..2022 tarihli “Eksikliğin giderilmesi” konulu yazısı üzerine davalı Belediyenin 22.07.2022 tarihli cevabi yazısında “davacının sendika üyeliği ilgili herhangi bir bildirim yapılmadığı” belirtilmiştir. Her ne kadar davalı Kurum söz konusu yazı cevabında, 05.03.2018 tarihinde davacının üyelik bildirimi yapıldığını da belirtmiş ise de somut olayda uyuşmazlık konusu dönemin 2013-2015 yılları arasında olduğu ve bu tarihten sonra yapılan bildirimin sonuca etkisi olmadığı anlaşılmaktadır.
6. Dairemizin eksikliğin giderilmesine ilişkin yazısına verilen cevabi yazı içeriği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmediği tespit edilmiş olup bu durumda davacının, davalı Belediyenin taraf olduğu toplu … sözleşmelerinden yaralanması mümkün değildir. Davacının sübut bulmayan toplu … sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.