YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/7181
KARAR NO : 2022/7476
KARAR TARİHİ : 13.06.2022
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait işyerinde kapsam dışı personel olarak çalışan ve başka kamu kurumuna nakledilen davacının ücretine sözleşme gereği zam yapılmaması nedeni ile eksik ücret ödendiğini belirterek, bu ücretin davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 15.04.2004 tarihinden yeni Kurumunda görevine başladığı tarihe kadar olan kamu görevlilerine yapılmış tüm artışların fark tazminatına esas ücretinin tespitinde dikkate alındığını, müvekkili Şirketin 5473 sayılı Değişik Adlar Altında İlave Ödemesi Bulunmayan Memurlara ve Sözleşmeli Personele Ek Ödeme Yapılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında belirlenen kurumlar arasında yer almadığını, davacının 4857 sayılı İş Kanunu’na (4857 sayılı Kanun) tabi işçi statüsünde görev yaptığını, 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu’nun (406 sayılı Kanun) Ek-29 uncu maddesine istinaden 4857 sayılı Kanun’a tabi kapsam dışı statüde çalışanların ücret, ikramiye, yardım gibi mali ve özlük haklarının Yönetim Kurulu tarafından belirlendiğini, bu sebeple davacının müvekkili Şirkette görev yaptığı süre içinde herhangi bir ödeme yapılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; davacı ile ilgili davalı işyerinde tüm bordrolar, ücret ve mali haklarına ilişkin işverence alınan tüm işletmesel kararlar getirtilerek, davacının kapsam dışı nakle tabi olarak çalıştığı dönemde 406 sayılı Kanun’un Ek 29 ve sözleşmenin 7 nci maddeleri uyarınca aynı statüde kamuda çalışan ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin ek II. cetveline tabi çalışanlara uygulanan artışlardan yararlandırılıp yararlandırılmadığı, artış yapılıp yapılmadığı, yapılan artışın tebliğlerle getirilen artışların altında kalıp kalmadığı, davacının fark alacağı olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece önceki kararda direnilmesine karar verilmesi üzerine direnme kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca somut uyuşmazlıkta idari yargı mahkemelerinin görevli olduğunun kabulü ile bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olup bu karara karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin yedinci fıkrası gereği Hukuk Genel Kurulunun verdiği karara uyulmasının zorunlu olması nedeniyle davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 13.06.2022 gününde oy birliği ile karar verildi.