Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6568 E. 2022/7429 K. 08.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6568
KARAR NO : 2022/7429
KARAR TARİHİ : 08.06.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 26. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 6. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda verilen kaldırma kararı üzerine İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 16.10.2001-22.07.2016 tarihleri arasında çalıştığını, sigortasının en… Öğretim işletmeleri A.Ş. çalışanı olarak gösterildiğini, FETÖ soruşturması kapsamında davalı Şirket ve bağlı şirketlere kayyum atandığını, bir süre kayyuma bağlı çalıştığını, 15.07.2016 darbe girişimi ile birçok şirketin Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatıldığını, son aya ilişkin ücret alacakları da ödenmeden işten çıkartıldığını, fazla çalışma yaptığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izin kullanmadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket hakkında FETÖ soruşturması yapılarak Şirketin olağanüstü hâl kapsamında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna (TMSF) devredildiğini, Şirkete kayyum atandığını, işyerinin TMSF tarafından atanan kayyum Yönetim Kurulunca yönetildiğini, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının davalı Şirkette çalışmasının olmadığını, davacının … Öğretim İşletmeleri A.Ş. çalışanı olduğunu, davanın bu Şirkete açılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı … Öğretim İşletmeleri A.Ş’nin … Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu davalının da kabulünde olup bu hususun tek başına … Holding A.Ş.’yi davacının alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, Şirketlerin aynı Holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzelkişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da iddia edilmediği, tüm bu nedenlerle davacının dava dışı … Öğretim İşletmeleri A.Ş işçisi olduğu ve davalı … Holding A.Ş’ye sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı Şirket ile davacının sigortasının gösterildiği dava dışı … Öğretim İşletmeleri A.Ş.’nin aralarında organik bağ bulunduğu Mahkemenin kabulünde olup bu hususun davalı holdingi davacının tazminatlarından sorumlu hâle getirdiğini, Mahkemenin gerekçeli kararda dayandığı emsal kararı yeterince incelememiş olduğunu, zira işbu kararda şirketlerin birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması hususundan bahsedilmiş olduğunu, Mahkeme huzurunda beyanları alınan davacı asılların hizmet verdikleri yerin … Holding binası olduğunu ve çalıştıkları yemekhanede hizmet alanların … Holding çalışanları olduğunu ifade ettiklerini, birlikte istihdam olgusu dosya kapsamından anlaşılmakta olup davacıların dosya davalısı … Holdinge hizmet verdiklerinin ortada olduğunu, davacıların sigorta girişlerinin Holding bünyesi içerisindeki herhangi bir şirkette olması sonucu tazminatlarına ulaşma imkânlarının TMSF yardımı ile ellerinden alınmasının 4857 sayılı İş Kanunu’nun ruhuna ve değerlerine tam anlamıyla ters düştüğünü, FETÖ/PDY terör örgütünün finansal kaynağı olarak görülen davalı … Holding A.Ş. ve Holdinge bağlı tüm şirketlere TMSF tarafından el konularak kayyum atanmış olduğunu, davacının asıl işvereni … Holding A.Ş. olduğu hâlde grubun diğer şirketi olan … Öğretim İşletmeleri A.Ş. üzerinden sigortasının gösterildiğini, dava dışı Şirket ile davalı Holding arasında organik bağ olduğunun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından, davalının cevap dilekçesinden ve dosyada mübrez basın-yayın kuruluşlarının haberlerinden sabit olduğunu, organik bağ ve devir hükümleri açık olup davacının işçilik alacaklarının davalıdan ve davalının yönetim işini üstlenen TMSF’den tahsili gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, dava dışı … Öğretim İşletmeleri A.Ş. nezdinde sigortalı olarak çalıştığı, dava dışı Şirketin … Holding bünyesindeki şirketlerden biri olduğu ancak bu husususun tek başına davalı Şirketi davacının işçilik alacaklarından sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, şirketlerin aynı Holding bünyesinde bulunmasının, birinin asıl işveren olduğu işte diğerlerini de asıl ya da alt işveren konumuna getirmeyeceği, bunun dışında davacı tarafından birlikte istihdam, geçici iş ilişkisi, işyeri devri, iş sözleşmesi devri ya da muvazaa veya tüzelkişilik perdesinin kaldırılmasını gerektiren başka durumların da kanıtlanamadığı (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2013/13472 Esas, 2014/15884 Karar sayılı kararı.), davacının dava dışı Şirketin işçisi olduğu ve davalı Şirkete sorumluluk atfedilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, müvekkilinin sigortalı olarak gösterildiği dava dışı Şirket ile davalı Şirketin aralarında organik bağ bulunduğunu ve dosyadaki delillerle davalının sorumluluğu ispatlandığından davanın husumetten reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, kaldı ki kayden sigortasını yatıran dava dışı Şirkete Devlet tarafından el konulup kapatıldığından davalı Holdinge dava açmaktan başka bir alternatiflerinin de bulunmadığını, şayet husumetten ret kararı doğru ise davanın kime yöneltilmesi gerektiğinin de Yargıtayca tespit edilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin işçilik alacaklarının organik bağ ve devir hükümlerine göre davalıdan ve davalının yönetimini üstlenen TMSF’den tahsiline karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve tatil ücreti alacaklarının olup olmadığı ve tüm bu tazminat ve işçilik alacaklarınından davalı Şirketin sorumlu tutulup tutulmayacağına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 4857 sayılı İş Kanunu’nun ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme
1.Davacı, davalı Şirket bünyesinde çalışmasına rağmen sigortasının gruba ait dava dışı … Öğretim İşletmeleri A.Ş. üzerinden gösterildiğini ve aralarında organik bağ bulunduğunu iddia ederek davasını davalı Holding’e yöneltmiştir.

2. Dosya içeriğinden, davacının aşçı pozisyonunda çalıştığı anlaşılmaktadır. Yargılama safhasında dinlenen davacı tanıkları davacının eğitim ve öğretim ile alakasının bulunmadığını, hizmet verdikleri yerin … Holding olduğunu beyan etmişlerdir.

3. Öte yandan hukuki nitelendirme hâkime ait olup dava dilekçesinde davalı Şirket ile dava dışı Şirketin aralarındaki bağın organik bağ olarak nitelendirilmesi, hâkimi bağlayıcı bir beyan olarak kabul edilemez.

4. Her ne kadar davacı tanıklarının davalı işverenliğe karşı davaları olup aralarında menfaat birliği var ise de salt bu neden, beyanlarının değerlendirme dışında tutulması için yeterli değildir. Ancak beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ve beyanların dosya içeriğine göre bir değerlendirmeye tabi tutulması gereklidir. Bu bağlamda, davacı aşçı olarak çalışmış olmakla, eğitim öğretim kurumu olan ve davacının sigorta kaydının yapıldığı dava dışı Şirketin de yemek hizmeti sunması beklenemez. Bu durumda davacının fiilen çalıştığı işyerinin … Holding bünyesinde olup olmadığı araştırılmalı ve bu işyerinin davalı … Holding bünyesinde olduğunun anlaşılması hâlinde dava dışı Şirketle aralarındaki ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek dava konusu alacaklar bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.