YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6522
KARAR NO : 2022/7076
KARAR TARİHİ : 06.06.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 50. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 27. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın Türk Telekom Telsiz İşletme Müdürlüğünde memur statüsünde çalışmakta iken özelleştirme sonucu 01.07.2005 tarihli devir protokolü ile emekli olana kadar davalı Kurumda çalıştığını, sözü edilen protokolde devir öncesi aylık ücretin, fazla çalışmanın, yılda iki kez ikramiyenin, tediye yarım ikramiyesinin ve nöbet primlerinin ödenmeye devam edeceği belirtilmesine rağmen ilk ay dışında sadece tediye ödemesinin yapıldığını oysa protokole göre devir sonrası alınması gereken ücret ile fark kapanıncaya kadar Genel Müdürlük tarafından devir öncesi hakların tazminat olarak ödenmesi gerektiğini, hesap usulünün ise 02.11.2001 tarihli Genelge ile düzenlendiğini ileri sürerek fazla çalışma, nöbet vardiya ücreti ve ikramiye alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı … ile Türk Telekom A.Ş. arasında 5189 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 10 uncu maddesi ile 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun’a (2813 sayılı Kanun) eklenen ek 2 inci madde kapsamında Türk Telekom personelinin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne devrine ilişkin devir protokolü düzenlendiğini, protokol kapsamında davacının devir alındığı tarihteki ücret ve eklerinin davalı kuruluştaki emsali unvana göre yüksek olduğu anlaşıldığından ücret miktarı eşitleninceye kadar davacıya zam yapılmadığını, 11.12.2016 tarihli ve 2006/233 sayılı Yönetim Kurulu kararı gereği eşitlenme sağlandığını, hiyerarşik yapıya göre ücretlerin yeniden belirlendiğini, kanuni düzenleme gereği yılda iki adet ilave tediye ödemesi yapıldığını, ancak davacının devir öncesi iki tam ikramiye ve dört tediye aldığını, devirle birlikte iki tam ikramiyenin davacının ücretine eklendiğini ve diğer personelin ücretine denk gelene kadar davacının ücretinin dondurulduğunu, bu sürecin iki yıl sürdüğünü ve bu esnada dört tediyenin ödenmeye devam ettiğini, davacının fazla çalışma yapmadığını, nöbetçi olan personelin gece nöbetlerini dinlenme odalarında üç saat dinlenme süresi kullanarak geçirdiğini, davacının devir öncesi aylık 195 saate tekabül eden saat karşılığında vardiya primi aldığını ancak kendi kuruluşlarında vardiya primi olmadığını bu sebeple yerine fazla çalışma ücreti ödendiğini ve talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile devir protokolü ile devredilen personelin geçmiş haklarından doğan bir fark söz konusu ise bu farkın tazminat olarak ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu, davacının ise tazminat talebinin bulunmadığı, davacının işyeri kayıtlarına göre tespit edilenden fazla çalışmasının olmadığı, işyeri kayıtlarına göre belirlenen fazla çalışmanın karşılığının ise davacıya ödendiği, davacının nöbetçi olduğu günlere karşılık olarak izin kullandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; özetle devirden sonraki hak edişlerinin devralan davalı tarafından eksik ödenmesi ya da hiç ödenmemesi sebebiyle davayı açtıklarını, Mahkemece tanıklarını bildirmek üzere taraflara iki haftalık kesin süre verildiğini, bu süre içinde her ne kadar tanık bildirmemiş olsalar da 26.12.2017 tarihli 3 üncü celsede tanıklarını bildirmek için yeniden süre talep ettiklerini, dava kamu düzenine ilişkin olmasına karşın Mahkemece tanık dinletme taleplerinin gerekçesiz reddedildiğini, ücret çizelgeleri, ücret bordrosu, tediye ödemelerini gösteren listeler incelendiğinde; bu alacak kalemlerinin hiçbirinin davacıya ödenmediğinin açıkça görüleceğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekiline tanık bildirmek üzere yöntemince iki haftalık kesin süre verilmesine karşın tanıkların bildirilmediği, tanık bildirmek için ikinci kez istenilen süre talebinin reddinde isabetsizlik olmadığı, özelleştirme sonrası davacıya ikramiye ödemesinin yapılmayacağına dair 19.07.2005 tarihli Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün yazısının bulunması ve davacının bu tarihten sonra bahsi geçen ikramiye alacağının hukuki dayanağının kalmaması karşısında talebin reddinin dosya kapsamına uygun olduğu, yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, kayıtlar, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; özetle istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerin yanı sıra nöbet vardiyası karşılığı izin kullanmadığını, bilirkişi raporunun hükme esas alınabilir nitelikte olmadığını, raporda hesaplama yapılmadığını, alacakların ödendiğini gösterir ıslak imzalı bir belge olmadığını, tazminat talepleri olmadığı yönünde yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu bu noktada hukuki nitelendirmenin hâkimin görevi olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … ile Türk Telekom A.Ş. arasında 5189 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile 2813 sayılı Kanun’a eklenen 2 inci madde kapsamında düzenlenen devir protokolüne göre davacının fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma, nöbet vardiya ve ikramiye ücretlerinin eksiksiz ve tam olarak ödenip ödenmediği ve davacı vekilinin tanık deliline yöntemince başvurup başvurmadığı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesi.
2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 27, 240, 243, 318 inci maddeleri.
3.2813 sayılı Kanun’un ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“…Devredilen personele, devredildiği tarihteki pozisyonlarına ait aylık ücret, ikramiye ve benzeri adlarla yapılan ödemelerin toplam net tutarı, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından bu personelin istihdam edileceği pozisyonda hak edeceği aylık ücretlerinin, varsa ikramiye dahil, her türlü ödemelerin, fazla çalışma ücreti, fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç olmak üzere, toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir kesintiye tâbi tutulmaksızın ve fark kapanıncaya kadar bu Genel Müdürlükçe ayrıca tazminat olarak ödenir. … “
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Yukarıda açıklanan İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemeleri gerekçeleri ile ilgili hukuk bölümünde değinilen mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı yanca ileri sürülen zamanaşımı def’i sebebiyle hesaplamaya konu dönem 01.12.2011 tarihinden davacı işçinin emekli olduğu 11.06.2015 tarihine kadar geçen süre olup davacının bu dönem bakımından talep konusu alacakların varlığını ispatlayamadığı, süresinde bildirilmeyen tanıkların dinlenmesi talebinin reddinde ise bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.