Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6500 E. 2022/7066 K. 06.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6500
KARAR NO : 2022/7066
KARAR TARİHİ : 06.06.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : TESPİT

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Suruç Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı Vakıf bünyesinde çalışmakta iken, vakfın unvan verme çalışması sonucu davacının fiili çalışma durumuna ters biçimde unvan verdiğini, müvekkilinin bu duruma itirazda bulunduğunu, bu talebinin davalının 17.12.2003 tarihindeki 2013/1261 sayılı işlem numarası ile reddedildiğini, bunun üzerine müvekkilinin idare mahkemesinde dava açtığını ve bu davasının da reddedildiğini, ardından kararın müvekkili tarafından temyiz edildiğini, temyiz sonrasında Danıştayın dosyayı görev yönünden bozduğunu, müvekkilinin işe başladığı andan itibaren büro görevlisi olarak çalıştığını, Vakıfın Başkanı olan kaymakamların sekreterliğini de müvekkilinin yürüttüğünü, bu duruma tüm Kaymakamlık personelinin şahit olduğunu, hak ihlali olmaması açısından bir işçiye unvanının fiili hizmetine göre verilmek zorunda olduğunu, müvekkilinin kimlik kartındaki görevi sekreter olarak belirtilmesine rağmen yardımcı hizmetler unvanına tabi edilmesinin korunan müktesep hak kavramına aykırı olduğunu ileri sürerek müvekkilinin unvanının ilk talep tarihinden itibaren büro görevlisi olarak tespit edilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili özetle; öncelikle davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının kadro ve görev dağılımının Bakanlık tarafından kurum çalışanlarının yaptıkları iş ve iş bölümüne göre belirlenmiş olup davacının yaptığı işe göre görev tanımı ve kadro tanımı yapıldığını, unvan değişikliği talepleri ile ilgili olarak başvurucunun gerekli nitelikleri taşıması ve buna uygun boş pozisyonun bulunması ve Vakıf Mütevelli Heyetinin uygun görmesi şartı ile unvan değişikliği yapılarak sözleşmesinin yenileceğini, davacının unvan değişikliği talebinin mevzuat hükümlerini karşılamadığını ve bu nedenle talebinin reddedildiğini, ayrıca davacının … 1. İdare Mahkemesinde açtığı davada davanın esastan reddine karar verildiğini, yapılan temyiz incelemesi sonrası görev yönüyle davanın reddine karar verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, tarafların iddia ve savunmaları ve tanık beyanları ışığında dosya değerlendirildiğinde; davacının unvanı yardımcı hizmetler görevlisi olarak tespit edilmiş ise de, tanıkların ifadeleri ve davacının çalışma şartları itibarıyla davacının unvanının; dava dilekçesinde “ilk talep tarihinden itibaren” şeklindeki talep muvacehesinde, bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere “büro görevlisi” olması gerektiği kanaatine varılarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kadro ve görev dağılımının Bakanlık tarafından yapıldığını, davacının evvelce … 1. İdare Mahkemesinin 2014/242 esasına kayıtlı olarak açtığı davada 2015/2021 Karar sayılı kararı ile davanın esastan reddine karar verildiğini, taraflar arasında yapılan belirli süreli iş sözleşmesinde davacının yardımcı hizmet görevlisi unvanı ile çalışacağının hüküm altına alındığını ve sözleşmenin taraflarca imzalandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“Davacının davası, ilk talep tarihinden itibaren büro görevlisi olarak tespiti istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde “(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” hükümlerine yer verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 114 (1) h) maddesinde de “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” bir dava şartı olarak öngörülmüştür.
Somut olayda davacının, halen çalışmaya devam ettiği, davalı işyerindeki çalışmalarının büro görevlisi olarak tespitini talep ettiği, edaya ilişkin herhangi bir işçilik alacağı talebinin bulunmadığı, bu haliyle herhangi bir somut hak talebi içermeyen davada güncel yarar bulunmadığı anlaşılmakla, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.” gerekçesiyle mahkeme hükmü kaldırılarak davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyizi dilekçesinde; açılan davada müvekkili adına fiilen verilen görevin tescil edilmesini istediklerini, davayı açmaktaki maksadın bu mesleki unvanın resmî olarak tespiti ve sonrasında tescilini yaptırarak müvekkilinin buna göre özlük haklarına kavuşmasını sağlamak olduğunu, dolayısıyla hukuki yararın mevcut olduğunu, bu davada istenenin karşı yan tarafından bir işin yapılması ya da yapılmaması veya herhangi bir alacağın verilmesine ilişkin bir eda davası ve 4857 sayılı İş Kanunu’ndan kaynaklı işçilik alacaklarının verilmesine ilişkin bir alacak davası olmayıp asıl talebin müvekkilinin unvanının, bir olgunun tespiti olduğunu, müvekkilinin kimlik kartında görevi sekreter yazmasına rağmen kendisinin doğal olarak büro görevlisi kabul edilmesi gerekirken yardımcı hizmetler unvanına maruz bırakılmasının korunan müktesep hak kavramına aykırı olacağını, müvekkilinin haklarının aynen muhafazası için İstinaf Mahkemesi kararının bozularak İlk Derece Mahkemesi kararının kabulü gerektiğini, bu unvanın tespit edilmemesinin müvekkilinin daha az ücret almasına sebebiyet vereceğini, davada istenilenin bir edim değil, sadece tespit olduğunu, İstinaf Mahkemesi kararının bozularak müvekkilinin unvanının ilk talep tarihinden itibaren büro görevlisi olduğunun resmî olarak tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının davalıya ait işyerinde ilk talep tarihinden itibaren büro görevlisi olarak çalıştığının tespiti isteminde hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Tespit davası” kenar başlıklı 106 ncı maddesi şöyledir:

“(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin
varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı
açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”

2.6100 sayılı Kanun’un “Dava şartları” kenar başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının h bendi şöyledir:

“h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.”

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Ş.K.