Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6365 E. 2022/7130 K. 07.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6365
KARAR NO : 2022/7130
KARAR TARİHİ : 07.06.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı İdare bünyesinde alt işveren şirketler aracılığıyla çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna atandığını ve ücretinin asgari ücretin % fazlası olarak belirlendiğini ayrıca davacıya her altı aylık dönemde %4 ücret zammı yapılması gerektiğini, davacıya 01.01.2019 tarihinden itibaren sadece %4 ücret zammı yapıldığını ve bu şekilde ücretlerinin eksik ödendiğini ileri sürerek; ücret, ikramiye, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile gece zammı fark alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinde herhangi bir azalma olmadığını ayrıca toplu iş sözleşmesi uyarınca belirlenen %4 oranında zam artışının da yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının 696 sayılı KHK kapsamında 02.04.2018 tarihinden itibaren sürekli işçi kadrosuna geçtiği, imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında sözleşme süresince işçiye her ay brüt asgari ücretin %fazlası üzerinden ödeme yapılacağı belirtilmesine rağmen ücretinin ve buna bağlı olarak diğer alacak taleplerinin eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, davacının ücretinin korunarak üzerine %4’lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini, söz konusu alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek ilk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının kadroya geçirilirken imzalanan iş sözleşmesinde ücret miktarının asgari ücretin belli oranda fazlası olarak belirtilmesine rağmen kadroya geçtikten sonra ücretinin taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesine uygun olarak ödenmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, davacı gibi sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ve diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağını, davacının ücretinin korunarak üzerine %4’lük zam yapıldığını, herhangi bir ücret indirimine gidilmediğini ve temyiz dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve hükmedilen vekâlet ücreti hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk
1.20.11.2017 tarihli ve 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü maddesinde belirtilen kamu idareleri ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda ve yine maddede belirtilen idarelerin merkez ve taşra teşkilatlarında, 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuattaki hükümler uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 04.12.2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanların, maddede öngörülen şartları taşımaları, yazılı olarak başvurmaları ve yapılacak sınavda başarılı olmaları kaydıyla sürekli işçi kadrolarına geçirilecekleri düzenlenmiştir.

2. 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
“…
Sürekli işçi kadrolanna geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakta birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklan, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. …
…”

3. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu İş Sözleşmesi Hükümleri’nin ilgili bölümü şöyledir:
“375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 23. maddesinin altıncı fıkrasında; geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin, anılan madde kapsamında yer alan idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacağı düzenlemiştir. Geçiş işlemleri tamamlanan işçilere idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümleri aşağıda yer almaktadır.
ÜCRET ZAMMI:

01.07.2018- 31.12.2018 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 30.06.2018 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2018 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.01.2019- 30.06.2019 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 01.01.2019 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.07.2019- 31.12.2019 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 30.06.2019 tarihinde almakta olduklan günlük çıplak ücretlerine 01.07.2019 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.01.2020-30.06.2020 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 01.01.2020 tarihinde atmakta oldukları günlük çıplak ücretlerine aynı tarihten itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
01.07.2020- 31.10.2020 tarihleri arası ücret zammı:
İşçilerin 30.06.2020 tarihinde almakta oldukları günlük çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden itibaren %4 (yüzde dört) oranında zam yapılmıştır.
…”

4. 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) “Çalışma koşullarında değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi” kenar başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
“İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. …”

5. 4857 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, “Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme yapılamaz.” düzenlemesini içermektedir.

6. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmasında ücret” kenar başlıklı 16 ncı maddesi şöyledir:
” (1)1136 sayılı Kanunun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaştırma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL. maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek bu Tarifeye göre belirlenir.”

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Taraflar arasında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin nitelendirilmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında açıkça 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesindeki anlaşmalardan doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında, bu Tarife’de yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarların, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturacağı ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi ilgili hükümde yer alan düzenleme avukat ile vekil edeni arasındaki avukatlık ücretinin asgari sınırının belirlenmesine ilişkindir.

3. Bu itibarla hükümde öngörülen ücretin, karşı taraftan tahsil edilmesi gereken vekâlet ücreti olarak anlaşılması mümkün değildir. Aksine, maddenin (c) bendinde önce arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde vekilin hak kazanacağı vekâlet ücretinin maktu miktarı belirlenmiş, (ç) bendinde ise tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücretin (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek belirleneceği ifade edilmiştir. Kanun hükmüne göre gerek ( c) bendindeki maktu ücretin, gerekse (ç) bendindeki mahsup sonucu oluşan ücretin vekil edenin avukatına ödeyeceği ücret olduğu anlaşılmaktadır. Bu miktarın Mahkemece yapılan yargılama sonucunda karşı taraftan tahsili gerektiğine yönelik hüküm kurulması mümkün değildir.

4. Bu açıklamalara göre uyuşmazlığın Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendindeki düzenlemenin avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekâlet ücretinin miktarına yönelik olduğu, arabuluculuk sonrasında açılan davadaki yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekâlet ücreti olarak değerlendirilemeyeceği, bu itibarla davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16 ıncı maddesine göre ayrıca bir vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının vekâlet ücretine yönelik olarak kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının “Davacı arabuluculuk aşamasını vekil marifeti ile takip ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 16/2.maddesine göre belirlenen 1.080-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı vekiline verilmesine, ” şeklindeki (11) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına ve sonraki bent numaralarının buna göre teselsül ettirilerek hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.