Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6331 E. 2022/7199 K. 08.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6331
KARAR NO : 2022/7199
KARAR TARİHİ : 08.06.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 48. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacıyı temsilen … Sendikası vekili, davalı … Otopark Ulaşım Anonim Şirketi (TEKPARK AŞ) işçisi olan davacının … Büyükşehir Belediyesine bağlı işyerlerinde otobüs şoförü kadrosunda süreklilik arz eden işlerde çalıştığını, davacının … Sendikası üyesi olup davalı… AŞ ile … Sendikası arasında Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinden yararlandığını, buna karşın davacıya toplu iş sözleşmeleriyle belirlenen ilave tediye, ücret zammı ve hastalık yardımı ile ilgili normatif hükümlerin uygulanmaması nedeniyle ücretlerinin düzenlemelere uygun şekilde hesaplanıp ödenmediğini ileri sürerek ödenmeyen ilave tediye ile eksik hesaplamadan kaynaklı ücret farkı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu ilave tediye alacağı iddiasının dayanağının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) olduğunu, Kanun’da ilave tediye ödemesi yapacak kurum ve kuruluşların belirlendiğini, davalı Şirketin özel hukuk tüzel kişiliğine haiz bir anonim şirket olduğunu, belediye şirketlerinin 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığına ilişkin Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, bu nedenle kamu kurumu olma niteliğine haiz olmadığından ilave tediye ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, davacıya toplu iş sözleşmeleri hükümlerine uygun olarak ücret zammı yapıldığını ve sosyal yardımların ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Şirketin dava dışı … Büyükşehir Belediyesinin iştiraki olduğu ve sermayesinin tamamının dava dışı Belediyeye ait olduğu, davacının ilave tediye alacağı talebini, toplu iş sözleşmesi hükümlerine dayandırdığı, sendika üyelik fişine göre davacının davaya konu alacağının doğduğunu iddia ettiği dönemde toplu iş sözleşmesinin tarafı olan … Sendikasına üye olduğu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) “Toplu iş sözleşmesinin hükmü” başlıklı 36 ncı maddesinin; “Toplu iş sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe iş sözleşmeleri toplu iş sözleşmesine aykırı olamaz. İş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümler alır. Toplu iş sözleşmesinde iş sözleşmelerine aykırı hükümlerin bulunması halinde ise iş sözleşmesinin işçi yararına olan hükümleri geçerlidir.” düzenlemesini içerdiği; Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 10.02.2017 tarihli ve 2016/1928 Esas, 2017/361 Karar sayılı kararı ile … Sendikası ile davalı Şirket arasında 01.05.2016-30.04.2018 tarihlerinde geçerli olan toplu iş sözleşmesi yapıldığı, söz konusu sözleşmenin “İlave tediye” başlıklı 36 ncı maddesinde; “6772 sayılı Kanun gereği 52 günlük ücreti tutarında ilave tediye verilir ve bu ilave tediye Bakanlar Kurulunun belirlediği tarihlerde ödenir.” düzenlemesinin yer aldığı, Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının 05.02.2019 tarihli ve 2019/26 Esas, 2019/46 Karar sayılı kararı ile … Sendikası ile davalı Şirket arasında 01.05.2018–30.04.2020 tarihlerinde geçerli olan toplu iş sözleşmesi yapıldığı, söz konusu sözleşmenin “İlave tediye” başlıklı 45 inci maddesinde ise; “6772 sayılı kanunda belirtilen 52 günlük ücretleri tutarında ilave tediye verilir ve bu ilave tediye Cumhurbaşkanlığınca belirlenen tarihlerde ödenir.” düzenlemesinin yer aldığı, bu maddeler ile 6772 sayılı Kanun’a atıf yapılarak, taraflar arasında geçerli toplu iş sözleşmesi ile akdi bir ilave tediye alacağı düzenlemesi yapılmış olduğundan ve anılan düzenleme işçi lehine bulunduğundan davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, toplu iş sözleşmesi ve iş sözleşmesi hükümlerine göre yapılması gereken zam oranlarının usulünce yansıtılmadığı, ücretlerin eksik ödendiği, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın dosya kapsamı ile uyumlu, somut verilere dayalı olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, İlk Derece Mahkemesince usule ilişkin itirazlarının incelenmediğini ve Mahkeme ilâmında yer bulmadığını, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesine aykırı açıldığını ve reddinin gerektiğini, dava konusu taleplerin belirlenebilir alacaklar olduğundan net ve kesin olarak miktar belirtmesi gereken davacının harç masraflarından kaçınmak için kısmi dava açmasının usul hukukuna ve Yargıtayın konuyla ilgili son içtihadına aykırı olduğunu, talep edilen alacağın akdi değil yasal bir alacak olduğunu, bilirkişinin hataya düşerek dava konusu alacağın akdi olduğunu beyan ettiğini, davacının Belediye iştiraki olan davalı Şirkette çalışmasına rağmen ilave tediye alacaklarının ödenmediğini iddia ederek tahsilini talep ettiğini, ancak davacının Devlet tarafından kanun ve kanunun verdiği yetki ile idari işlemle kurulan, kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruluşlardan olmayan … Büyükşehir Belediyesinin hissedarı bulunduğunu, özel hukuk hükümlerine tabi şirket işçisi olması nedeniyle davacının ilave tediyeden yararlanma hakkı bulunmadığını, bu nedenlerle davacının ilave tediye alacak talebinin reddi gerekirken kabulünün isabetsiz olduğunu, davalı Şirketin 6772 sayılı Kanun kapsamına girmediğini, Yargıtayın görüş değişikliğinden evvel taraflar arasında toplu iş sözleşmesi imzalandığını ve ilgili madde kararlaştırarak ilave tediye alacağının bir süre davacıya ödendiğini ancak Yargıtayın görüş değişikliğinden sonra bu ödemenin yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinde davanın 6100 sayılı Kanunu’nun 107 nci maddesine göre belirsiz alacak davası olarak değil, aynı Kanun’un 109 uncu maddesine göre kısmi dava olarak açıldığının belirtildiği, davanın kısmi dava olarak açılmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, davalı Şirketin dava dışı … Büyükşehir Belediyesinin bir iştiraki olduğu ve sermayesinin tamamının dava dışı Belediyeye ait olduğu, davacının ilave tediye alacağı talebini toplu iş sözleşmesi hükümlerine dayandırdığı, dosyada mevcut sendika üyelik fişine göre davacının davaya konu alacağının doğduğunu iddia ettiği dönemde toplu iş sözleşmesinin tarafı olan … Sendikasına üye olduğu, taraflar arasında geçerli olan toplu iş sözleşmesi ile işçi lehine bir akdi ilave tediye alacağı düzenlemesi söz konusu olduğundan davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, yerel Mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalı Şirketin bir belediye şirketi olduğunu ve Yargıtayın istikrar kazanmış içtihatlarına göre belediye şirketlerinin 6772 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, bu sebeple ilave tediye ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığını, 01.05.2018 – 30.04.2020 tarihleri arasında yürürlükte kalan 26.02.2019 tarihli toplu iş sözleşmesinin 45 inci maddesinde; davalı Şirket ile davacının üyesi olduğu Sendikanın kanuni ilave tediye ödenmesi konusunda mutabık kaldıklarını, taraflarının kanundan bağımsız bir ikramiye isteselerdi 6772 sayılı Kanun’a atıf yapmayacaklarını, söz konusu alacağın ödeme tarihlerinin bile toplu iş sözleşmesiyle belirlenmeyip 6772 sayılı Kanun gereği Cumhurbaşkanı ilanına bırakıldığını, tarafların Yargıtayın görüş değişikliğinden evvelki kararlarına istinaden 6772 sayılı Kanun’a atfen bir alacak belirlendiğini; ancak daha sonra Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin görüş değiştirdiğini ve istikrarlı olarak uyguladığını, istinaf mahkemesinin yanılgıya düşerek davalı Belediye Şirketinin 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından ve söz konusu alacağın kanuni olmayıp akdi alacak olduğundan bahisle tarafların 6772 sayılı Kanun’a atfen kararlaştırdıkları toplu iş sözleşmesinin amacına aykırı hüküm kurduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı… AŞ ile … Sendikası arasında Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığının kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde düzenlenen ilave tediye alacağının niteliği, davacının alacağa hak kazanıp kazanamayacağı ve yargılama giderlerinden sorumluluk hususlarına ilişkin bulunmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1.6772 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesi, 326 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. 6356 sayılı Kanun’un 17, 33, 39, 51 inci maddeleri.

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117 nci maddesi.

5. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası.

6. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) 18/A maddesinin 11,12,13 ve 14 üncü fıkraları şöyledir :
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.”

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir

2. İlk Derece Mahkemesinin; belediyelerin hissedarı olduğu özel hukuk tüzel kişisi şirketlerin 6772 sayılı Kanun kapsamına girmedikleri ve işçilerine kanuni ilave tediye ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığı hususları Yargıtay 9. Hukuk Dairesi içtihatları ile kabul edilmekte ise de bu durumun söz konusu şirket işçilerine toplu iş sözleşmeleri ile akdi ilave tediye ödenmesine ilişkin düzenleme getirilmesine engel teşkil etmediği, davalı Şirket işçilerini kapsamayan 6772 sayılı Kanun’a, ilave tediyeye hak kazanma bakımından değil, ilave tediyenin hesaplanması, unsurları ve ödenmesi bakımından yollamada bulunulduğu, 6772 sayılı Kanun hükümlerinin ilave tediye şeklinde hesaplanıp ödenen akdi ikramiyeyi dışlar bir içeriğe sahip olmadığı, netice olarak toplu iş sözleşmesi hükmünde yer alan düzenlemeye göre davacı işçinin 6772 sayılı Kanun’dan yararlanarak kanuni ilave tediye alabileceği değil, ilave tediye olarak isimlendirilmiş akdi ikramiye alabileceğinin kabul edildiği gerekçesiyle verdiği kararın ve davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönüyle isabetli olduğu anlaşılmaktadır.

3. İlk Derece Mahkemesi kararında zorunlu arabuluculuk gideri bakımından hatalı şekilde hüküm kurulduğu saptanmıştır. Somut uyuşmazlıkta; tarafların zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda arabuluculuk gideri ile ilgili hüküm kurulmamış olup yukarıda belirtilen 6325 sayılı Kanun’un 18/A maddesinin on bir, on iki, on üç ve on dördüncü fıkralarında yer alan düzenlemeler uyarınca arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu, 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği dikkate alındığında, arabuluculuk masrafı hakkında hüküm kurulmaması hatalıdır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının arabuluculuk gideri yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm kısmına yeni bir bent eklenerek (10) uncu bent olarak “7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası gereğince Hazine tarafından arabuluculuk gideri olarak sarfedildiği anlaşılan 680,00 TL’nin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 677,96 TL’sinin davalıdan, 2,04 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.