Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6305 E. 2022/7052 K. 06.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6305
KARAR NO : 2022/7052
KARAR TARİHİ : 06.06.2022

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan … vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili; müvekkilinin 06.05.2006 – 31.03.2009 tarihleri ile 06.10.2009 – 31.12.2014 tarihleri arasında davalı işverenler nezdinde belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştığını, iş sözleşmesine 31.12.2014 tarihinde davalı işverence haksız şekilde son verildiğini, müvekkilinin süresinde işe iade davası açtığını, … 4. İş Mahkemesinin 2015/64 Esas, 2015/140 Karar sayılı kararıyla feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin … 4. Noterliğinin 13085 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı Şirketlere işe iade için başvuruda bulunduğunu, davalı Şirketlerin başvuruya cevap vermediğini, işçilik alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

Davalıların Cevabının Özeti
Davalı … Belediyesi vekili; davacının doğrudan müvekkili Kurumun işçisi olmadığını, işe iade kararının davacının çalıştığı Şirkete iadesi şeklinde verildiğini, davacının alacaklarının müvekkil Kurumun değil Şirketlerin sorumluluğunda olduğunu, davacının yıllık izin ücretlerinden de davalı Şirketlerin sorumlu olduğunu, davacıya 04.09.2015 tarihinde 3.882,61 TL kıdem tazminatı ödemesi yaptıklarını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirketler davaya cevap vermemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti
İlk Derece Mahkemesince yapılan ilk yargılamada 17.05.2016 tarihli ve 2015/536 Esas, 2016/275 Karar sayılı karar ile toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulü ile kıdem ve ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 12.10.2020 tarihli ve 2017/16519 Esas ve 2020/11429 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin söz konusu kararının bozulmasına karar verilmiş olup Mahkemece bozmaya uyularak bozma sonrası yapılan yargılamada kıdem ve ihbar tazminatı, işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süre ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline, diğer taleplerin reddine dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz
Kararı davalılardan … vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli, 1987/2-520 Esas ve 1988/89 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli, 1957/13 Esas ve 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli, 1960/21 Esas ve 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bozma öncesi verilen kararda, kök bilirkişi raporundaki değerlendirmeden farklı olarak hizmet süresinin 6 yıl 9 ay 21 gün olduğu tespit edilmiştir. Bu tespite rağmen davacının yıllık ücretli izin alacağı, kök raporda tespit edildiği şekilde davacının 7 yıllık hizmet süresine göre 110 gün yıllık ücretli izne hak kazandığı, kullanılan 74 günün mahsubu ile bakiye 36 gün yıllık iznin bulunduğu, sonuç olarak yıllık izin ücretinin net 1.092,52 TL olduğu yönündeki kabul doğrultusunda hüküm altına alınmıştır. Davalının ilk karara ilişkin temyiz dilekçesinde yıllık ücreti izin alacağı bakımından da temyizi bulunmasına rağmen Dairemizin 12.10.2020 tarihli temyiz incelemesi sırasında bu hususun gözden kaçırıldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan Dairemizin 12.10.2020 tarihli ve 2017/16519 Esas ve 2020/11429 Karar sayılı kararı ile davalı Belediyenin temyiz itirazı doğrultusunda davacının 13.07.2010-30.09.2010 tarihleri arasındaki çalışmasının hizmet süresine eklenip eklenmeyeceğine ilişkin bir değerlendirme yapılmak üzere bozma kararı verilmiş olup bozma sonrası yapılan değerlendirmede belirtilen sürelerin davalı … nezdinde geçmediği gerekçesiyle davacının davalılar nezdindeki hizmet süresinin 6 yıl 7 ay 2 gün olduğu kabul edilmiştir. Bu tespitlere göre Dairemizin 12.10.2020 tarihli kararının maddi hataya dayandığı, Mahkemece bozmaya uyulmuş olmasının davacı bakımından usuli kazanılmış hak teşkil etmeyeceği, yıllık izin ücreti alacağının gerek bozma öncesinde gerekse bozma sonrasında davacının 6 yıl hizmet süresinin bulunduğu değerlendirilerek buna göre hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Davacının 6 yıl hizmet süresine göre hak kazandığı yıllık izin süresi 90 gün olup; kullanılan 74 gün izin mahsubu ile bakiye 16 gün yıllık izin süresi karşılığında hak kazandığı bakiye yıllık izin ücreti alacağı brüt 679,20 TL, net 470,30 TL’dir. Mahkemece bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken hizmet süresinin hatalı şekilde 7 yıl olarak kabulüne göre hesaplanan izin ücreti alacağının hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple, temyiz olunan mahkeme kararının hüküm fıkrasının (B) bendinin tamamen çıkartılarak yerine “470,30 TL net yıllık izin alacağının; 50 TL’sinin dava tarihinden; geri kalan kısmın ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi geçmemek koşuluyla yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına;
Hüküm fıkrasının 2, 3, 4, 5, 7 ve 8 inci bentlerinin tamamen çıkartılarak yerine;
“2-Davacı adli yardımdan faydalandığından 952,75 TL karar ve ilâm harcı ile 29,20 TL başvuru harcının davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı adli yardımdan faydalandığından kamudan yapılan 587,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 502,50 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen; 84,05 TL geri kalan kısmın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak hesaplanan 47,07 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yapılan 152,00 TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı dikkate alınarak hesaplanan 21,92 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalılar vekille temsil edildiğinden davanın reddedilen kısmı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.345,40 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde İlkadım Belediye Başkanlığına iadesine, 06.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.