Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/6294 E. 2022/7057 K. 06.06.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/6294
KARAR NO : 2022/7057
KARAR TARİHİ : 06.06.2022

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davac vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin asıl işveren olarak OYAK Beton nezdinde, alt işveren olarak da diğer davalı Firma nezdinde 23.02.2015 tarihinde taş ocağında maden mühendisi olarak çalıştığını, davacının haftanın yedi günü devam eden bir çalışma ortamında çalıştığını, hafta içi 07.00- 20.00/22.00 saatleri arasında, cumartesi günleri 07.00- 20.00 saatleri arasında ve pazar günleri de 2-3 saat şeklinde çalışma yaptığını, bu çalışmalarının karşılığının ise ödenmediğini, davacının dinî bayramlarda 1 gün dışında tüm genel tatil günlerinde çalıştığını, davacının aylık net 6.033,00 TL ücret aldığını, ücretin bir kısmının bankadan bir kısmının elden ödendiğini, 2017 yılının başından itibaren ücret alacaklarının geç ödenmeye başlandığını, davacının cep telefonuna 19.10.2017 tarihinde işten çıkarıldığına dair bildirim geldiğini, davacının durumu işverene bildirmesinin ardından tekrar sigorta kaydının yapıldığını, davacıya haklarının ödeneceği söylenmesine rağmen oyalama taktiği uygulandığını, bunun üzerine davacının 23.10.2017 tarihli ihtarnamesi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile izin, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı …Ş. vekili; davacının belirttiği tarihler boyunca diğer davalı Şirket nezdinde çalıştığını, davacının Şirketin işçisi olmadığını, müvekkili Şirket ile diğer davalı arasında yapılan sözleşme gereği tüm sorumluluğun diğer Şirket üzerinde olduğunun kararlaştırıldığını, taraflar arasında kanunun öngördüğü şekilde bir alt işveren asıl işveren ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı …… İnş. Haf. Nak. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti vekili; davacının iş sözleşmesinin devamsızlık hükümleri uyarınca feshedildiğini, bu doğrultuda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, davacının yıllık izin alacağının bulunmadığını, çalışma saatlerine yönelik ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, tüm hafta tatili izinlerini kullandığını, işyerinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, davacının almakta olduğu ücretin Sosyal Güvenlik Kurumuna eksiksiz bir şekilde bildirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.10.202 tarihli ve 2019/2251 Esas, 2021/1713 Karar sayılı kararıyla toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne ve hüküm altına alınan alacaklardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin kendi işçileri olmadığını, diğer davalı Şirket nezdinde çalıştığını ve bu sebeple husumet itirazlarının bulunduğunu, sundukları delillerin değerlendirilmediğini, davacı işçinin tüm alacaklarının çalışma döneminde ödendiğini, davacının aylık ücret miktarının hatalı belirlendiğini, bu hususta ücret bordrolarının esas alınması gerektiğini, davacının şantiye şefi olduğu ve bu nedenle fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talep edemeyeceğini, alacaklardan yapılan indirim oranının az olduğunu, davacının davasını belirsiz alacak davası niteliğinde açtığını, bu nedenle davacının dava açarken hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin 07.10.2021 tarihli ve 2019/2251 Esas, 2021/1713 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı …Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 06.12.2021 tarihli ve 2021/11923 Esas, 2021/16166 Karar sayılı kararı ile diğer temyiz itirazları yerinde görülmeyerek davacı tarafça belirsiz alacak davası açıldığı, Dairemiz tarafından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden, Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen hususun bozma nedeni yapılmadığı; davacının, davalı iş yerinde şantiye şefi olarak görev yaptığı, şantiye şefinin çalışma düzenini kendisinin belirlemesi, projeyi sevk ve idare eden kişi olması nedeniyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceğinin Dairemizin yerleşik uygulaması olduğu, Mahkemece fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyulup bozma gereklerine göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı …Ş. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, müvekkilinin maden mühendisi ve daimi nezaretçi olduğunu, çalışmasını kendisinin belirlemediğini, maden sahası işletmesinde OYAK Beton yetkilileri ve …Şirketi yetkililerinden emir ve talimat aldığını, maden işletmelerinde şantiye şefliği sıfatının kullanılmasının daimi nezaretçilik nedeniyle olduğunu, bu nedenle fazla çalışma ücreti talebinin reddinin hatalı olduğunu, gerekçeli kararda fazla çalışma talebinin ispatlanamadığı gerekçesi ile reddedildiğini, ancak fazla çalışma iddiasının ispatlandığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, husumet itirazının değerlendirilmediğini, davacının diğer davalının işçisi olduğunu, davacının hiçbir alacağı bulunmadığını, belirsiz alacak davası açıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğini, zamanaşımı def’i gözetilmeden karar verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının mesaisini kendisinin belirleyip belirlemediği ve buna göre fazla çalışma ücreti talep edip edemeyeceği hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu’nun 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun’un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.

2. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı).

3. Değerlendirme
1.Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı işçi şantiye şefi olup Dairemizin yerleşik uygulamasına göre davacının fazla çalışma ücreti talep etmesi mümkün değildir.

2. Dairemizin fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerektiğine dair 06.12.2021 tarihli ve 2021/11923 Esas, 2021/16166 Karar sayılı bozma ilâmına uyulması ile davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Davacının ileri sürdüğü temyiz nedenleri, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak sebebiyle de yerinde görülmemiştir.

3. Davalının ileri sürdüğü temyiz nedenleri de davacı yararına oluşan usuli kazanılmış hak sebebiyle yerinde görülmemiştir.

4. Mahkemece, davacı işçinin şantiye şefi olması sebebiyle çalışma saatlerini kendisi belirlediğinden fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği ve bu sebeple fazla çalışma ücreti talebinin reddi gerektiğine dair Dairemiz bozma ilâmına uyulmasına rağmen; gerekçeli kararda yer alan fazla çalışma ücreti talebinin ispatlanamadığından reddedildiği yönündeki gerekçe hatalı ise de hükmün sonucu itibarıyla doğru olduğu anlaşılmıştır.

5. Temyiz olunan kararın (4) numaralı paragrafta belirtilen ilave gerekçe ile onanmasına karar verilmiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş İlk Derece Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.