Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/5723 E. 2022/6855 K. 31.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5723
KARAR NO : 2022/6855
KARAR TARİHİ : 31.05.2022

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2018 tarihli ve 2016/1792 Esas, 2018/42 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin13.11.2018 tarihli ve 2018/3207 Esas, 2018/3038 Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 21.02.2019 tarihli ve 2019/1423 Esas, 2019/3892 Karar sayılı ilâmı ile özetle seri olarak açılan dava dosyalarında davacı işçilerin C grubu idareci primi almakta iken fiilen aynı göreve devam etmelerine rağmen 14.09.2015 tarihinden itibaren meslek kodunun değiştirilmesi sebebiyle kullandıkları mührün kendilerinden alınarak primlerinin de kesildiğini, fiilen aynı işi yapmaya devam ettikleri için prime hak kazandıklarını ileri sürdükleri, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda Q mührünü kullanan işçilerin C grubu idareci primi almaya hak kazandıkları belirtilerek hesaplama yapılmış ise de davacı işçilerin dahi mührün kendilerinden alındığını bildirdikleri, bu yönü ile hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki tespitin dosya kapsamına uygun olmadığı, ayrıca yargılama sırasında davalı tarafından davacıların Q mührünü hiç kullanmadıklarının da savunulduğu, bu durumda öncelikle davacıların 15.09.2015 tarihine kadar Q mührünü kullanıp kullanmadıkları, o tarihe kadar C grubu idareci primi alıp almadıklarının açıklığa kavuşturulması gerektiği, ardından davacıların 15.09.2015 tarihinden sonraki dönem için fiilen yaptıkları işle ilgili evrakların dosyaya kazandırılması ve gerekirse işyerinde konunun uzmanı olan teknik bilirkişi ile birlikte keşif de yapılarak davacıların fiilen yaptıkları işe göre toplu iş sözleşmesinin 59 uncu maddesinin (c) bendindeki şartları sağlayıp sağlamadıkları ve C grubu idarecilik primine hak kazanıp kazanmadıklarının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince 18.06.2020 tarihli ve 2019/161 Esas, 2020/191 Karar sayılı karar ile davalı işyerinde keşif yapılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince mahallinde keşif yapılmış ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.

Dairemizin 09.11.2020 tarihli ve 2020/7245 Esas, 2020/15244 Karar sayılı kararı ile bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda davacının kadro değişikliği sonrası aynı işi yaptığına ilişkin yapılan değerlendirme hükme esas alınmış ise de yapılan inceleme sonucunda davacının kadro değişikliği sonrasında aynı işi yapmaya devam ettiğinin usulünce ispatlanamadığı ve bu sebeple davanın reddi gerektiğine yönelik gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince 25.05.2021 tarihli ve 2021/7 Esas, 2021/188 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekilince temyiz yoluna başvurulmuştur.

Dairemizin 14.10.2021 tarihli ve 2021/10635 Esas, 2021/14258 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davacı vekili onama kararının maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.

Dairemizin 12.01.2022 tarihli ve 2021/12926 Esas, 2022/146 Karar sayılı kararı ile somut uyuşmazlık bakımından, ilk bozmadan sonra yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporuna göre davacının 14.09.2015 tarihinden önce yaptığı işlerde Q mührünü kullandığı ve kendisine %6 idareci primi ödendiği, 14.09.2015 tarihinden sonra ise fiilen aynı işi yapmaya devam ettiği, ancak daha önce Q mührü kullanarak yaptığı işleri 14.09.2015 tarihinden sonra mühür kullanmaksızın yaptığı, böylece mühür kullanmadan yaptığı işin de fiilen aynı iş olduğu; belirtilen hususlar bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporu ekindeki belgelerle tespit edilmesine rağmen temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırıldığı anlaşıldığından, Dairemizin 14.10.2021 tarihi onama kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verilerek, yöntemince ispatlanan dava konusu alacak hüküm altına alınmak üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince 15.02.2022 tarihli ve 2022/33 Esas, 2022/58 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin altıncı fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, Dairemizin 09.11.2020 tarihli ve 2020/7245 Esas, 2020/15244 Karar sayılı kararı ile davanın esastan reddi gerektiği yönünde oluşturulan bozma ilâmına İlk Derece Mahkemesince uyularak davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 12.01.2022 tarihli ve 2021/12926 Esas, 2022/146 Karar sayılı kararı ile de yöntemince ispatlanan dava konusu alacak hüküm altına alınmak üzere kabul kararı verilmesi yönünde kararın bozulduğu ve İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak karar verildiği anlaşıldığından verilen kararın temyiz incelemesi, her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılacak olup dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.

KARAR
Açıklanan sebeple,
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,

31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.