YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5533
KARAR NO : 2022/6644
KARAR TARİHİ : 26.05.2022
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı … Rektörlüğü vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin … Üniversitesinin yeni kampüs alanının yapım işini ihaleyle alan davalı Şirketin kalıp, demir ve beton işlerinin taşeronu olan … nezdinde çalışmaya başladığını, ücretleri ödenmeyince durumu Üniversite yetkililerine ilettiklerini, buna kızan davalı Şirketin iş sözleşmesini feshettiğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti :
Davalı … vekili, müvekkili İdarenin 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 36 nci maddesi gereği ilan ve denetim görevini yerine getirdiğini, bu sebeple sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalılardan … ve … Rektörlüğü yönünden davanın reddine, diğer davalı … İnşaat Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne dair verilen ilk karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.05.2018 tarihli ve 2017/11462 Esas, 2018/10498 Karar sayılı ilâmı ile Mahkeme kararı “…Somut olayda, davalı … ihale makamı olup, ihale ile başka şirkete iş vermektedir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 36. maddesine göre burada …’nin sorumluluğu sadece ödenmeyen son 3 aylık ücret ile sınırlı olabilecektir. Dava edilen diğer taleplerden … sorumlu tutulamaz. Son üç aylık ücretten sorumlu olup olmadığı da 4857 sayılı Kanun’un 36. maddesi çerçevesinde gerekli ilanları yaptırıp yaptırmadığı, hak edişlerin ödenmesi sırasında gerekli denetimleri yapıp yapmadığı ile ilgilidir. 4857 sayılı Kanun’un 36. maddesine göre gerekli araştırmalar yapılarak …’nin son üç aylık ücretten sorumlu olup olmayacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek devam edilen yargılama sonunda davalı … yönünden davanın reddine, diğer davalılar … Rektörlüğü ve … İnşaat Ltd. Şti. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı … Rektörlüğü vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtayın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan Mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır.
Somut olayda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin bozma ilâmı ile davalı … Üniversitesinin ihale makamı olarak üç aylık ücretten sorumlu olup olmayacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde bu davalı yönünden davanın reddinin hatalı olduğu gerekçesi ile bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda verilen kararın gerekçesinde, … Üniversitesinden gelen cevabi yazıya göre davacının diğer davalı … Şirketi tarafından yapım işinde çalıştırıldığı ve 39 günlük yevmiyesinin hesabına yatırıldığının anlaşıldığı, ihale makamı olarak davalı … Üniversitesinin davacının 3 aylık ücretten sorumlu olduğu kanaatine varıldığı ifade edilmiş, ancak hüküm fıkrasında davalı Üniversitenin diğer davalı … Şirketi ile birlikte tüm alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu belirtilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilâmına aykırı olarak, ayrıca dava dilekçesinde açıkça davalı Üniversite yönünden sadece ücret alacağı talep edilmiş olmakla taleple bağlılık kuralı da ihlal edilerek, davalı Üniversitenin bütün alacaklardan diğer davalı … Şirketi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olması hatalıdır.
2. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 inci maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kanun’un aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Hüküm sonucu ile gerekçe arasında aykırılık olması, başka bir deyişle gerekçe hüküm çelişkisi 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararına aykırıdır. Bu husus 6100 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasında özellikle düzenlenmiştir.
Mahkemece verilen kararın gerekçesinde; davacının ödenmeyen ücret alacağı tutarının 1.885,00 TL olarak kabul edildiği açıklanmasına rağmen hüküm fıkrasında 3.010,00 TL ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Bu şekilde gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişki meydana getirilmesi 6100 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırıdır.
3.Mahkeme kararının hüküm fıkrasının eldeki dosya ile ilgisi bulunmamaktadır. Hüküm altına alınan alacaklar ve miktarları, dosya içerisinde bulunan bilirkişi raporunda yer alan alacaklardan farklı olduğu gibi, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile talep ettiği miktarlardan da farklıdır. Hüküm altına alınan alacakların ne şekilde belirlendiği karardan anlaşılamamaktadır.
Yapılması gereken iş, bozma ilâmı doğrultusunda, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmadan 6100 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerine uygun şekilde yeniden hüküm tesis edilmesi, yeniden hüküm kurulurken temyiz eden tarafın sıfatı ve usuli kazanılmış hakların da göz ardı edilmemesidir. Açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4. Son olarak Mahkemece davalının 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 56 ncı maddesinin (b) bendi delâleti ile 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13 üncü maddesinin (j) bendi uyarınca davalı Üniversitenin harçtan muaf olduğunun dikkate alınmaması hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 26.05.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.