YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5344
KARAR NO : 2022/6384
KARAR TARİHİ : 23.05.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda … 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.01.2015 tarihli ve 2010/249 Esas, 2015/4 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dava dosyası, Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 24.11.2015 tarihli ve 2015/17913 Esas, 2015/20248 Karar sayılı kesin kararı ile temyiz incelemesi yapılması için Dairemize gönderilmiştir.
Dairemizin 25.06.2018 tarihli ve 2015/36466 Esas, 2018/13572 Karar sayılı kararı ile fesih tarihi itibarıyla 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na (818 sayılı Kanun) tabi olduğu uyuşmazlık dışı olan davacıya, işyeri uygulaması gereği kıdem tazminatı ödenmesi gerekip gerekmediğinin araştırılması gerektiği, davacının fesih tarihinde 818 sayılı Kanun’un 344 ve 345 inci maddelerine dayanarak tazminat isteminde bulunduğu, muhik sebep olarak ücretin düşürülmesi ve çalışma şartlarının ağırlaştırılmasına dayandığı, bu konuda davacının delilleri değerlendirilmeden tazminat isteminin reddinin isabetsiz olduğu, 818 sayılı Kanun’un 323 üncü maddesi uyarınca 2010 yılında işverenin dağıttığı kâr payı belirlenerek davacıya 2009 yılında çalıştığı süre ile orantılı olarak kâr payı ödenmesi gerektiği gerekçeleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekilinin Dairemiz kararının maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istemi, Dairemizin 28.11.2018 tarihli ve 2018/9638 Esas, 2018/21726 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılarak yapılan yargılama sonucunda 22.09.2020 tarihli ve 2018/598 Esas ve 2020/288 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararının taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 23.02.2022 tarihli ve 2022/12456 Esas, 2022/2169 Karar sayılı kararı ile davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek davacı işçi ile aynı durumda olan işçilere kıdem tazminatı ödenmesi bakımından işyeri uygulaması olup olmadığı konusunda yapılan araştırmanın yetersiz olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili kararın düzeltilmesi talepli dilekçesinde; asliye hukuk mahkemeleri tarafından görülen davaların karar düzeltmeye tabi olduğunu, kıdem tazminatı ödemesi yapılması yönünde bir işyeri uygulamasının bulunmadığını, vefâ tazminatı adı altında yapılan ödemeye ise davacının hak kazanamadığını, istifa eden davacının kâr payına ve 818 sayılı Kanun’a göre makul bir tazminata da hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek Daire kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince kararın hatalı olduğu gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun), 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Adı geçen Kanun’un 450 nci maddesiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinde, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun’un 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça düzenlenmiştir.
2494 sayılı Kanun’un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
Öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 tarihli ve 2005/13-32 Esas, 2005/85 Karar sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Daireleri tarafından verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir.
Şu hâlde düzeltilmesi istenilen Dairemizin kararı 23.02.2022 tarihli olup 1086 sayılı Kanun’un 5219 ve 5236 sayılı Kanun’lar ile değişen 440 ıncı maddesinin (III) numaralı bendinin (1) numaralı alt bendine göre belirtilen karar tarihi itibarıyla 35.830,00 TL’ den az olan davalara ait hükümlerin onanması ya da bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltilmesi yoluna gidilemez.
Dosya içeriğine göre, hüküm altına alınan toplam miktar 3.035,01 TL’dir. Davacı temyizi ile araştırmaya yönelik bozulan kıdem tazminatı talebi yönünden ise dava değeri, 24.173,00 TL’dir. Yapılan açıklamaya göre hüküm altına alınan ve araştırmaya yönelik bozulan dava değeri, 35.830,00 TL’nin altındadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin karar düzeltme talepli dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
Karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.