Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/5331 E. 2022/6837 K. 31.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5331
KARAR NO : 2022/6837
KARAR TARİHİ : 31.05.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki derece ve kademe tespiti ile işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli ve 2017/702 Esas , 2018/838 Karar sayılı kararı ile davalı … yönünden davanın husumetten reddine ve diğer davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 18.06.2019 tarihli ve 2019/929 Esas, 2019/1364 Karar sayılı kararı ile hangi dönemden hangi davalının sorumlu olduğunun belirlenmesi suretiyle davacının dava konusu ücret alacaklarının tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın yeniden görülmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılardan … vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı … Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten itibaren sendika üyesi olduğunu, müvekkilinin burada işe başladığı tarihten kadrolu işçi statüsüne geçirildiği 2001 yılına kadar geçici mevsimlik işçi olarak çalıştığını, her yıl yeni mevsimlik işçi sözleşmesi yapıldığını ve yıl sonunda işten ayrıldığını, 2001 yılında aynı Müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçirildiğini, ancak yeni işe başlamış gibi başlatıldığını ve kadrolu işçi statüsünden önceki kıdemin dikkate alınmadığını, 2005 yılında Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacaklarının … İl Özel İdaresine devredildiğini ileri sürerek intibakın yanlış olduğunun tespiti ile fark işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; mevsimlik çalışmalarda iş sözleşmesinin dokuz aylık yapıldığını ve bu süreden sonra sona erdiğini, kadroya geçtikten sonra davacının iş makinaları yağcısı pozisyonunda çalıştığını, yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince davacının intibak işlerinin yapılarak 24.10.2013 tarihide 11.069,85 TL intibak ödemesi yapıldığını ve 14.12.2014 tarihinde işyerinden ayrıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını ve husumet yönünden reddedilmesini gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Dosya kapsamı nazara alındığında; başlangıçta taraflar arasındaki işin mevsimlik nitelik taşıdığı gerekçesiyle; her yıl değişen tarih ve sürelerde davacının sigorta primlerinin yatırılmış olduğu, davacının yaptığı iş değişmeksizin kadroya alınması suretiyle tüm yılı kapsar şekilde sigorta primlerinin yatırılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki mevsimlik işe dair açıklamalar ile söz konusu tespit birlikte değerlendirildiğinde;davalı idare tarafından davacı ve arkadaşlarının kadroya alınması suretiyle tüm yıl benzer işlerde çalıştırılıyor olması daha önceki mevsimlik çalışmalarının niteliğini değiştirmez ise de, hukuken yok sayılması adaletsiz sonuçlar doğuracağı, keza zincirleme olarak yenilenen bu sözleşmeler belirsiz süreli hal almıştır ki; kadroya alınmadan önceki çalışma ile kadroya alınmadan sonraki çalışma arasında niteliksel bir fark oluşturulması ya da kadroya alınmadan evvelki çalışma yok sayılarak davacı ve arkadaşları hakkında yeni işe girmiş gibi işlem yapılmasının kanuni bir dayanağı da bulunmadığı, Toplu İş Sözleşmesi ile ancak İş Kanununda işçilere tanınmış haklar işçi lehine genişletilebileceği, aksine düzenlemelerin geçerlilik taşımayacağı, bu sebeple işçi aleyhine sonuç doğuran protokole geçerlilik tanınmasının mümkün olmadığı (…) tüm bu tespitler ve emsal mahiyetteki kararlar karşısında, davacının kadroya geçirilmeden evvelki çalışmalarının çalışma süresine dahil edilmesi suretiyle derece ve kademesinin belirlenerek davacının kadroya geçirilmeden evvelki çalışmalarının çalışma süresine dahil edilmesi gerekmektedir.”
… gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davanın kısmen kabulü kararının hukuka aykırı olduğunu, toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonra emekli olanların da intibak işlemlerinin yapılarak gerekli ödemelerin yapıldığını, üyeliği sona eren işçilerin intibak düzenlemesinden yararlanamayacaklarının hukuken açık olduğunu, protokol hükümlerini göz önünde bulundurmadan fark ücret isteğinde bulunulmasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda taleplerin kısmen reddine karar verilmiş olmasına rağmen müvekkili Belediye lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine yanlış hesaplama yapıldığını, müvekkilinin harçtan muaf olmasına rağmen harç yüklendiğini ve istinaf dilekçesinde belirttiği diğer hususları ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle dairemiz iade kararından sonra davacının geçici işçi kadrosundan daimi işçi kadrosuna geçişte derece ve kademesinin hesaplandığı, 2013 yılında fark ücretlerin hesaplanıp davalı tarafça ödendiği ancak devam eden dönemde fark ücretlerinin tekrar oluştuğu, her bir davalı yönünden çalıştığı dönem ile ilgili olarak hesaplamanın yapılıp hüküm altına alındığının anlaşılmasına göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK ‘nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Davada hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
1.2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

2. 6100 sayılı Kanun’un “Hukuki dinlenilme hakkı” kenar başlıklı 27 nci maddesinin birinci fıkrası “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.” düzenlemesini içermektedir.

3. Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde yer bulan hukuki dinlenilme hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.

2. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukuki dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasa’nın 36 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.

3. Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkının, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.

4. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalılardan … vekili de istinaf talebinde bulunmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince bu davalının istinaf talebinin incelenmemesi ve sadece diğer davalı … vekilinin istinaf talebi incelenerek hüküm kurulması hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Belirtilen sebeple; davalılardan … vekilinin istinaf başvurusu hakkında da değerlendirme yapılarak sonuca gidilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.