YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5268
KARAR NO : 2022/6382
KARAR TARİHİ : 23.05.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 29. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve katılma yolu ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın 20.02.2008 tarihinden itibaren davalı Şirkete ait Kuzey lrak’taki inşaat şantiyelerinde kalıpçı olarak çalışmaya başladığını, çalışmasının 07.08.2014 tarihine kadar devam ettiğini, işten çıkarıldığı tarihte en son aylık net 1.500,00 USD ücret aldığını, üç öğün yemek ve barınma giderinin karşılandığını, iş sözleşmesine iş bitimi sebebiyle davalı işveren tarafından son verildiğini, ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 28.04.2018 tarihli davayı somutlaştırdığı dilekçesinde; 09.12.2009 – 31.12.2009 ve 27.06.2013 – 03.08.2013 tarihlerinde başka işyerinde çalışıldığından bu sürelerin dışlanması gerektiğini, çıkış işlemlerinin yapılmayacağının ve ücret alacaklarının ödenmeyeceğinin belirtilmesi sebebiyle davacının iradesi dışında istifa dilekçelerini imzaladığını, 31.05.2008, 25.08.2011 ve 12.11.2012 tarihlerinde gerçek bir feshin söz konusu olmadığını, davacının ücretsiz izinli olarak yurda gönderildiğini, dava dilekçesinde ücret konusunda maddi hata yaptıklarını ve davacının son ücretinin 1.750,00 USD olduğunu, ayda bir kez hafta tatili izni kullandırıldığını ileri sürerek dava dilekçesinde belirttiği alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının hizmet sözleşmelerinin belirli süreli olduğunu ve çalışmanın 20.02.2008-31.05.2008, 21.09.2010-25.08.2011, 30.11.2011 -12.11.2012 ile 26.03.2014-31.07.2014 tarihleri arasında dört dönem olarak gerçekleştiğini, davacının 20.02.2008-07.08.2014 tarihleri arasında aralıksız çalıştığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının ilk üç çalışma döneminde aylık ücretinin net 550,00 USD, son çalışma döneminde ise 1.750,00 USD olduğunu, hem iş sözleşmelerinin sona erme biçimleri hem de çalışma süreleri bakımından davacının kıdem tazminatı hakkının bulunmadığını, 21.09.2010-25.08.2011 ile 30.11.2011-12.11.2012 tarihleri arasındaki çalışmaların davacının istifa etmesi ile son bulduğunu, davacının son çalışma dönemine ait ihbar tazminatının kendisine ödendiğini önceki dönemler bakımından ise ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının ödenmeyen alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının ileri sürdüğü hizmet süresini ispatlayamadığı, davacının kıdeme esas hizmet süresinin toplam 2 yıl 6 Ay 2 gün olduğu, son ücretinin net 1.750,00 USD olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, imzasız ücret bordrolarında ise 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yılları için ücretin 550,00 USD olduğu, günlük üç öğün yemek ile barınma yardımından faydalandığı, Irak ile Türkiye arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması bulunmaması dikkate alınarak işçinin net ücretinin brüt ücrete çevrildiği, giydirilmiş ücrete eklenmesi gereken yemek ve barınma giderinin 150,00 USD olduğu, davacının 25.08.2011 tarihinde kendi el yazısıyla, 12.11.2012 tarihinde ise matbu belge imzalamak suretiyle özel nedenlerden dolayı istifa dilekçesi verdiğinin ileri sürüldüğü, işten ayrılış bildirgesinde davacı işçinin ilk iş sözleşmesinin 25.08.2011 tarihinde diğer nedenler anlamına gelen 22 kodu ile 12.11.2012 tarihinde ise belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi anlamına gelen 03 kodu ile sonlandığının gösterildiği, istifa dilekçesine rağmen 22 kodu ile çıkış verilmiş olmasının davalı tarafın savunmasının kendi içinde çeliştiğini gösterdiği, el yazılı bir istifa dilekçesi bulunmadığı, matbu ve boşluk doldurmalı istifa dilekçesinin geçerli olmadığı, 26.03.2014 – 31.07.2014 tarihleri arası çalışmada ise belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı neden bildirilmeksizin feshine ilişkin 04 kodu ile çıkış yapıldığı, iş bitiminin belirsiz süreli iş sözleşmelerinde haklı sebep kabul edilemeyeceği ve davacının açıklanan sebeplerle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının hizmet süresi itibariyle yıllık ücretli izin süresi yirmi sekiz gün ise de yurtta geçirdiği süreler gözetilerek davacının yıllık izin alacak hakkının bulunmadığı; ancak kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu olamayacakları bu sebeple taleplerin usulden reddi gerektiği, davacının ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bulunduğu gerekçeleriyle kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin usulden reddine, diğer alacak kalemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı Tarafın İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağına ilişkin taleplerinin usulden reddinin ve bilirkişi raporunun yetkili kılınan avukata tebliğinin hatalı olduğunu, geçersiz tebligat sebebiyle itiraz süresinin işlemeyeceğini, hizmet süresinin 3 yıl 10 ay 25 gün olarak belirlenmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı Tarafın İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, %15 gelir vergisi eklenemeyeceğini, yemek ve barınma ücretinin 150,00 USD kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının fazla çalışma yapması halinde ücretinin ödendiğini, tanık C. K. tarafından akşam 17.00 den sonra çalışılması halinde ücretinin ödendiğinin ifade edildiğini, fazla çalışmanın işin yoğunluğu ve mevsim koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini, Irak’da Nevruz Bayramının resmî bayram olduğunu ve bir hafta çalışılmadığını, hafta tatili alacak talebinin reddi gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, tek tanığın beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, davacı lehine alacak hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usulden reddine karar verilen alacak kalemlerinin belirsiz alacak davasına konu olabileceği, İlk Derece Mahkemesi kararı gerekçesinde yapılan açıklama ve düzeltmelerin yerinde olduğu, davacının net 8.549,01 TL kıdem tazminatı, net 3.063,85 USD ihbar tazminatı alacağı bulunduğu ancak Türkiye’de kaldığı süreler dikkate alındığında kullanmadığı yıllık ücretli izni bulunmadığı, ücretin brütleştirilmesinde ve yemek ve barınma gideri olarak 150,00 USD tutar belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının işyeri kayıtları ve tanık beyanları dikkate alınarak belirlendiği, bu alacak kalemlerinden %30 oranında indirim de yapıldığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden redde yönelik karar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve katılma yolu ile davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf yoluna başvuru sebeplerinin yanı sıra Türkiye’de kaldığı dönemlerde ücretinin ödenip ödenmediği araştırılmadan davacının Türkiye’de olduğu süreler dikkate alınarak yıllık ücretli izin alacağı talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ve davalı yararına takdir edilen ret vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Tarafın Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf yoluna başvuru sebeplerinin yanı sıra kıdem ve ihbar tazminatlarının usulden reddi yerine hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, esas bakımından da bu alacak kalemlerine hak kazanılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taleplerin belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağı, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacağına hak kazanılıp kazanılmadığı, ücret ve giydirilmiş ücret miktarının dosya kapsamına uygun belirlenip belirlenmediği, ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bulunup bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince davalı yararına takdir edilen ret vekâlet ücretinin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ile bilirkişi raporunun yetkili kılınan avukata tebliğinin hatalı olup olmadığı konularına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 11,17, 25, 32, 41, 44, 46, 47, 53 ilâ 60 ıncı maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesi.
4. 6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 1136 sayılı Avukatlar Kanunu’nun 56 ncı maddesinin beşinci fıkrası.
5. 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ( AAÜT).
6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 17.05.2022 tarihli ve 2022/2758 Esas, 2022/6208 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
“…
Dairemiz uygulamasında, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan uygun bir indirim ile ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde bir kurala yer verilmediğinden ve ayrıca işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusunu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilinemediğinden, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirimlerden dolayı reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
…”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yıllık ücretli izin alacağının belirsiz alacak davasına konu olamayacağı kabulü ile İlk Derece Mahkemesince bu alacak kalemi yönünden verilen usulden redde yönelik karar kaldırılarak, yıllık ücretli izinlerin kullandırıldığı gerekçesiyle talebin esastan reddine karar verilmiştir. Davacının çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, hak kazandığı izin süresini, çalışma süresi boyunca varsa kullanmadığı veya karşılığı ödenmeyen izin sürelerini belirleyebilecek durumda olduğu dikkate alındığında; bu alacak kalemi yönünden davanın usulden reddi yerine esastan reddine karar verilmiş olması hatalı ise de karar sonucu itibarıyla doğru olduğundan bu husus bozma gerekçesi yapılmamıştır.
3. Davada; fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücret alacaklarından yapılan uygun indirim dışında Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuruna göre hesaplanarak bulunan reddedilen miktara göre 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti, 18.036,25 TL’dir. Bu tutar yerine davalı yararına 19.307,61 TL vekâlet ücretine hükmedilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı tarafın tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (9) numaralı bendinde yer alan “19.307,61TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,” ibaresinin çıkartılarak yerine “18.036,25TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davalı tarafa yükletilmesine,
İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacı tarafa iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
E.D