Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/5131 E. 2022/5666 K. 09.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/5131
KARAR NO : 2022/5666
KARAR TARİHİ : 09.05.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 9. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ve 2018/745 Esas, 2020/254 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarihli ve 2020/1725 Esas, 2021/585 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve eksikliklerin giderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait işyerinde şehir içi yolcu taşıma içinde çalıştığını, çalıştığı işin davalı Belediyenin asıl işi olmasına rağmen alt işveren vasıtası ile muvazaalı şekilde sürdürüldüğünü ileri sürerek muvazaa olgusunun tespiti ile kadrolu işçi emsal ücretlerine göre fark ücret, ilave tediye, bilet prim, ikramiye, fazla çalışma, yol ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı defi ve husumet itirazında bulunduklarını, iş sözleşmesinin son bulması sebebiyle davacıya kıdem tazminatının ödendiğini, talep edilen alacak kalemleri ile davalı Belediyenin bir ilgisi olmadığını ve muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle davacının çalıştığı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davalı Belediyenin işçisi olan davacının ödenmeyen ve eksik ödenen işçilik alacakları bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; muvazaa kabulünün hatalı olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu ve davalı Belediyenin toplu iş sözleşmesine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle emsal yargı kararları ile davalı … ile dava dışı alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaaya dayalı olduğunun belirlendiği, davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği, bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken davacının toplu iş sözleşmesinden yararlanma durumu gözetilerek hesap yapıldığı gerekçeleriyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; dava ve istinaf yoluna başvuru dilekçeleri ile benzer sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … ile davacının işçisi olduğu dava dışı alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olup olmadığına, davacının davalı Belediyenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunup bulunmadığına ve ikramiye alacağı hesaplanırken talebin aşılıp aşılmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Taleple bağlılık ilkesi” kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

2. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi.

4. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) “Toplu iş sözleşmesinden yararlanma ” başlıklı 39 uncu maddesi şöyledir:
“(1) Toplu iş sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır.
(2) Toplu iş sözleşmesinde sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır.
(3) Toplu iş sözleşmesinin imza ile yürürlük tarihleri arasında iş sözleşmesi sona eren üyelerde iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar Toplu İş Sözleşmesinden yararlanır.
(4) Toplu İş Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu İş Sözleşmelerinden faydalanbilmeleri, Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur.”

5. Dairemizin asıl alt işveren ilişkisi ve muvazaa konularındaki yerleşik ilkeleri (Örneğin: Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3451 Esas, 2022/4208 Karar; 15.03.2022 tarihli ve 202/1037 Esas, 2022/3405 Karar; 07.03.2022 tarihli ve 2022/2189 Esas, 2022/2845 Karar; 09.02.2022 tarihli ve 2022/674 Esas, 2022/1558 Karar sayılı kararları).

6. Dairemizin emsal kararları (Örneğin: Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.09.2021 tarihli ve 2021/8705 Esas, 2021/13074 Karar; 25.03.2021 tarihli ve 2021/5146 Esas, 2021/6989 Karar; 14.03.2022 tarihli ve 2022/2155 Esas, 2022/3351 Karar sayılı kararları).

7. Davalı Belediyenin bağıtladığı toplu iş sözleşmeleri.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Yukarıda açıklanan İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemeleri gerekçeleri ile ilgili hukuk bölümünde değinilen kanuni mevzuat, yerleşik hâle gelen Yargıtay ilkeleri, emsal kararlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … ile dava dışı alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının, davalı Belediyenin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun çözümlenmesi gerekmektedir.

3. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı … ile toplu iş sözleşmeleri bağıtlayan … Sendikasına 29.11.2013 tarihinde üye olmuştur. Uyuşmazlık konusu dönemde davalı … ile bu Sendika arasında sıralı şekilde bağıtlanan üç ayrı toplu iş sözleşmesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki 24.03.2012 imza tarihli olup 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında yürürlüktedir. Davacı imzalandıkları tarih itibarıyla taraf Sendikaya üye olduğundan 01.03.2014-28.02.2017 ve 01.03.2017-28.02.2019 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkına sahiptir. Ancak 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinin imza tarihi 24.03.2012 olup davacı bu sözleşme imzalandıktan sonra 29.11.2013 tarihinde Sendikaya üye olmuştur. 6356 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesine göre bu dönem toplu iş sözleşmesinden yararlanma, üyeliğin davalı Belediyeye bildirilmiş olmasına bağlıdır. Oysa davacının üyeliği bu dönem bakımından sadece dava dışı alt işveren şirkete bildirilmiştir. O hâlde davacının 01.03.2012-28.02.2014 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesinden yararlandığı kabulüne göre hesaplama yapılması hatalıdır. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

4. Dava dilekçesinde; alt işveren tarafından bağıtlanan toplu iş sözleşmesi gereği davacıya altı ayda bir beş yevmiye ikramiye ödendiği açıklanmıştır. Davacıya yılda on günlük ücreti tutarında ikramiye ödemesi yapıldığına göre ikramiye alacağının, yılda elli gün yerine altmış gün üzerinden hesaplanması ilgili hukuk bölümünde açıklanan 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.