YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/2910
KARAR NO : 2022/4230
KARAR TARİHİ : 30.03.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 26. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacı işçinin … Üniversite Rektörlüğü’nde alt işveren işçisi olarak çalışmaya başladığını, 30.01.2009 tarihli Bakanlık müfettişi raporlarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespit edildiğini, davacı işçinin halen çalışmasını davalı bünyesinde sürdürdüğünü, davacının aylık ücretinin asgari ücret katsayısı ile tespit edildiğini ancak iş sözleşmesinde açıkça belirtildiği halde davacı işçinin asgari ücret artışlarından yararlandırılmadığını, ücretin halen eksik ödenmeye devam edildiğini ve ayrıca davacıya davalı tarafından ilave tediye alacaklarının hiç ödenmediğini ileri sürerek fark ücret ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 2018 Mart ayında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, Devlet Memurları Kanunu’nun 4/D maddesi ile kamuda işçi istihdamının esaslarının düzenlendiğini, davacı ile müvekkil idare arasındaki ilişkinin bu istihdam hukukundan kaynaklandığını, davacının bu statüye geçebilmesi için yasal düzenleme yapılmış olduğunu ve bu düzenlemede koşulların belirlendiğini, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23. madde hükmünde düzenlendiği üzere davacının alt işveren ilişkisi olduğu dönemdeki sözleşmenin belli unsurlarını, yeni iş ilişkisinde talep etmeyeceği taahhüdünü verdiğini, bu haklarından feragat ettiğini, davacının aylık ücretinin Toplu İş Sözleşmesi’ne uygun olarak ödendiğini ayrıca davacının sürekli işçi kadrosuna geçtikten sonra hak kazandığı ilave tediye ücretinin ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar doğrultusunda, “…Davacının, davalı kurum ile akdedilen 26/03/2018 tarihli sulh sözleşmesi ile sürekli işçi kadrosuna geçiş statüsünü tercih ederek kadroya geçtiği, kadroya geçiş ile artık hizmet alım sözleşmelerinin hükmünü yitirdiği, akdedilen sulh sözleşmesi ile davacı, alt işveren işçisi olarak çalıştığı döneme ilişkin, iş sözleşmesinden dolayı herhangi bir hak ve alacak talep etmeyeceği yönünde taahhüt ve feragatta bulunduğu, Sulh Sözleşmesine ilişkin iradesinin sakatlandığına dair herhangi bir iddia da bulunmadığı, dolayısıyla akdedilen sulh sözleşmesinin tarafları bağladığı, bu nedenle ücret farkı ve ilave tediye alacağının talep edilmeyeceği, geçilen yeni statü gereği tıpkı diğer kamu işçilerinde oluğu şekilde belirlenen ve bundan sonra belirlenecek ücret artış oranlarına tabi olarak çalışmanın sürdürülmesi gerektiği hususlarının; kamu kurumlarında aynı statüde (kamu işçisi statüsünde) çalışan diğer işçiler arasındaki ücrette adalet ilkesine de uygun olduğu, bilakis bazı kamu işçilerinin asgari ücret artış oranlarında ücret artışı almasının, eşit statüler arasında adaletsizliğe sebep olacağı…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, “…24.12.2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 127. Maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen geçici 23/ç. Madde düzenlemesine göre en son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmenin kadroya geçiş aşamasında ön koşul olarak yer aldığı, KHK yayım tarihi itibariyle davacının kadroya geçiş aşamasından önce yayınlanan yasal mevzuattan haberdar olduğu, kadroya geçiş aşamasında ücretinin asgari ücretin belli bir orandan fazlasının ödeneceğinin karalaştırıldığı iş sözleşmesinin bulunduğu hususunun iddia edilip ispatlanamadığı..” gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında ilave tediye ücreti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacının, davalıya ait iş yerinde ihale ile hizmet alımı yapılan alt işveren şirketler nezdinde çalışmakta iken, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 127. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmün Kararname’ye eklenen geçici 23. maddesi kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasında davacının sürekli işçi kadrosuna geçirilmesinden önce düzenlenen sulh sözleşmesi bulunmaktadır. İlgili sözleşmede “375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü / geçici 24 üncü maddesi ile tanınan haklar karşılığında daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin olarak iş sözleşmesinden dolayı herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklardan feragat ettiğini kabul ve beyan etmektedir.” düzenlemesinin yer aldığı ve taraflarca imzalandığı görülmektedir. Bu halde mahkemece davacının sürekli işçi kadrosuna geçişinden önceki dönemlere ait aylık ücret farkının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yine davacının sürekli işçi kadrosuna geçtiği sırada davacının ücretinin asgari ücretin aylık belirli bir oranında ödeneceği düzenlemesini içeren bir hizmet sözleşmesi bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde mahkemece davacının sürekli işçi kadrosuna geçtikten sonraki dönem yönünden de aylık fark ücret talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, davacı taraf dava dilekçesinde ilave tediye ücretinin hiç ödenmediğini belirtmiş olup buna karşılık davalı tarafça cevap dilekçesinde sürekli işçi kadrosuna geçtikten sonraki dönemler yönünden davacıya ilave tediye ücretinin ödendiği belirtilmiştir. Ne var ki, davalı tarafça dosyaya sunulan bordrolarda ilgili döneme ait ilave tediye ücretinin ödendiğine yönelik tahakkuk bulunmamaktadır. Bu halde mahkemece davacıya sürekli işçi kadrosuna geçtikten sonra ilave tediye ücreti ödenip ödenmediği araştırılarak çıkacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ilave tediye ücretine yönelik davacı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30/03/2022 gününde oybirliği ile karar verildi.