Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/18294 E. 2023/451 K. 16.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/18294
KARAR NO : 2023/451
KARAR TARİHİ : 16.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2246 E., 2022/272 K.
DAVA TARİHİ : 13.10.2021
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 6. … Mahkemesi
SAYISI : 2021/1187 E., 2022/279 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken … … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından 01.01.2019 tarihinden itibaren eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ikramiye ve ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacıya ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının ödendiğinin bordrolarla sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli … sözleşmesinin ve toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesince talep konusu alacakların yalnızca dava tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar olan kısmına hak kazanıldığı gerekçesi ile değerlendirme yapılarak kısmen hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, 01.01.2021 tarihi ile arabuluculuk son tutanak tarihine kadar hak edilen talep konusu alacakların taraflar arasındaki … … sözleşmesinde kararlaştırılan asgari ücretin yüzde fazlası oranına ilişkin düzenleme ile 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğini, davacı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili, davacının ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, davacının ücretinde indirime gidilmediğini, davacının daha fazla ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, toplu … sözleşmesi ile ücretinden artış olan davacının diğer yandan … … sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını isteme hakkının mümkün olmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilerin ücretine hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu … sözleşmesinden kaynaklı zammın uygulanmasının çifte zam durumu oluşturduğunu, bu durumun diğer çalışanlar ile eşitsizliğe yol açacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesi ile uygulanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, davalı tarafından taraflar arasındaki … … sözleşmesine aykırı ödeme yapılması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince ödenmeyen fark alacakların kabulüne ilişkin değerlendirmenin yerinde olduğu, arabuluculuğa başvuru tarihi itibarıyla 01.01.2021-31.12.2022 tarihli yürürlük tarihli toplu … sözleşmesi henüz imzalanmadığından talep konusu alacakların 01.01.2021 tarihine kadar hesaplanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ancak hüküm altına alınan ikramiye alacağına en yüksek mevduat faizi yerine işletme kredisi faizinin uygulanmasının hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin ise kabulüne karar verilerek İlk Derece Mahkemesi hükmü yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla ve resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla ve resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile ücret, ilave tediye ve ikramiye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı, davacı aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun’un ilgili hükümleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 36 ve 39 uncu maddesi.

3. 6100 sayılı Kanun’un 326, 332 nci maddesi hükümleri, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) 18/A maddesinin 11,12, 13 ve 14 üncü fıkraları ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesinde;”Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu … sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerden; geçişten önce toplu … sözleşmesi bulunmadığından kadroya geçirildiği tarihte yürürlükte olan … … sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu … sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki idarelerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesinin bitiminden önce toplu … sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki idarelerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki idarelerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu … sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

2. 375 sayılı KHK’nın ilgili hükmünün ve bu KHK gereğince 31.10.2020 tarihine kadar uygulanması öngörülen toplu … sözleşmesinin amacı; gerek alt işverenin taraf olduğu ve 31.10.2020 tarihinden önce sona erecek olan toplu … sözleşmesinden yararlanmakta olan, gerekse alt işverenin taraf olduğu herhangi bir toplu … sözleşmesinden yararlanmayan işçileri belli bir süre için toplu … sözleşmesi etkisinden mahrum bırakmamaktır. Bu nedenle 02.04.2018 tarihinde 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi Hükümleri’nden yararlanmaya başlayan yahut alt işveren nezdindeki toplu … sözleşmesinin bitimini müteakip kanun gereği kendiliğinden yararlanmaya başlayan işçilerin, aynı dönem içinde bir başka toplu … sözleşmesinden yararlanmayı talep etmeleri, 375 sayılı KHK gereği mümkün değildir. Bir toplu … sözleşmesinin geriye etkili olarak yürürlüğe konulabilmesi kural olarak mümkün olsa da sonraki toplu … sözleşmesi hükümlerinin geriye etkili olabileceği en erken süre önceki toplu … sözleşmesinin bitim tarihidir. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler yönünden yapılacak değerlendirmede de bu ilkeden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Buna göre sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin kadroya geçirildikleri işyerinde yürürlükte bulunan bir toplu … sözleşmesinden yararlanabilmeleri için en erken tarih her hâlükârda 01.11.2020 tarihi olmalıdır.

3. Ancak sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin 375 sayılı KHK gereğince üyelik şartı aranmaksızın yararlandıkları toplu … sözleşmesinin süresi 31.10.2020 tarihinde sona erdiğinden, bu tarihten sonra 6356 sayılı Kanun kapsamında işveren ile yetkili sendika arasındaki toplu … sözleşmesinden yararlanmak için bu Kanun’da öngörülen şartların da gerçekleşmesi gerekmektedir. 6356 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinde toplu … sözleşmesinden iki şekilde yararlanılabileceği ifade edilmektedir. Bunlardan ilki taraf işçi sendikasının üye olmak ikincisi ise dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanmadır. Sendikaya üye olanlar bakımından yararlanma zamanının belirlenmesinde ölçü, sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olunup olunmamasıdır. Buna göre toplu … sözleşmesinin imza tarihinde sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren toplu … sözleşmesinden yararlanır. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin işyerinde uygulanmaya başlanan toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacakları belirlenirken 31.10.2020 tarihinden önceki ve sonraki dönem bakımından yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

4. Somut olayda, taraflar arasında davacının kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının davalıya bağlı işyerinde, hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 02.04.2018 tarihi itibarıyla 375 sayılı KHK’nın geçici 23 üncü maddesi kapsamında kamu bünyesinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğinin dosya kapsamından anlaşılmasına göre, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 01.01.2019-31.10.2020 tarihleri arasındaki ücretinin kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinde belirlenen oran ve Yüksek Hakem Kurulu kararı dikkate alınarak belirlenmesinde hata bulunmamaktadır.

5. Diğer taraftan, sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının … Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası (… SAĞLIK-…) ile … Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (…) arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ve 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinden yararlanması en erken 01.11.2020 tarihi itibarıyla mümkündür. Davacının işyerinde uygulanmaya başlanan toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı belirlenirken 31.10.2020 tarihinden sonraki dönem bakımından yukarıda açıklanan ilke ve esaslara göre değerlendirme yapılması gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır.

6. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yalnızca 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasındaki dönem için hesaplama yapılmış olup bu dönem bakımından da davacının ücreti belirsiz süreli … sözleşmesinde belirlenen oran ve Yüksek Hakem Kurulu kararı dikkate alınarak tespit edilmiştir. 31.12.2020 tarihinden sonrasına ilişkin olarak ise arabuluculuk başvuru tarihi itibarıyla 08.09.2021 imza tarihli toplu … sözleşmesi henüz imzalanmadığından bu toplu … sözleşmesinden doğmuş bir alacaktan bahsedilemeyeceği gibi arabuluculuk dava şartının da gerçekleşmiş kabul edilemeyeceği gerekçesiyle herhangi bir hesaplama yapılmamıştır.

7. Belirtmek gerekir ki, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinin “İkinci Yıl İkinci Altı Ay Zammı” başlıklı ücret zamlarına ilişkin 2 nci maddesinin (d) bendi “01.07.2020 tarihinde işyerinde çalışmakta olan sendika üyesi işçilerin 30…..2020 tarihi itibariyle almakta oldukları günlük brüt çıplak ücretlerine 01.07.2020 tarihinden geçerli olmak üzere %5,75 (yüzde beş yetmiş beş) oranında ücret zammı yapılacaktır (Bu zamma enflasyon farkı dahil edilmiştir.)” düzenlemesini içermektedir. Buna göre davacının 01.11.2020 tarihi itibarıyla söz konusu toplu … sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilse dahi; ilgili düzenleme uyarınca davacıya 01.11.2020 tarihi itibarıyla uygulanması öngörülen bir ücret zammına ilişkin düzenleme söz konusu olmadığından; davacının 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinin ücret zammı dışındaki diğer hükümlerinden yararlanacağı; ancak toplu … sözleşmesinde öngörülen ücrete ilişkin zam oranından yararlanamayacağını kabul etmek gerekir. Buna göre, davacının ücretinin tespitinde 31.10.2020 tarihi itibarıyla hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının buna göre hesaplanması yerinde olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde değildir.

8. Öte yandan, somut olayda arabuluculuk son tutanak tarihi gözetildiğinde, bu tarih itibarıyla 08.09.2021 imza tarihli 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesi henüz imzalanmadığından 01.01.2021 tarihinden sonraya ilişkin fark ücretin hesaplanmasında bu toplu … sözleşmesinde öngörülen ücret zammı oranının uygulanmaması da yerindedir.

9. Ancak 01.01.2021 tarihinden sonra arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının hesaplanmasında … … sözleşmesinde belirlenen asgari ücretin yüzde fazlasına ilişkin hüküm dikkate alınarak davacıya ödenmesi gereken ücretin tespit edilerek hesaplamaların buna göre yapılması gerekirken 01.01.2021 tarihinden sonra arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan çalışma döneminin hiçbir şekilde dikkate alınmaması hatalı olmuştur.

10. Ayrıca toplu … sözleşmesinin sona ermesinden sonra, kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçiler için toplu … sözleşmesinin … sözleşmesini ilgilendiren hükümlerinin, yenisi yürürlüğe girene kadar devam edeceğine ilişkin yukarıda yer verilen 6356 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesindeki kural, toplu … sözleşmesinin art etkisi olarak ifade edilir. Toplu … sözleşmesinin art etkisi nedeniyle … sözleşmesi hükmü olarak sadece akçalı alacaklardan (giyim yardımı, gıda yardımı, yemek yardımı, ikramiye, ilave tediye vs. gibi) yararlanılması mümkündür.

11. Buna göre her ne kadar ücret zammı art etki kapsamında değil ise de davacının ikramiye fark alacağı bakımından öncesinde yararlanmakta olduğu 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu … sözleşmesinin art etkisinin gözetilmemesi hatalı olmuştur. Mahkemece (3) numaralı paragrafta belirtilen ilkeler de dikkate alınarak öncelikle davacının 31.10.2020 tarihinde kadar uygulanan toplu … sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden kıstelyevm usulü yararlanabileceği, 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükümlerinden ise 31.10.2020-31.12.2020 döneminde yine kıstelyevm usulü yararlanabileceği dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır. Somut olayda 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu … sözleşmesinin art etkisi de dikkate alındığında 01.01.2021 tarihinden arabuluculuk son tutanak tarihine kadar olan çalışma dönemi bakımından davacının hak kazandığı ikramiye alacağının bu toplu … sözleşmesi hükümlerinin art etkisi gereğince kıstelyevm usulüne göre belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.

12. Yeniden yapılacak değerlendirmede, davalı lehine hükmedilecek yargılama giderinin ve vekâlet ücretinin reddedilen alacak miktarı dikkate alınarak tespit edilmesi gerektiği hususu da göz önünde bulundurulmalıdır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar hârcının istek halinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.