Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/17646 E. 2023/7227 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/17646
KARAR NO : 2023/7227
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Libya’daki su boru hattı yapım işinde çalışmak üzere 08.05.2007 tarihinde makine/kamyon teknisyeni olarak işe başladığını, son aylık ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, … sözleşmesinin tarafının … ortaklığı olarak görünmesine rağmen adi ortaklık hükümleri uyarınca ortaklardan her birinin üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olduğunu, … sözleşmesinde haftalık çalışma süresinin 48 saat olarak kararlaştırıldığını, ancak müvekkili işçinin çalışmasının haftanın 6 günü 12’şer saat ve hafta tatili kullanılması gereken cuma günleri için de 8 saat devam ettiğini, Libya’da 2011 yılında … gösteren sosyal ve siyasal karışıklıklar nedeniyle çalışmalara devam edilemediğini, bunun üzerine …’ye dönüldüğü tarihte davalı Şirket tarafından davacı işçinin ücretsiz izne ayrılacağının ihtar edildiğini, bu husus kabul görmeyince de … sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini, davalı Şirketin feshin son çare olma ilkesine aykırı davrandığını ileri sürerek ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket ile davacı arasında herhangi bir işçi ve işveren ilişkisi bulunmadığını, davacı bünyesinde çalıştığı işverenin unvanının Tekfen-TML Joint Venture (Tekfen-TML Müşterek Teşebbüsü) olup imzalanan … sözleşmesinde bu durumun açıkça belli olduğunu, söz konusu Müşterek Teşebbüsün Libya tabiiyetinde ve Libya’da kurulu bir şirket olduğunu, bu nedenle davalı Şirketin davada taraf sıfatının olmadığını, davanın Libya’da görülmesi ve bu davaya Libya hukukunun uygulanması gerektiğini, tarafların sözleşmede açıkça Libya hukukunu seçtiklerini, kabul anlamına gelmemek üzere, … mevzuatı uygulanacak olsa dahi davacı işçinin ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı taraf uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması gerektiğini savunmuş ise de davacı işçinin yurt dışında çalıştığı, ancak işveren davalı Şirketin … şirketi olduğu, davalı Şirketin merkezinin …’de bulunduğu, kamu düzeni gereği … sözleşmesinden kaynaklı tüm uyuşmazlıkların çözümünde … hukukunun uygulanmakta olduğu, bu nedenle davalının bu savunmasına itibar edilmediği, davacı işçiye ödemenin davalı Şirket tarafından yapılması, yine tanık anlatımlarına göre işçilerin işe alınmalarının davalı tarafından yapıldığı gözetildiğinde davalı tarafın husumet itirazının yerinde olmadığı, 08.05.2007 tarihinde çalışmaya başlayan davacının Libya’da çıkan iç … üzerine 28.02.2011 tarihinde işverence verilen ücretsiz izin ile eylemli olarak … sözleşmesinin işverence sonlandırıldığı, Libya’da çıkan iç savaşın işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebep olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davacının ihbar tazminatına hak kazanmadığı, tanık beyanları ile ispatlandığı üzere davacının fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu olayda yabancılık unsuru bulunduğunu, davacının mutad işinin Libya’da olduğunu, bu nedenle Libya hukukunun uygulanması gerektiğini, … mahkemelerinin yetkisinin olmadığını, zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını, davacının brüt ücretinin 2.500,00 USD olduğunu, kararın fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücretleri bakımından usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işyerinin bulunduğu yabancı ülke hukukun uygulanması kamu düzenine aykırı sonuçlara sebebiyet verdiğinden kamu düzeni gereği … sözleşmesinden kaynaklı tüm uyuşmazlıkların çözümünde … hukukunun uygulanması gerektiği, davalı tarafın husumet itirazının yerinde olmadığı, tanık beyanlarına göre davacının haftada 15 saat fazla çalışma yaptığı, genel tatillerde çalıştığı, yine 15 günde bir hafta tatili izni kullandığı ve bu şekilde fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretlerine hak kazandığı, belirsiz alacak davası olarak açılan davada talep artırım dilekçesine karşı zamanaşımı def’inde bulunulmasına yasal imkân bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; … sözleşmesine uygulanacak hukuk, aylık ücret miktarının tespiti, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücretlerinin ispatı ve hesaplanması ile zamanaşımı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. Mülga 2675 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (Mülga 2675 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi şöyledir:
“Sözleşmeden … borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri kanuna tabidir.
Tarafların açık olarak bir kanun seçmemiş olmaları halinde borcun ifa yeri hukuku, borcun ifa yerinin birden fazla olması halinde borç ilişkisinin ağırlığını teşkil eden edimin ifa yeri hukuku, bu yerin de tespit edilemediği hallerde ise, sözleşmenin en yakın irtibat halinde bulunduğu yer hukuku uygulanır.”

3. 5718 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir :
” (1) … sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde … sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde … sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre … sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir.”

4. 13.05.1975 tarihli ve 15235 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … Cumhuriyeti ile Libya … Cumhuriyeti Arasında İşgücü Anlaşması’nın (Uluslararası İşgücü Anlaşması) 1 … maddesi şöyledir:
“İşbu Anlaşma uyarınca Libya … Cumhuriyeti’nde çalışan … işçilerinin çalışma şartları ve … sözleşmelerinden … hak ve yükümlülükleri Libya Çalışma Mevzuatına tabidir. Şu kadar ki, işbu Anlaşmanın ve Eklerinin işçi lehine olan hükümleri saklıdır.
Libya … Cumhuriyeti’nde çalışan … işçileri, Libyalı ve yabancı işçilere tanınan ve tanınacak olan hak ve imtiyazlardan aynı ölçüde yararlanırlar.”

5. 5718 sayılı Kanun’un 2, 8, 40 ve 44 üncü maddeleri, 4857 sayılı … Kanunu’nun 32, 41, 44, 46 ve 47 nci maddeleri.

6. Dairemizin 28.02.2023 tarihli ve 2022/18744 Esas, 2023/3076 Karar; 20…2022 tarihli ve 2022/7280 Esas, 2022/8049 Karar; 16…2022 tarihli ve 2022/6529 Esas, 2022/8022 Karar sayılı kararları.

3. Değerlendirme
1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya … ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde … sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.

2. 5718 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesine göre, … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden … bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin …’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu … mahkemeleri de yetkilidir.

3. Gerek mülga 2675 sayılı Kanun gerekse 5718 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, … kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, … ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde … hukuku uygulanır.

4. 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün … kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde … hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. … kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın … kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye … hukukundan daha az koruma getirmesi de … başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.

5. Bir yabancı hukuk kuralı … hukukunun … değerlerine, … genel adap ve ahlâk anlayışına, … kanunlarının dayandığı … adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nda yer … … hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, … çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.

6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (… …, … …, … … Figanmeşe, Milletlerarası … Hukuk, …, 2019, s.7; … …, B. … …, Milletlerarası … Hukuk, …, 2020, s.155). … hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli … güvenliği hükümleri, … işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (…, Milletlerarası Unsurlu … ve Toplu … Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, …, 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen … sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir … ilişkisinde … hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (… …, “Yabancı Unsurlu … Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, … … …, … … (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, …, 2017, s.525-526; … … …, “Yabancı Unsurlu … Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, … … Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).

7. Mülga 2675 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca … sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (… …, “5718 sayılı Kanunu’na Göre … Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. … …, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, … Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; …, s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (… …, … …, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen … Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; …, s.118-137; …, s.217).

8. Yabancılık unsuru taşıyan … sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; …, …, s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde … sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev … gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre … sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (…, s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin …’de bulunması, …’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin …’de ve … lirası üzerinden ödenmesi, işverenin … olması, … sözleşmesinin … hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, … hukukuna tâbi daha önceki bir … sözleşmesine gönderme yapılması, … sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, … sözleşmesinin … hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (…, s.152).

9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî … günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren … ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir … ilişkisinde, dinî ve millî … günleri … hukukuna göre belirlenemez (…, s. 528; … …, … …, “…’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, … Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).

10. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi, davalının Libya’da bulunan işyerinde çalıştığını, ücretinin … doları olarak ödendiğini ileri sürerek ödenmeyen bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı işveren ise davacının Libya’da çalıştığını, davaya konu olayda yabancılık unsuru bulunduğunu, uyuşmazlığın Libya hukukuna göre çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa … hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmış, davalının istinaf başvurusu da, kamu düzeni gereğinden söz edilerek reddedilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.

11. Dosya incelendiğinde, davacı işçinin davalı Şirketin Libya’da bulunan işyerinde 08.05.2007-28.02.2011 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 08.05.2007 tarihli … sözleşmesinin 13 üncü maddesinde “İşgücü Anlaşmasının 1 … maddesine uygun olarak işçi, Libyalı ve yabancı işçilerin haiz olduğu hak ve imtiyazlardan, yürürlükteki … ve sosyal mevzuat ile bütün diğer yasaların … olduğu haklardan istifade eder. Libya … Cumhuriyeti ile … Cumhuriyeti arasında yapılmış olan İşgücü Sözleşmesi işçiye tanınan bu hakların tamamlayıcısı mahiyetindedir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. … sözleşmesinde belirtilen Uluslararası İşgücü Anlaşması’nın 1 … maddesine İlgili hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilmiş olup sözü edilen maddede, Libya … Cumhuriyeti’nde çalışan … işçilerinin çalışma şartları ve … sözleşmelerinden … hak ve yükümlülüklerinin Libya çalışma mevzuatına tâbi olduğunun ifade edildiği görülmektedir. Davacıya ait … sözleşmesi ve Uluslararası İşgücü Anlaşması birlikte değerlendirildiğinde, davacının Libya’daki çalışma dönemi yönünden taraflar arasında … sözleşmesi ile hukuk seçimi anlaşması yapıldığı açıktır. Davacı işçi, dava konusu alacakların ait olduğu söz konusu çalışma döneminde davalıya ait Libya’da bulunan işyerinde çalışmış olup bu durumda ilgili dönemde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Libya olduğu sabittir.

12. Tüm bu hususlar dikkate alındığında mülga 2675 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında davacının Libya’da yaptığı çalışma yönünden taraflar arasında bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan uyuşmazlıkta Libya hukukunun uygulanması gerekmektedir. Hâl böyle olunca, Libya hukukunda uzman bir bilirkişiden de denetime elverişli rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.