Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/17398 E. 2023/150 K. 10.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/17398
KARAR NO : 2023/150
KARAR TARİHİ : 10.01.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2021/146 E., 2022/334 K.
vekili Avukat …
DAVA TARİHİ : 05.11.2015
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya ait işyerinde 2009 yılı Nisan ayında servis şoförü olarak çalışmaya başladığını, sigorta kaydının 12.03.2010 tarihinde yapıldığını, ücretinin bir kısmının bankaya yatırıldığını, kalan kısmının elden ödendiğini, son 1 yıl ise asgari ücret dışında ödeme yapılmadığını, davacı asılın haftanın 7 günü 45 saatin üzerinde çalışma yaptığını, yıllık izinlerini kullanamadığını, … sözleşmesinin 17.02.2014 tarihinde işveren tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret, fazla çalışma, yıllık izin, asgari geçim indirimi, … bayram ve genel tatil ücreti alacakları ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 12.03.2010 tarihinde Şirket müdürü olarak atandığını, bu nedenle davanın mutlak ticari dava olduğunu ve asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, davanın … davası olarak kabulü hâlinde ise davacının işveren vekili olduğunun kabulü gerekeceğini, müvekkili Şirketin eğitim kurumu olduğunu, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen çalışma koşullarına bağlı olduğunu, fazla çalışma yapılmadığını, davacının üst düzey yönetici olduğunu, bu nedenle fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ve yıllık izin hakkı bulunmadığını, ücret ödemelerinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2018 tarihli ve 2015/619 Esas, 2018/218 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işyerinde 01.04.2009-17.02.2014 tarihleri arasında 2.500,00 TL net ücretle çalıştığı, … sözleşmesinin işveren tarafından tazminatları ödenerek feshedilmesi sebebi ile yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi mahsubu sonrası bakiye alacağı kaldığı, kullandığı ya da karşılığının ödendiği ispat edilemediğinden 56 gün için yıllık izin alacağı bulunduğu, fazla çalışma alacağına hak kazandığı, genel tatil alacağı olduğu, ödendiği ispat edilemediğinden asgari geçim indirimi alacağı ve ücret alacakları bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 30.12.2020 tarihli ve 2018/2306 Esas, 2020/1564 Karar sayılı kararıyla; davalı vekili tarafından davaya cevap ve ıslah dilekçelerinde zamanaşımı savunmasında bulunulmadığı, davacının servis şoförü ve sigortalı işçi olarak Şirket müdürü kadrosunda istihdam edilmesi, kıdem ve ihbar tazminatları ödenerek … sözleşmesinin feshedilmesi ve Şirketteki konumunun … başına ücretini ve fazla çalışma saatlerini belirlemeye yetecek nitelikte olmaması nedeniyle görev ve davacının işveren vekili sayılması yolundaki itirazların yerinde olmadığı, davacının ücret tespitinin ve çalışma saatlerine ilişkin kabulün dosya kapsamına uygun olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 08.04.2021 tarihli ve 2021/3660 Esas, 2021/7752 Karar sayılı kararıyla; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, asgari geçim indirimi tahakkuklarının değerlendirilmesi gerektiği, davacının 25.02.2009-05.03.2010 tarihleri arasındaki dönemde haftada 21 saat fazla çalışma yaptığının, 2010 Eylül ile fesih tarihine kadar olan dönemde ise haftada 15 saat fazla çalışma yaptığının kabulünün dosya kapsamına uygun olacağı ve davalı işyerinde tatil günlerinde çalışma olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık beyanları, ticaret sicil kayıtları, emsal ücret araştırmaları ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının davalı işyerinde 01.04.2009-17.02.2014 tarihleri arasında 2.500,00 TL net ücretle çalıştığı, … sözleşmesinin işveren tarafından tazminatları ödenerek feshedilmesi sebebi ile yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi mahsubu sonrası bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı, bakiye yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu ve ödendiği ispat edilemeyen ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının olduğu, … güvencesi hükümlerinden faydalanması nedeni ile kötüniyet tazminatı talep edemeyeceği, ödendiği ispat edilemediğinden 3.627,12 TL asgari geçim indirimi alacağı olduğu, bozma ilâmında belirtilen şekilde yapılan hesaplamaya göre fazla çalışma alacağının olduğu, Milli Eğitim Müdürlüğünün yazı cevabından genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının ücret tespitinin hatalı olduğunu, bu husus gözden kaçırılarak bozma kararı verildiğini, imzalı ücret bordrolarından görüleceği üzere kabul edilen ücretin gerçeği yansıtmadığını, Kurum müdürü sıfatıyla belge imzalayan Ş.U.’nun hiçbir zaman bu sıfata sahip olmadığını, davacının veli görüşmesi adı altında cumartesi günleri de çalışmış gibi değerlendirilmesinin doğru olmadığını, çalışma gün ve saatlerinde işyerinde bulunmadığının davacının sosyal medya paylaşımlarından anlaşıldığını, bu sebeple yılık izin kullandığının sabit olduğunu, davacının çalıştığı yaklaşık son 4 yıl için genel müdür sıfatıyla görev yaptığını ve yönetim hakkına, emir ve talimat yetkisine sahip olduğunu, dolayısıyla konumu gereği işçi sayılamayacağını, hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatarının gerçek ücretine göre hesaplanıp ödendiğini, zamanaşımı def’inin dikkate alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının fazla çalışma alacağının hesaplanma yöntemi ile asgari geçim indirimi alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 41, 63 ve 68 inci maddeleri.

3. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 28.03.2007 tarihinde 5615 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen 32 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.