Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/17000 E. 2022/17033 K. 19.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/17000
KARAR NO : 2022/17033
KARAR TARİHİ : 19.12.2022

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiğini, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesinde müvekkiline her … brüt asgari ücretin belirli bir oran fazlası üzerinden ödeme yapılacağının düzenlendiğini, ayrıca müvekkilinin ücretine 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesine göre Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesinde belirlenen %4 oranında zammın da altı aylık dönemlerle yapılması gerektiğini; ancak davalı tarafça … … sözleşmesi dikkate alınmadan ücretin eksik belirlendiğini … sürerek fark ücret, ilave tediye, ikramiye, fazla çalışma ücreti, … … ve genel tatil ücreti ile gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın belirli olduğunu, davanın belirsiz ya da kısmi alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmiş olduğunu, Bakanlıktan alınan görüş yazıları ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesi hükümleri doğrultusunda davacının 31.12.2018 tarihinde almakta olduğu ücretine %4 oranında zam yapılarak 01.01.2019 tarihindeki ücretinin belirlendiğini buna göre ücret alacağı bulunmadığını, davacının talep konusu işçilik alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16…..2021 tarihli kararı ile davacı ile davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli … sözleşmesinin ve toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama ve ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesinin 07.12.2021 tarihli kararı ile taraflar arasında kadroya geçiş aşamasında imzalanan … sözleşmesinde davacının ücretinin her … asgari ücretin belirli bir oran fazlası ile ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, bu sebeple davacının fark ücret alacaklarına ilişkin talebinin yerinde olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.04.2022 tarihli ilâmı ile son tutanak tarihi olan 10.12.2020 tarihi ile 31.12.2020 olan dava tarihi arasında kalan talep dönemi için dava şartı yerine getirilmediğinden bu dönem yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği; ayrıca ilave tediye farkı alacağına yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi yürütülmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmında belirtilen hususlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bakanlık uygulaması yerinde olduğundan dava konusu talebin reddi gerektiğini, ücreti düşürülmeyen davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacaklara hak kazanamayacağını, taraflar arasındaki … sözleşmesinde ücret artış miktarına ilişkin açıkça toplu … sözleşmesi hükümlerine aykırı olacak bir hükme yer verilmediğini, toplu … sözleşmesinin emredici etkisi gereği … … sözleşmesinin toplu … sözleşmesi ile çelişen hükümlerinin uygulanamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, arabuluculuk son tutanak tarihini aşan fark alacak talepleri ile ilave tediye alacağına uygulanan faizin türü hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
3. 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı … Kanunu’nun 22, 34 ve 62 nci maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu, 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır.
5. Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukukça mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dairemizin 21.04.2022 tarihli bozma ilâmının (3) numaralı bendinde; davacının ilave tediye farkı alacağı için dava ve ıslah dilekçesindeki talebinin yasal faiz olduğu, İlk Derece Mahkemesince talep aşılmak suretiyle en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığı isabetli olarak belirtilmiştir. Ancak ilgili bozma bendinin devam eden kısmında sanki davacının ilave tediye alacağına en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi yönünde talebi varmışcasına “ilave tediye farkı alacağına uygulanacak faizin yasal faiz oranını geçmemek üzere en yüksek mevduat faizi olduğu gözetilmeksizin karar verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde belirtilmesi hatalı olmuştur.
3. Bozma ilâmının bu yönüyle maddi hataya dayalı olduğunun kabulü gerekir. Maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyulması hâlinde dahi diğer taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmaz.
4. Buna göre davacının dava ve ıslah dilekçesindeki talebi ile ilave tediye alacağına uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ilave tediye alacağına yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının ilave tediye alacağına ilişkin (2) numaralı bendinde yer alan “yasal faiz oranını geçmemek üzere mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile birlikte” ibaresinin çıkartılarak yerine “yasal faizi ile birlikte” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.