YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/16006
KARAR NO : 2023/872
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3771 E., 2022/3303 K.
DAVALILAR :1. Vakıf Pazarlama Sanayi ve Ticaret AŞ vekili
.
DAVA TARİHİ : 15.04.2014
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile davanın kısmenkabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 10. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/364 E., 2021/421 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2018/4311 Esas, 2020/1950 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi.
Davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılar arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 30…..2006 tarihli ve 47 No.lu raporu ile sabit olduğunu, müvekkilinin davalılardan Vakıf Pazarlama San. Tic. AŞ’de 23.08.2003 tarihinde işe başladığını, … sözleşmesinin 2013 yılı Eylül ayında feshedildiğini, çalışma süresi boyunca diğer Vakıfbank personeli ile birlikte çalıştığını, Vakıf Pazarlama San. Tic. AŞ işçileri ile Vakıfbank personelinin aynı yerde EBİS binasında aynı işi yaptıklarını, buna karşın müvekkiline davalı Vakıfbankta çalışan personelden daha düşük ücret ödendiğini, davalı Şirketler tarafından eşit işe eşit ücret ilkesinin ihlal edildiğini ve bu nedenle müvekkiline 4 aylık aylık ücret tutarında tazminatın ödenmesi gerektiğini, müvekkiline eksik ücret ödenmesi sebebiyle fark ücret alacağının doğduğunu, davalılardan … Bankasında çalışan personele yapılan ikramiye, prim, temettü ödemelerinin müvekkiline de yapılması gerektiğini, müvekkiline yıllık ücretli izinlerinin de eksik kullandırıldığını ayrıca müvekkilinin tüm … bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, bu çalışmalarına karşılık ücretlerin ödenmediğini, fazla çalışma yapmasına karşın ücretlerinin ödenmediğini, bahsi geçen ücretlerin müvekkilinin Vakıfbank işçisi olması hâlinde kendisine ödenecek ücret nazara alınarak ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin Banka personelinden daha farklı muameleye maruz kaldığını, sürekli olarak baskı ve psikolojik şiddet gördüğünü, hiçbir haklı sebep yokken disiplin soruşturması açılması ile tehdit edildiğini iddia ederek ücret farkı, yıllık izin, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye prim, temettü, gece zammı, kasa tazminatı, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı, yıpranma yardımı ve manevi tazminat alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … TAO vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının mevzuatın öngördüğü şekilde yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında diğer davalı Şirkette çalıştığını, arama hizmeti ile benzeri hizmetlerin destek hizmeti niteliğinde işlerden olduğunu, davacının diğer davalı Şirkette işe başlarken … sözleşmesinin kendisine sağladığı imkânlardan haberdar olduğunu, bu nedenle de davacının taleplerinin iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Vakıf Pazarlama San. Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak müvekkili Şirket ile diğer davalı … TAO arasındaki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu, kanun gereği yardımcı … veya uzmanlık gerektiren işlerde alt işveren çalıştırılabileceğini, gerek 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) gerekse Bankaların Destek Hizmetleri Alımlarına İlişkin Yönetmelik’in bu duruma olanak sağladığını, müvekkili Şirketin de bu kapsamda diğer davalı … TAO çağrı merkezinde banka sistemlerinin 24 saat işletilmesi ve operasyonel işlemler başta olmak üzere tüm destek hizmetleri alanında personel sağladığını, diğer davalı … TAO’nun bu yardımcı işleri hususunda müvekkili Şirket dâhil 5 farklı şirketten hizmet aldığını, davacının ifa ettiği işin de yardımcı … niteliğinde olan destek hizmetleri işi olduğunu, diğer davalı … TAO’da aynı statü ve nitelikte işçi bulunmadığından eşit işe eşit ücret ilkesinin somut olaya uyarlanamayacağını, davacının talimat vereninin müvekkili Şirket yetkilileri olduğunu, davacının en başından beri müvekkili Şirketin işçisi olduğunu, tüm özlük işlemlerinin müvekkili Şirketçe yerine getirildiğini ve ücretinin de müvekkili Şirketçe ödendiğini, diğer davalı Bankanın personelinin işe giriş koşulları göz önüne alındığında davacının Banka personeli ile aynı ücret ve hakları alması gerektiği yönündeki iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 05.07.2018 tarihli kararı ile davacının yaptığı işlerin 5411 sayılı Kanun’da belirtilen destek hizmetlerinden olduğu, dolayısıyla bu işlemlerin 5411 sayılı Kanun’a ve Yönetmelik’e uygun olduğu, davalılar arasında muvazaa ilişkisinin bulunmadığı kanaatine varılarak eşitlik ilkesine aykırılık söz konusu olmadığından davacının fark alacak taleplerine ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
2. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2018/4311 Esas, 2020/1950 Karar sayılı kararı ile davalılar arasında düzenlenen ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun onayından geçen hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayandığından söz edilemeyeceği, ancak davacının çalışma süresince görev tanımı kapsamına girmeyecek şekilde bankacılık işlemlerini icra ettiği iddiası yönünden yapılan araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek davalı … Bankasına davacı işçinin çalışma süresince gerçekleştirdiği işlemlere dair LOG kayıtları veya varsa başkaca bilgisayar kayıtlarını sunması için kesin süre verilmesi, davalı Banka tarafından kayıtlarının kesin süre içinde sunulmaması durumunda 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddesi gereğince davacı iddiası doğru kabul edileceğinden, davacı yönünden muvazaa iddiasının kabul edilmesi, LOG veya başkaca bilgisayar sistem kayıtlarının sunulması durumunda ise kayıtların incelenmesi için aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı doğrultusunda davalılara verilen kesin süreye rağmen davalılar tarafından süresinde davacıya ilişkin LOG kayıtlarının yapılan işlemlerin detayını mahiyetini gösterir hâliyle veyahut var ise yapılan işlemlerin niteliğini ve detayını gösterir başka bilgisayar kayıtları sunulmadığından; kaldırma kararı, tüm dosya kapsamı ve dosya içeriğine uygun ve hüküm kurmaya elverişli 15.03.2018 tarihli bilirkişi heyet raporu doğrultusunda davacının fark ücret, yıllık izin, fazla çalışma ücreti, ikramiye ve temettü alacaklarının kabulüne, davacı … bayram ve genel tatil çalışması, eşitlik ilkesine aykırılık tazminatı, prim alacağı, gece vardiyası, kasa tazminatı ve yıpranma tazminatı taleplerini usulüne uygun delillerle ispatlayamadığından bu taleplerinin reddine, davacının Banka personelinden daha farklı muameleye maruz kaldığı, sürekli olarak baskı ve psikolojik şiddet gördü, hiçbir haklı sebep yokken disiplin soruşturması açılması ile tehdit edildiği iddialarını somut delillerle ispatlayamadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; emsal Yargıtay kararlarında bahsedildiği gibi asgari bir miktar gösterilerek ve herhangi bir açıklama (belirsiz mi kısmi mi) yapılmadan açılan davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilmemesinin yanlış olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiştir.
2. Davalı … TAO vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının yaptığı işin LOG kaydının zaten tutulmadığını, davacının teknik işlerde çalıştığını ve bankacılık işi yapmadığını, davacının delil olarak dosyaya bildirmediği LOG kayıtlarının talep edilmesinin de hatalı olduğunu, 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddesinin bu şekilde uygulama alanı bulamayacağını, davanın, olmayan bir kaydın sunulmasına bağlanması ve sunulmadığı takdirde muvazaa bulunduğunun kabul edilmesinin ispat hükümlerine aykırı olduğunu, ayrıca kabul edilen alacak kalemlerinin müvekkili Banka ile BASS Sendikası ile yapılan toplu … sözleşmesi ile belirlendiğini, davacı dayanışma aidatı ödemediğinden toplu … sözleşmesi ile sağlanan mali haklardan yararlanamayacağını, dolayısıyla davaya konu taleplerin bu yönüyle de reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde fazla çalışma iddiasını somutlaştırmadığını, davacı tanıklarının müvekkili Banka aleyhine açtıkları davalar bulunduğunu, bu nedenlerle fazla çalışma talebinin reddi gerektiğini, ilk kararda reddedilen fazla çalışma ile yıllık izin ücretlerinin davacı tarafından istinafa konu edilmediğini, muvazaa ile ilgisi olmayan bu kalemlerin ikinci kararda kabul edilmesinin bu yönden de hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davalı Vakıf Pazarlama Sanayi ve Ticaret AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde; öncelikle somut olaya 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddesi hükmünün uygulanmasının hukuken mümkün olmadığını, çünkü anılan maddenin uygulama alanı bulabilmesi için ibrazı istenen belgenin ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olması ile diğer tarafın iddialarını somutlaştırmış olması gerektiğini, davacının yardımcı işlerden olan çağrı merkezi çalışanı olduğunu, yardımcı … kapsamında çalışan davacının muvazaa iddiasının 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddesi kapsamında değerlendirilmesinin kanuna aykırı olduğunu, Mahkemece ibrazı istenen belgenin ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olup olmadığı hususu incelenmeden eksik ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, davacının talep etmiş olduğu alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkili Şirket ile diğer davalı arasında muvazaaya dayalı … ilişkisinin bulunmadığını, çağrı merkezinde çalışan davacının ifa ettiği işin asıl bankacılık işi olmadığını, asıl işe yardımcı … olduğunu, bunun da kanunlara uygun olduğunu ve muvazaalı olmadığını savunarak kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmi dava olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalıların istinaf başvurularının ise ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def’inin dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle bu yönden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Taraflar vekilleri, temyiz başvuru dilekçelerinde istinaf başvuru nedenlerini tekrar etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın belirsiz alacak davası olup olmadığına, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaalı olup olmadığına, dava konusu alacakların ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 107 nci maddesi, 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası, 4847 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2, 32, 53, 59, 41,63 ve 68 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı Vakıf Pazarlama San. Tic. AŞ işçisi olduğu gösterilen davacının, davalı Bankaya ait işyerinde, 17.07.2007 tarih ve 10917 sayılı belgede açıklandığı üzere telefon ve internet bankacılığı operasyonları işlemlerinin diğer davalı Şirket çalışanları ile birlikte yaptığının açıklandığı, emsal dosya davacıları mesai arkadaşları ile davacının, Banka personelinin yaptığı işlerin aynısını yaptığı tespit edildiğinden bu durumda 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi ve 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi uyarınca aradaki ilişkinin muvazaaya dayanması nedeniyle davacının fark alacak isteklerinin kabulüne karar verilmesi isabetlidir.
3. Davacının başka bir firma işçisi olarak gösterilmesi nedeniyle davalı Banka nezdinde LOG kayıtlarının bulunmaması doğal karşılanmalıdır. Mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 220 nci maddesi uyarınca işlem yapılması ve salt bu nedenle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalılar vekillerinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalılara iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.