YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15281
KARAR NO : 2022/15757
KARAR TARİHİ : 30.11.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, işyerinde uygulanan … Sağlık … Sendikasının tarafı olduğu 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu … sözleşmesi imzalandığını, ücretlerinin bu toplu … sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının sürekli işçi kadrosuna 696 sayılı KHK ile değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (375 sayılı KHK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca geçirildiğini, önceki dönemlerde hizmet alımı yoluyla ihale alan şirketlerde çalıştığını, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra da hizmet alım sözleşmelerinin devam ettiği döneme ilişkin kural uygulama ve ücretleri isteme beklentisi içinde olmasının doğru olmadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi Hükümleri’ne göre işçilere 01.01.2018 tarihinden itibaren %4, 01.07.2018 tarihinden itibaren %4, 01.01.2019 tarihinden itibaren %4, 01.07.2019 tarihinden itibaren %4 zam uygulandığını, ücretlerin asgari ücretin altında kalması hâlinde asgari ücrete çekilerek üzerine toplu … sözleşmesi zamlarının uygulandığını, uygulamada bir hata olmadığını, sözleşmede belirtilen artış oranının sadece kadroya geçiş ücretinin tespitinde dikkate alındığını, bu oranının bazı işçilerde devam ettiğini, bazı işçilerde ise devam etmediğinin ileri sürülmesinin eşit işe eşit ücret kuralına aykırı olduğunu, davacının taleplerinin yerinde bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğu, buna göre davacının ücretinin sözleşmede belirlenen ücretine ek olarak toplu … sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiği, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin eksik ödendiği, davacının ücretlerinin ve diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde … Sağlık … Sendikası ile … arasında akdedilmiş 01.01.2019-31.12.2020 yürürlük süreli toplu … sözleşmesinin uygulanması imkânı olmadığı, hesaplamaların dava şartı arabuluculuğun gerçekleştirildiği tarihe kadarki dönem içinde ve ait olduğu ayın ücretinin muaccel olduğu tarihe kadar yapıldığı, usulüne uygun düzenlenen bilirkişi raporunda alacağın tespit edildiği gerekçesiyle yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde; davacının ücret zammının belirlenmesinde, 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi Hükümleri ve Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığının görüş yazıları doğrultusunda hukuka uygun hareket edildiği hâlde tamamen faraziyeye dayanan hesaplamalarla belirlenen ücret farklarına ilişkin taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacı işçinin bir yandan bireysel … sözleşmesindeki günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu … sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkili Kurum aleyhine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalının alt işvereni yanında işçi olarak çalışırken 02.04.2018 tarihinde kadroya alındığı, kadroya geçirilirken … sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin 7 nci maddesinde her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiği, davacının 2018 yılında kadroya geçerken aldığı ücretine Ocak ve Temmuz aylarında %4 zam yapıldığı, davacının 2019 ve 2020 yılı ücretinin de … sözleşmesine göre belirlenip Yüksek Hakem Kurulu tarafından belirlenen toplu … sözleşmesi uyarınca 2019 ve 2020 yıllarının Ocak ve Temmuz aylarında %4’er zamlar yapılarak ücretin ödenmesi gerektiği, davacının 2019 ve 2020 yıllarında ücretlerinin eksik ödendiği, davacının fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın seri dava niteliğinde olduğu dikkate alınarak hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22 nci maddesinin birinci fıkrasına uygun şekilde hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, öte yandan davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden, Mahkemece hüküm altına alınan fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılan toplu … sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerine göre yararlandığı bir toplu … sözleşmesi olmadığından ikramiye alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken, en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması isabetsiz ise de; bu hususlar davalı vekili tarafından açık istinaf sebebi yapılmadığından usuli kazanılmış hak prensipleri gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hatalar yönünden kaldırılmadığı belirtilerek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek ve hesaplanan faiz türüne ve faiz hesaplamasına da itiraz ettiklerini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi ile toplu … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye fark alacağının bulunup bulunmadığı, hükmedilen alacaklara uygulanan faiz oranı ile temerrüt tarihi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı … Kanunu’nun 22 nci ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Kanun, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun), 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı … vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarının faiz başlangıç tarihleri bilirkişi raporunda belirlenen temerrüt tarihleri olarak hüküm altına alınmıştır. Ancak, davacı işçinin ücretinin düzenlendiği 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde açıkça bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Ayrıca söz konusu toplu … sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; “İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5×2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir” denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. İlave tediye alacağının ödeme zamanı ise 6772 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. Bu açıklamalara göre ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir. Dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla fark ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına ilişkin daha önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden Mahkemece arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 21…..2021 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3.696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle birlikte burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla imzalanan toplu … sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Kanun hükümlerine göre yararlandığı bir toplu … sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye alacağına talebi ile de bağlı kalınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken, 6356 sayılı Kanun’da öngörülen en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanması isabetsizdir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı, (2) numaralı, (3) numaralı bendinde yer alan “hükme esas bilirkişi raporunda her bir dönem için belirlenen temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak” ibaresinin çıkarılarak yerine “arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 21…..2021 tarihinden itibaren işleyecek” ibaresinin yazılması, (2) numaralı bendinde yer alan “en yüksek banka işletme kredisi faizi” ibaresinin çıkarılarak yerine “en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca uygulanan en yüksek banka mevduat faizi” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.