YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15123
KARAR NO : 2023/844
KARAR TARİHİ : 18.01.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (…) Mahkemesi
SAYISI : 2022/108 E., 2022/146 K.
DAVA TARİHİ : 28.02.2011
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : Uzunköprü 1. Asliye Hukuk (…) Mahkemesi
SAYISI : 2011/205 E., 2012/60 K.
DAVA TARİHİ : 28.04.2011
KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; davalı Şirkette ustabaşı olarak çalıştığını, davalı Şirketin ücretleri, fazla çalışma alacaklarını ve harcırahları ödemediğini, yıllık izin kullandırmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ile harcırah alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davacının davalı ve davalının Şirketi olan Ariş Makine Kazan Çelik Konst. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.nde olmak üzere ustabaşı olarak çalıştığını, işyerinin önceleri şahıs olarak faaliyet gösterdiğini daha sonra ise Şirket olarak devam ettiğini, davalı tarafın aylık ücretleri düzenli olarak ödemediğini ve harcırahları da ödemediğini, davalı tarafın davacıyı Uzunköprü dışında bir başka yerde çalıştırmak üzere göndermek istediklerini, davacının ücretinin ve fazla çalışma ücretinin ödenmesini istemesi üzerine davalı tarafından işyerinden kovulduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ile harcırah alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Asıl ve birleşen dava davalıları; cevap dilekçesi sunmamışlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.03.2016 tarihli ve 2011/104 Esas, 2016/73 Karar sayılı kararı ile kıdem ve ihbar tazminatları yönünden hükme esas alınan ….10.2015 havale tarihli bilirkişi ek raporunda davacının hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının belirtildiği, harcırah alacağı talep edilmiş ise de tüm dosya içeriğinde davalı işverenin harcırah taahhüdünde bulunduğuna dair objektif bir bilgi ya da belgeye rastlanılmadığından davacı tarafın bu talebinin reddi gerektiği, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen ibranamelerde davacının davalı işyerinden … bayram ve genel tatil çalışması alacağı ile fazla çalışma alacağının bulunmadığını imzalı beyanıyla tasdik ettiği, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen ibranamelere davacı tarafça imza itirazında bulunulmuş ise de Adli Tıp Kurumunun 11…..2014 havale tarihli raporunda imzaların davacının eli ürünü olduğunun açıklandığı, buna göre davacının … bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücreti taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 19.02.2020 tarihli ve 2016/22047 Esas, 2020/2556 Karar sayılı ilâmı ile Mahkemece fesih yönünden gerekçe oluşturulmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, ibraya değer verilemeyeceği, buna göre ibraya dayalı reddedilen alacaklar açısından yeniden değerlendirme yapılması gerektiği, davada birden fazla davalı olduğu gözetilmeyerek ve alacakların net mi brüt mü olduğu belirtilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçeleri ile Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece İlk Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30.11.2021 tarihli ve 2020/88 Esas, 2021/339 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyularak bilirkişi raporları doğrultusunda asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar vermiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Dairemizin 16.02.2022 tarihli ve 2022/1053 Esas, 2022/1831 Karar sayılı ilâmı ile davalının/davalıların kim olduğunun açıkça ortaya koyulması ve bu şekilde davalının/davalıların tespit edilip karar başlığında doğru şekilde gösterilmesi, bundan sonra davalılar arasındaki hukuki ilişki belirlenerek hüküm altına alınan her bir alacak kaleminden hangi davalının hangi gerekçeyle ve ne miktarda sorumlu tutulduğu belirtilmek suretiyle karar oluşturulması gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda yapılan araştırma ile birleşen dava davalısı …’ın, asıl dava davalısı Şirketin sahibi ve yetkilisi olduğu, dava konusu taleplerden her iki davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; bozma öncesinde alınan bilirkişi raporuna fazla çalışma ile … bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden itiraz olmamasına rağmen bozmadan sonra yeniden aleyhlerine rapor alınarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili; Mahkemece davacının eli ürünü olduğu tespit edilmiş ibranamedeki ödeme beyanın dikkate alınmadığını, davacının aylık aldığı ücretin tespitine yönelik hatalı değerlendirme yapıldığını, … sözleşmesinin nasıl feshedildiği yönündeki itiraz ve beyanlarının, savunmalarının değerlendirilmediğini, müvekkillerinden davalı …’ın müteselsil bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının Şirket bünyesinde çalıştığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalıların sorumluluklarının belirlenmesi, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ücreti ücreti alacaklarının hesaplanması ve harcırah alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 17, 24, 32, 41, 44, 47 ve 63 üncü maddeleri, 4857 sayılı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi, 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 420 nci maddesi.
3. 4857 sayılı Kanun’un “İşyerinin veya bir bölümünün devri” kenar başlıklı 6 ncı maddesi şöyledir:
“İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan … sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer.
Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır.
Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
Devreden veya devralan işveren … sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut … organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz”
4. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
“…
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
…”
5. Dairemizin 15.02.2022 tarihli 2022/1226 Esas, 2022/1766 Karar sayılı ilâmında işyeri devrine ilişkin benimsenen ilkeler şöyle açıklanmıştır:
“…
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, … yerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan … sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı Kanun’un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. 1475 sayılı Kanun’un 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı kanun’un maddesinde sözü edilen devreden işveren için iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden … başına sorumludur.
İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren … başına sorumludur.
…”
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacının tüm, davalının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında davacının harcırah alacağı talebinin kabulüne karar verilmiş olması bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır. İlk Derece Mahkemesince, Dairemizin 19.02.2020 tarihli bozma ilâmı öncesinde harcırah alacağı talebinin reddine karar verilmiş; tarafların başvurusu üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda harcırah alacağı bozma kapsamı dışında bırakılarak ilâmın (IV/A/2) kısmında yazılı nedenlerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bu husus gözetilmeden bozma ilâmı sonrası yapılan yargılama sonucunda harcırah alacağının kabulüne karar verilmesi, İlgili Hukuk kısmının (4) numaralı paragrafında açıklanan bozma ilâmı ile davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırılık oluşturduğundan hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık hüküm altına alınan alacak kalemlerinden davalıların hukuki sorumluluğunun belirlenmesine yöneliktir. Somut uyuşmazlıkta davacı, 05.02.1997 ile 13.09.2010 tarihleri arasında önce birleşen dava davalısı işverende çalıştığını, daha sonra ise davalı Şirkette çalışmaya devam ettiğini, işyerinin ilk zamanlarda şahıs olarak faaliyet gösterdiğini daha sonra ise Şirket olarak devam ettiğini iddia etmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumundan gelen yazı cevabında; davacının çalıştığı 7192 kodlu işyerinin 01.12.1974 tarihinde kanun kapsamına alınarak M.P. adına açıldığı, 01.01.1987 tarihinde devir işlemi yapılarak yeni unvanının davalı … olarak değiştirildiği, 07.02.2006 tarihinde ise nevi değiştirerek Ar-… Makine Kazan Çelik Konst. İnş. San. ve Tic. Ltd Şti. adını aldığı bildirilmiştir. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında açıklanan ilkeler gözetilerek durum değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta işyeri devri kurallarına göre sonuca gidilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
4. Şu hâlde Mahkemece tüm dönem üzerinden hesaplanan alacakların tamamından asıl ve birleşen dava davalıları müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş ise de davacının yıllık izin, ihbar tazminatı ve devir üzerinden iki yıllık süre geçtiğinden fazla çalışma ile … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından asıl dava davalısı devralan Şirketin sorumlu olduğu kabul edilmelidir. Birleşen dava davalısı devreden işveren ise sadece kıdem tazminatı bakımından kendi dönemindeki ücret ve süre üzerinden sorumlu tutulmalıdır. Belirtilen hususlar gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile hüküm altına alınan alacakların tamamından asıl ve birleşen dava davalılarının birlikte müteselsilen sorumlu tutulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.