YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14921
KARAR NO : 2022/15354
KARAR TARİHİ : 28.11.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 38. … Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı … Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Daire Başkanlığında çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında 02.04.2018 tarihi itibarıyla sürekli işçi statüsünde istihdam edilmeye başlandığını, bu tarihe kadar ihale sözleşmelerinde belirlenen asgari ücretin % fazlası ücret karşılığında çalıştığını, istihdam edildiği tarih itibarıyla imzalamış olduğu bireysel … sözleşmesinde de ücretin asgari ücretin % fazlası olduğuna ilişkin düzenlemenin yer aldığını; ancak davalı Kurum tarafından 2019, 2020 ve 2021 asgari ücretine göre % fazlası belirlenmeden sürekli işçi kadrosuna geçiş öncesi alınan ücrete, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesinde öngörülen %4 oranında zam uygulanmak suretiyle ücret ve ücrete bağlı diğer alacakların eksik ödendiğini, davacının 30.10.2020 tarihinden sonra işyerinde yürürlükte bulunan toplu … sözleşmesinden de yararlandığını ileri sürerek ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağından hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine ücretinin 2019 yılı asgari ücret seviyesine çekilerek bu ücrete %4 oranında zam uygulanmadığını, davacının 2018 yılında almakta olduğu ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında zam yapıldığını, davacının ücretinin düşürülmediğini, davacının asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödenmesi gerektiğini ispatlaması gerektiğini, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları yada asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesinin hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulama olduğunu, davacı tarafından talep edilen faiz türüne ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı Bakanlık arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli … sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davanın husumetten reddi gerektiğini, bireysel … sözleşmesinde belirtilen asgari ücretin 2018 yılı asgari ücreti olup kadroya geçiş ücretinin de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmediğini ve toplu … sözleşmesinde belirlenen ücret zammından ve toplu … sözleşmesinden kaynaklı diğer ücret eklerinden de faydalandığını, toplu … sözleşmesi ile ücretinde artış olan davacının diğer yandan bireysel … sözleşmesindeki günlük brüt ücretin esas alınmasını istemesinin mümkün olmadığını, davacı ve aynı durumda olan sürekli işçilere hem asgari ücrete yapılan zammın hem de toplu … sözleşmesinden kaynaklı zammın yapılmasının çifte zam durumu oluşturacağını ve bu durumun diğer çalışanlar ile eşitsizliğe yol açacağını, davalı İdarenin uygulamasının hukuka uygun olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 663 sayılı … ve Bağlı Kuruluşların Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 28 inci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve beşinci fıkralarının 09.07.2018 tarihli 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 25 inci maddesi ile yürürlükten kaldırıldığını, bağlı kuruluş olan … Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğünün tüzel kişiliği dolayısıyla taraf ehliyeti bulunmadığından husumetin Sağlık Bakanlığına yönetilmesinin yerinde olduğu, taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesi ile uygulanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri ve Yargıtayın emsal kararları dikkate alındığında, davalı tarafından taraflar arasındaki bireysel … sözleşmesine aykırı ödeme yapılması nedeniyle ödenmeyen fark alacaklarının kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinin isabetli olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeler ve resen dikkate alınacak sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davada husumetin doğru yöneltilip yöneltilmediği ve 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 696 sayılı KHK’nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı … Kanunu’nun 22, 34 ve 62 nci maddeleri, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun), 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi.
3. Ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesi kararında, dava konusu fark alacakların faiz başlangıç tarihlerine ve ikramiye alacağına uygulanan faiz türüne yönelik hatalı şekilde hüküm kurulduğu saptanmıştır. Şöyle ki İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacakları bakımından “09/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda tablo halinde gösterilen hak ediş dönemleri” itibarıyla temerrüt gerçekleştiği kabulüyle faize hükmedilmiştir. Davacı işçinin ücretinin düzenlendiği 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde açıkça bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Yüksek Hakem Kurulu kararıyla uygulanan en son toplu … sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; “İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5×2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir.” düzenlemesi bulunmaktadır. İlave tediye alacağının ödeme zamanı ise 6772 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. Bu açıklamalara göre dava konusu alacaklar bakımından ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmeyecektir.
3. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca, işçi muaccel alacaklarını … … belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla somut olayda, davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
4. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemektedir. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu … Sözleşmesi Hükümleri, 6356 sayılı Kanun’da öngörülen toplu … sözleşmesi sürecinden geçilerek uygulanan bir toplu … sözleşmesi niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle belirtilen toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara 6356 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki en yüksek işletme kredisi faizi uygulanmaz. Davacının talebi de dikkate alınarak ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi uygulanmalıdır. Bunun yerine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da hatalıdır.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan “09/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda tablo halinde gösterilen hak ediş dönemlerinden itibaren” ibaresinin çıkartılarak yerine “arabuluculuk son tutanak tarihi olan 21…..2021 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılması;
Hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “bankalarca uygulanan işletme kredisi faizi” ibaresinin çıkartılarak yerine “en yüksek işletme kredisi faizini aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizi” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.