Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/14907 E. 2022/15915 K. 01.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14907
KARAR NO : 2022/15915
KARAR TARİHİ : 01.12.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 20. … Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, Bakanlığa bağlı olarak sürekli işçi kadrosunda istihdam edildiğini, kadroya geçişinin 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile sağlandığını, hâlen davalı Bakanlığın kadrolu işçisi olarak çalışmaya devam ettiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, taraflar arasında davacının asgari ücretin fazlasını almasını gerektirir … sözleşmesinin bulunmadığını, kadroya geçen işçilerin ücretinde kadroya geçmeden önce 01.01.2018 tarihinden itibaren alt işveren tarafından veya başka bir şekilde ücret artışı yapılması hâlinde toplu … sözleşmesinde yer alan %4’lük zamdan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının sendika üyesi olup olmadığı araştırılmadan karar verilemeyeceğini, faiz oran ve başlangıç tarihlerine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli … sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli … sözleşmesinin ve toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bireysel … sözleşmesi ve toplu … sözleşmesi hükümleri karşılaştırıldığında ücret ve ücret ekleri konusunda çelişki olduğunu, davacının bireysel … sözleşmesinde belirlenen ücretin üstünde bir ücret almaya başladığını, toplu … sözleşmesi ile ücret artışı olduğunu, bu durumda davacı işçinin bir yandan bireysel … sözleşmesinden günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu … sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını, davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4 zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek … sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespit edilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, zira bireysel … sözleşmesinde 2018 yılı asgari ücretinin kastedildiğini, davacının 2018 yılı ücreti korunarak kadroya geçiş ücretinin belirlendiğini, toplu … sözleşmesinde kastedilen ücretin de 2018 yılındaki asgari ücrete göre belirlenen ücret olduğunu, aksi yorumun eşitsizliğe neden olacağını … sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesinin ve uygulanan toplu … sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu, diğer taraftan davacının yararlandığı toplu … sözleşmesinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun) hükümlerine göre yararlanılan bir toplu … sözleşmesi olmadığı, ikramiye alacağına en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi gerekirken, en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması isabetsiz ise de bu husus davalı vekili tarafından açık istinaf sebebi yapılmadığından usuli kazanılmış hak prensipleri gereğince hükmün kaldırılmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde … sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli … sözleşmesi ile toplu … sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye fark alacağının bulunup bulunmadığı, hükmedilen alacaklara uygulanan faiz oranı ile temerrüt tarihi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanan Hükmünde Kararname’ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı … Kanunu’nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 6356 sayılı Kanun, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu, 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı … vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Derece Mahkemesince ikramiye alacaklarının faiz başlangıç tarihleri bilirkişi raporunda belirlenen temerrüt tarihleri olarak hüküm altına alınmıştır. Ancak, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde kapsamında sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçiler bakımından Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulanmaya başlanan toplu … sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde; “İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’… günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5×2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir” denilmekte olup ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla ikramiye alacaklarına ilişkin daha önce davalının temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden Mahkemece arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 24.03.2021 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle birlikte burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla imzalanan toplu … sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Kanun hükümlerine göre yararlandığı bir toplu … sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye alacağına talebi ile de bağlı kalınarak en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere en yüksek mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken, 6356 sayılı Kanun’da öngörülen en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanması isabetsizdir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin ikramiye fark alacağına dair alt bendinde yer alan ” … bilirkişi … … tarafından düzenlenen 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen temerrüt tarihinden (ödeme tarihi) itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresi tamamen çıkartılarak yerine “… arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği 24.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin yazılması ve hüküm fıkrasının (1) numaralı bendindeki “Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 18/04/2022 Tarihli bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına” ibaresinin tamamen çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.