Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/14890 E. 2022/16923 K. 19.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14890
KARAR NO : 2022/16923
KARAR TARİHİ : 19.12.2022

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın Kemalpaşa Ulucak Beldesi Belediyesinde 20.02.2004 tarihinde çalışmaya başladığını, işe girdiği tarihten itibaren 5 ay huzurevinde bekçilik yapan davacının 2004 yılının Ağustos ayından itibaren çöp arabasında şoför olarak görev yaptığını, işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren Ulucak Belediyesinde çalışmasına rağmen alt işveren Ulu-Bel Ulucak İmar Teknik Tur. Hiz. San. ve Tic. işçisi olarak gösterildiğini, 2009 yılı Nisan ayı sonunda Ulucak Belediyesinin davalı … Belediyesine devredilmesinin ardından davacının davalı … işçisi olarak çalışmasına devam ettiğini, davalı aleyhine açılan emsal dava dosyalarında Kemalpaşa Belediyesi ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabul edildiğini, buna göre davacının Kemalpaşa Belediyesinin taraf olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlandırılması gerektiğini, diğer yandan davacının üyesi olduğu … Sendikası ile Kemalpaşa-Bel İmar Teknik ve Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasını kapsayan bir toplu … sözleşmesi imzalandığını, davacının bu toplu … sözleşmesinden de yararlandırılmadığını, sendikal ayrımcılık yapıldığını ileri sürerek sendikal tazminat, ilave tediye, ücret farkı, fazla çalışma, … bayram ve genel tatil ücreti ile toplu … sözleşmesinden doğan işçilik alacaklarının (yol, yakacak, ikramiye, yemek, giyim, çocuk, eğitim ve direksiyon zammı alacaklarının) davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davacının … sözleşmesinin muvazaa tespiti ve işçilik alacağı talepli dava açması sebebiyle haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İdare ile İdareye ait işleri ihale yoluyla alan Şirketler arasında hukuki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi niteliğinde olduğu kabul edilse bile bu ilişkinin muvazaalı olmadığını, davalı Belediyenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden davacının yararlanamayacağını, davacının İdare tarafından işten çıkartılmadığını ve davacının alacaklarından davalının sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.01.2020 tarihli ve 2017/863 Esas, 2020/6 Karar sayılı kararı ile toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının muvazaa nedeniyle artık başlangıçtan itibaren davalı … Belediyesinin (ve öncesinde Ulucak Belediyesinin) işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının sendika üyesi olduğu, bu nedenle davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlanmasının mümkün olduğu, … sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından son verildiği ve davacının ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen, birleşen davanın ise tamamen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 23.02.2021 tarihli ve 2020/340 Esas, 2021/340 Karar sayılı kararı ile toplanan kanıtlara göre ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda İlk Derece mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 02…..2020 tarihli ve 2017/45490 Esas, 2020/5469 Karar sayılı kararı ile davacının davalı Belediyenin 01.01.2012-31.12.2013 ve 01.01.2014-31.12.2015 dönemini kapsayan toplu … sözleşmelerinden yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığının belirlenmesi, sonucuna göre talep konusu alacakların hesaplanması, hâkimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde İlk Derece Mahkemesince; davacı asılın çalışma süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün kullandığı konusunda beyanının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı Belediyeye bağlı işyerinde 20.02.2004-15.07.2014 tarihleri arasında 10 yıl, 4 ay, 25 gün süre ile çalıştığı, davalı … ile hizmet alım sözleşmesi yapan dava dışı Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olması nedeni ile davacının başlangıçtan itibaren davalı … Belediyesinin ve öncesinde Ulucak Belediyesinin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının 10.02.2012 tarihinde … Sendikası üyesi olduğu, üyeliğinin 16.09.2014 tarihine kadar devam ettiği, sendika üyeliğinin dava dışı Kemalpaşa-Bel İmar Teknik ve Tur. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.ne 19…..2013 tarihli yazı ile 28…..2013 tarihinde tebliğ edildiği, davacının davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden sendika üyeliğinin bildirildiği 28…..2013 tarihi ve sonrası dönem itibarıyla yararlanması gerektiği, Yargıtay bozma ilâmından sonra aldırılan 17.01.2022 tarihli ek bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının sendika üyeliğinin davalı Belediyeye bildirilmediğini, davalı Belediyenin taraf olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlanma hakkı bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, davacı ile menfaat birliği içinde olan davacı tanıklarının anlatımına göre fazla çalışma ve … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu … sözleşmelerinden yararlanma hakkı bulunup bulunmadığı ile alacakların hesaplanma yöntemine ve usuli kazanılmış hak ilkesine uygun şekilde karar verilip verilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı … Kanunu’nun ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun ilgili hükümleri.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
“…
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
…”
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hüküm altına alınan ilave tediye alacağına, bozma ilâmı öncesi kurulan hükümden farklı olarak yasal faiz yerine en yüksek mevduat faizi uygulandığı görülmektedir. Belirtilen durum, ilâmın İlgili Hukuk kısmının (2) numaralı paragrafında açıklanan usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gibi ilave tediye alacağı bakımından uygulanması gereken kanuni faiz türünün yasal faiz olduğu da dikkate alındığında; belirtilen alacağa yasal faiz yerine en yüksek mevduat faizinin uygulanması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (A) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan “en yüksek banka mevduat faizi ile” ibaresinin çıkartılarak yerine “yasal faizi ile” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,19.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.