Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/14565 E. 2022/17178 K. 20.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14565
KARAR NO : 2022/17178
KARAR TARİHİ : 20.12.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : TESPİT

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Niğde 1. Asliye Hukuk (…) Mahkemesi

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.04.1985 tarihinde Niğde Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde mevsimlik işçi olarak çalıştığını, 2001 yılında kadrolu işçi statüsüne geçtiğini, kadrolu işçi statüsüne geçmeden önce belirli süreli sözleşme ile çalıştığı sürenin kadrolu çalışma dönemine eklenmediğini belirterek müvekkilinin mevsimlik işçi olarak çalıştığı sürenin kademe ve derecesine eklenerek olması gereken derece ve kademesinin tespit edilerek ikramiye farkı, aylık ücret farkı, yasal ve akdi ilave tediye farkı, yıpranma primi farkı ve yıllık izin ücreti farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep istemiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı ile … … Sendikası arasında 2013 yılında akdedilen toplu … sözleşmesinin geçici 2 nci maddesi gereği İdarenin zamanaşımı süresini ve işçilerin emeklilik tarihlerini dikkate alarak gereken intibak işlemlerini yaptığını, dava tarihi esas alındığında hesaplamanın 2011 – 2016 yılları arasında yapılması gerektiğini, bu nedenle hesaplamayı gerektirecek bir durum olmadığını, davacının 2008-2013 yılları arasındaki ücret farklarının ödendiğini, bu hususta açılan benzer davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 2016/237 Esas sayılı dava dosyası ile yargılamaya başlandığı ve ….05.2019 tarihli duruşmada, derece ve kademe ilerlemesinin tespiti davası yönünden açtığı davanın tefrikine karar verildiği ve davacının olması gereken derece ve kademesinin tespitine ilişkin talebinin Mahkemenin yukarıda belirtilen esasına kaydedilerek yargılamaya devam edildiği ve toplu … sözleşmesi gereği mevsimlik işçilikte geçen çalışmaların mevcut derece ve kademesine eklenmesi gerektiği gerekçesiyle davacının 10. derece 26. kademede olduğunun tespiti ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının düz işçi olarak çalışırken şoför sınıfına geçtiğini ve buna göre yapılan derece ve kademesi intibakında hata bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan hesaplamaların doğru olmadığını, zamanşımı süresinin geçtiğini ve resen hak düşürücü sürenin de dikkate alınması gerektiğini savunarak davanın reddi gerektiğini … sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Dosya kapsamına göre; davacının 14.08.2013 tarihinde emekli olarak işten ayrıldığı ve fiili çalışmasının sona erdiği, dava dilekçesinde tespit ve … taleplerinde bulunulduğu, … ve tespite ilişkin taleplerin mahkemece tefrik edildiği ve … bu tefrik edilen davanın sadece tespite yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava tarihi itibarıyla fiilen çalışması bulunmayan davacının, derece ve kademe intibakının yanlış yapıldığının tespiti yönündeki talebinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Her ne kadar benzer nitelikte açılan bazı davalarda Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından davacının alacağı ücretin yaşlılık aylığına etkisi nedeni ile tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu kabul edilmiş ise de somut olayda davacı, yaşlılık aylığına esas kazancın ve dolayısıyla emeklilik aylığının etkisi nedeniyle bu tespit davası açtığını … sürmemiştir. Başka bir anlatımla, davacı bu tespit davasını açarken güncel hukuki yararın varlığı noktasında yaşlılık aylığı ile ilgili bir bağlantı kurmamıştır. Keza, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun taraf olmadığı tespit davasında alınacak kararın, davada taraf olarak yer almayan Sosyal Güvenlik Kurumu açısından kesin hüküm teşkil etmesi ve böylece ikinci kez bir dava açılmasını önlemesi de mümkün değildir. Bu nedenlerle, davacının söz konusu tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunmadığı ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır. Davalı tarafın bu yöndeki istinaf nedeni yerindedir. Hüküm, açıklanan nedenlerden dolayı düzeltilmelidir. (aynı yönde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2021/9911 esas ve 2021/14390 karar sayılı ilamı)
…” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince yeniden hüküm kurulmak üzere kaldırılmasına karar verilerek davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; dava dilekçesi dahi aynı olan bir diğer davada verilen onama kararına karşın bu şekilde bir hüküm kurulmasının hukuk devleti ve eşitlik ilkesine tamamen aykırı olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumunun davada taraf olmasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkilinin kademe ve derece hususunun işvereni ilgilendiren bir durum olduğunu, yerel Mahkemece tefrik kararı ile açılan işbu dosya için müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacak davasından tefrik edilen derece ve kademe tespiti davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı ile vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin ikinci fıkrası, 114 üncü maddesinin (I) numaralı bendinin (h) alt bendi, 115 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf alacak davası açmış ve bu kapsamda alacağın hüküm altına alınması bakımından derece ve kademesinin de tespitini talep etmiştir. Zira alacakların hesaplanmasına esas ücretin belirlenmesi için derece ve kademesinin de tespiti gerekecektir. Ne var ki davacı tarafça ayrı bir tespit davası açılmış değildir. Somut dosyada iki davanın açılması söz konusu olmadığı hâlde İlk Derece Mahkemesince, tespit davasının ayrıca açıldığı gerekçesiyle tefrik kararı verilerek işbu davaya tespit davası olarak devam edilmesi ve esastan hüküm kurulması hatalıdır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi sebebiyle davacı aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (II) numaralı bendinin (2) ve (3) numaralı alt bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerlerine;
“2- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,”
“3- Davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,” bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.12.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.