YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14425
KARAR NO : 2022/14640
KARAR TARİHİ : 09.11.2022
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kararın ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin yüklenicisi olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmet binalarının yapımı işinde alt işverenler nezdinde çalıştığını, 2015 yılı yaz aylarından itibaren ücretlerinin eksik ödendiğini, davacının ve diğer çalışanların 29.01.2016 tarihinde davalı Şirkete ve SGK’ya ödenmeyen ücretlerin ödenmesi için yazılı talepte bulunduğunu, bunun hemen ardından ….02.2016 tarihinde 100’e yakın işçinin … sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, … bayram ve genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ve ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin işçisi olmadığını, müvekkili Şirketin işin tamamını dava dışı Yankı Turizm İnşaat İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti.-Metdem Sağlık Ürünleri İnşaat A.Ş. … Ortaklığına (Yankı-Metdem … Ortaklığı) verdiğini, davalının ihale makamı olduğunu, açılan dava ile talep edilen alacaklardan sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05…..2017 tarihli kararı ile davalı Şirket ve dava dışı Yankı-Metdem … Ortaklığı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının … sözleşmesinin haklı neden olmadan davalı tarafından feshedildiği ve alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 17.10.2017 tarihli kararı ile dosyadaki mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönden kanuna aykırı bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.02.2018 tarihli kararı ile davalının sair temyiz itirazlarının gelinen aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek davalı ile dava dışı Şirketler arasında imzalanan talep dönemini kapsayan sözleşmelerin tüm ekleri ile birlikte getirtilip gerekirse tanıkların yeniden beyanları alınarak denetim makamının işçileri dışında işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığının, ihale edilen işin anahtar teslimi verilip verilmediğinin, asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulup kurulmadığının ve davacının yaptığı işin tespiti gerektiği, yapılacak araştırma sonucuna göre davalının ihale makamı olduğunun anlaşılması hâlinde sorumluluğunun her hak ediş dönemi için işçinin üçer aylık ücreti ile sınırlı olduğunun ve diğer alacaklardan sorumlu olmadığının dikkate alınması gerektiği, ayrıca dosyada temerrüde ilişkin bir bilgi belge mevcut değil ise faizin temerrüt söz konusu olmadığından dava ve ıslah tarihi gözetilerek başlatılması gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 13.03.2020 tarihli kararı ile davalı Şirket ile dava dışı Yankı-Metdem … Ortaklığı arasında imzalanan … sözleşmesinin 6 ncı maddesine göre sözleşmenin anahtar teslim götürü … olduğu, davalının sadece son 3 aya ilişkin ücret alacağından sorumluluğunun bulunduğu, ücret alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 23.12.2020 tarihli kararı ile davalının sair temyiz itirazlarının gelinen aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamına göre davalının ihale makamı mı, asıl işveren mi olduğunun tespit edilmesi, davacının yaptığı işin tam olarak belirlenmesi, bu amaçla davalı … dava dışı Şirketler arasında imzalanan talep dönemini kapsayan sözleşmelerin tüm ekleri ile birlikte getirtilip gerekirse tanıkların yeniden beyanlarının alınması, denetim makamının işçileri dışında işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
D. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarına göre davalının SGK’ya ait hizmet binalarının yapımında asıl işveren olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; gerekli araştırmalar yapılmadan sadece davacı ile menfaat birliği içinde olan ve çelişkili beyanlarda bulunan davacı tanık anlatımlarına göre karar verildiğini, dosyadaki belgeler, sözleşmeler ve banka kayıtlarına göre davalı Şirketin asıl işveren olmadığını, ihale makamı olduğunu, davacıya yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının davalı Şirketi daha önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir belge olmadığından faiz başlangıcının hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ile dava dışı Yankı-Metdem … Ortaklığı arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, bu bağlamda davalının talep konusu alacaklardan hukuki sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ile varsa sınırı ve hükmedilen faiz başlangıç tarihi noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2.4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 Sayılı Kanun) “Tanımlar” kenar başlıklı 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
“…
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde … alan ve bu … için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile … aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, … sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl … bölünerek alt işverenlere verilemez.”
3. 4857 Sayılı Kanun ‘un 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:
“Bunun için hakediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde şantiye şefliği işyeri ilân tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin görebileceği yerlere yazılı ilân asılmak suretiyle duyurulur. Ücret alacağı olan işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmez.”
4.Dairemizin 14.01.2021 tarihli ve 2018/5428 Esas, 2021/1037 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
“…
Sözleşme konusu faaliyetlerin … bir yüklenicinin yönetimi altında gerçekleştirilmesi ve eserin, … sahibince bir bütün olarak faydalanabileceği hale getirilmesinin taahhüt edildiği sözleşmelere “anahtar teslim inşaat sözleşmesi” denilmektedir. Burada önemli olan, işin baştan sona kadar yüklenici tarafından tamamlanmasıdır. Bu nedenle, malzemenin kim tarafından sağlandığı önem arz etmez. Başka bir anlatımla, malzemenin tamamı … sahibi tarafından sağlanmış olsa bile sözleşmenin anahtar teslimi niteliği ortadan kalkmaz (BİRBEN, Erhan, “… Kanunu’nun 2. Maddesindeki Müteselsil Sorumluluk Bakımından Anahtar Teslimi İnşaat Sözleşmesi Kavramı ve Bu İlişkiye Bağlanan Hukuki Sonuçlar”, … Hukukunda Yeni Yaklaşımlar, s. 7 vd.).
Anahtar teslimi inşaat sözleşmelerinde, hak edişlerin düzenlenmesi, kontrol edilmesi, işin seviyesi, malzeme ve işçilik standardının incelenmesi, arsa sahibinin yapacağı bir iştir. … Borçlar Kanunu’nun 474 ve 477.maddeleri uyarınca yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilemesi için … sahibinin, teslim aldığı eseri, muayene etmesi ve varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir.
İnşaat işlerinde çok basit imalat hatalarının dahi, zamanında düzeltilmemesi halinde işin sonunda yapıdan beklenen fonksiyonların bir kısmının sağlanmamasına, hatta taşıyıcı sistem imalatındaki hatalar oluştuktan sonra hemen müdahale edilmemesi durumunda yapının hiç kullanılmamasına neden olabilir. Yapım işinin gidişatından … sahibinin hiçbir şekilde haberdar olmaması, işin yapım aşamasından tümüyle uzak kalması, sözleşme konusu eser tamamlandığında eserden beklenen fonksiyonların tamamen karşılanmamasına yol açabilir. İnşaat sözleşmesine konu işlerin çok detaylı olması nedeniyle, doğrudan … sahbinin taşınmazı üzerinde yapılan imalattaki bir hatanın üzerine yeni imalatların yapılması ve böylece zincirleme olarak hatalı bir imalat yapılmasına yol açılması ihtimal dahilindedir. Tüm bu nedenlerle, … sahibinin yapım işi devam ederken denetim faaliyetlerinde bulunması ve yüklenicinin imalatının hatalı veya sözleşmeye, şartnameye, projeye ve hatta mevzuata aykırı olanlar hakkında müdahalede bulunması, işi durdurması ve … değişikliği emirleri vermesi inşaat işinin gereğidir (BİRBEN, Adı geçen makale, s. 9 vd.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bir kararında belirttiği gibi, ‘…Öncelikle belirtilmelidir ki, yapılmış olan eser sözleşmesinde işin kaliteli ve işyeri disiplini amacıyla bir kısım hükümlerin yer alması, inşaat sahipliği dışında asıl işverenlik sıfatını doğuracak, işi alanın bağımsız işveren kimliğini ortadan kaldıracak bir etmen değildir. Borçlar Kanunu’nun 357.maddesi uyarınca, eserin imalinde kullanılacak malzemeyi yüklenici temin edebileceği gibi tarafların kararlaştırmaları üzerine malzeme … sahibi tarafından da sağlanabilir. Bu durum malzemelerin özenli kullanılması, hesap verme ve artan kısımlarını iade borcu, ihbar yükümlülüğü gibi konularda mükellefiyetler yüklemekte olup taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine etkisi bulunmamaktadır.’ (20.12.2006, 2006/21-796-2006/812).
…”
5. Dairemizin 27.01.2022 tarihli ve 2022/8 Esas, 2022/1346 Karar sayılı ilâmının ilgili bölümü şöyledir:
“…
Diğer taraftan 4857 sayılı … Kanunu’nun 36. maddesinde, “Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine, ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre ihale makamı, işçi ücretlerinin ödenip ödenmediğini kontrol etmek durumundadır. Yapılacak olan kontrol ya da işçinin başvurusu üzerine ödenmeyen ücretlerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde, belli şartlarla ihale makamının sorumluluğu söz konusu olur.
Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, işçilerin her hak ediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmeyeceği öngörülmüştür. Yine ihale makamının kıdem ve ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izinler sebebiyle herhangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.
Yargıtay’ın kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre, anahtar teslimi suretiyle ihale edilen işlerde, kamu makamlarının fazla çalışma, hafta tatili ile bayram ve genel tatili alacakları yönlerinden sorumluluğu bulunmamaktadır (Yargıtay 9.H.D. 19.1.2010 gün 2009/12074 E, 2010/378 K.)…”
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlâmın İlgili Hukuk kısmında belirtilen Dairemizin emsal kararları ile dosya kapsamındaki tüm bilgi, belgeler, tanık beyanları ve özellikle davalı Şirket ile dava dışı Yankı-Metdem … Ortaklığı arasında düzenlenen sözleşme ve ekleri dikkate alındığında; taraflar arasında belirli bir işin yapılıp teslim edilmesine ilişkin anahtar teslim işini konu alan bir eser sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.
3. Şu hâlde davalı ihale makamı konumunda olup davalının sorumluluğu, 4857 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesi uyarınca her hak ediş döneminde ücret alacağının üç aylık kısmı ile sınırlıdır. Ücret alacağı bu kabule göre hesaplanmalı ve varsa davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edilmelidir.
4. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davalı ihale makamı olduğuna göre İlk Derece Mahkemesince, davalı ile dava dışı Yankı-Metdem … Ortaklığı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu kabulüne göre hüküm altına alınan kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacağı taleplerinin de reddi gerekmektedir.
5. Diğer yandan, İlk Derece Mahkemesince davacının alacaklarına 29.01.2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiş ise de davacının 29.01.2016 tarihli dilekçesi incelendiğinde; alacakların ödenmesi için davalıya 7 … günü süre verildiğine göre temerrüt tarihi, bu sürenin bitim tarihi olan 05.02.2016 tarihi kabul edilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.