Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/14303 E. 2022/14908 K. 21.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14303
KARAR NO : 2022/14908
KARAR TARİHİ : 21.11.2022

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin, davalı işyerinde 20.04.2009 tarihinden Ekim 2010 tarihine kadar ihracat görevlisi olarak çalıştığını, davalı ile müvekkili arasında yapılan anlaşmaya göre müvekkiline satış üzerinden %5 komisyon ücreti verilmesi gerektiğini, komisyon ücretlerinin 2010 yılı başından sonuna kadar olan dönemde 23…..2010 tarihi haricinde ödenmediğini, müvekkilinin 2010 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları ücretlerinin de ödenmediğini iddia ederek ödenmeyen prim ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının çalıştığı döneme ilişkin tüm ücret alacaklarının ödendiğini ve ücret ve prim alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemenin 12.11.2014 tarihli kararı ile toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bozma ve Bozmadan Sonraki Yargılama Süreci
Kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 21.09.2016 tarih ve 2015/4472 Esas, 2016/14516 Karar sayılı ilâmı ile özetle prim alacağı istemi yönünden işyeri kayıtları üzerinde konusunda uzman bir mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken hukukçu bilirkişi tarafından dosyada bulunan evrak üzerinden yapılan inceleme sonucu düzenlenen rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda 04.10.2019 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 05.02.2020 tarihli ve 2020/39 Esas, 2020/1476 Karar sayılı ilâmı ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek ,
“…
Davacı dava dilekçesinde davalı firmada 2010 yılından itibaren ihracını sağladığı mallar üzerinden alması gereken primleri alamadığını iddia etmiş, mahkemece davalı şirketin defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmaksızın sadece davalı firmanın gümrük çıkış beyannameleri üzerinden ihracının gerçekleştirdiği sabit olan malların bedeli üzerinden prim hesaplattırılmıştır.
Herşeyden önce gümrük çıkış beyannamelerindeki ihracata konu edilen malların ihracını/satışını sağlayan kişinin davacı olduğu hususunda elde hiçbir veri bulunmamaktadır. Davacının bu malların tamamının ihracını/satışını sağlayan kişi olup olmadığı belli olmadığı gibi, bir kısmı davacı tarafından satış/ihracata konu edilmiş ise ne kadarının olduğu da belli değildir. Diğer taraftan dosyada birbirinden farklı sonuçlara ulaşan birden fazla bilirkişi raporu olduğu halde mahkemece hangi rapora itibar edildiği açıklanmadan davacının hak ettiği prim miktarı tam belirlenmeden taleple bağlı kalınarak alacak hüküm altına alınmıştır ki bu durum da usul ve yasaya aykırıdır.
Mahkemece yapılacak …, mahallinde bizzat keşif veya bilirkişiye davalı şirketin defter ve belgeleri üzerinde inceleme yetkisi verilerek bizzat davacı tarafından ihracı/satışı gerçekleştirildiği anlaşılan ihraç ürünleri var ise sadece 2010 yılı için prim hesabı yaptırıp alacak tam olarak belirlendikten sonra talebi de gözetilerek hüküm altına almak, bizzat davacı tarafından satışı/ihracatı gerçekleştirilen bir malvarlığının tesbit edilememesi halinde ise hesaba elverişli şekilde ispat edilemeyen prim alacak talebinin reddine karar vermektir, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak devam edilen yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.

Temyiz
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Gerekçe
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalan kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemez. Zira, bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak teşkil eder.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece daha önce verilen karara karşı davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunulmuş ve davacının prim alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu, yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, bozma dışı kalan hususlar yönünden ilgili taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma öncesi verilen kararda davacının ücret alacağının kısmen kabulüne karar verilmiş olup bozma dışında kalan bu alacak açısından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Buna rağmen usuli kazanılmış hak kuralına aykırı şekilde dava konusu ücret alacağının da reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 21.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.