YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13978
KARAR NO : 2022/16345
KARAR TARİHİ : 08.12.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 2. … Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette 19.11.2000-21.01.2017 tarihleri arasında her iki davalı Şirketin de imza yetkilisi ve müdürü sıfatıyla çalıştığını, davalı Şirketlerin adreslerinin, faaliyet alanlarının ve yetkili kişilerinin isimlerinin aynı ve benzer olması karşısında iki Şirket arasında organik bağlantı bulunduğunu, bu nedenle her iki Şirketin de müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarından sorumlu tutulması gerektiğini … sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma, … … ve genel tatil, yıllık izin, hafta tatili ücretleri ve ücret alacakların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı … Turizm Seyahat Organizasyon ve Ticaret AŞ (… Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği alacak kalemlerinin belirsiz alacak veya kısmi davaya konu edilemeyeceğini, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının müvekkili Şirketin işçisi olmaması nedeniyle müvekkilinin dava konusu kalemlerden sorumlu tutulamayacağını, davalılar arasında organik bir bağın bulunmadığını, dava dilekçesinde … sürülen çalışma sürelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı … Ltd. Şti. vekili davaya süresinde cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm bu tespitler doğrultusunda, davalı Şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi veya organik bağlantının bulunduğu, davacının hizmet süresinin 05.12.2000-01.07.2001 tarihleri arasında 6 …, 8 gün; 04.01.2002-21.01.2017 tarihleri arasında 15 yıl, 17 gün olmak üzere toplam 15 yıl 6 … 25 gün (5.680 gün) olduğu, davacının ücretinin 2016 yılı boyunca ve fesih tarihi itibarıyla aylık brüt 3.147,22 TL olduğu, … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispatla yükümlü olan davalının ispat yükümünü yerine getiremediği, buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatının hesaplandığı, tanık anlatımlarına göre fazla çalışma, … … ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarının hesaplandığı ve ücret bordrolarında tahakkuk olan ayların dışlandığı, yıllık izin ücretinin talep doğrultusunda 276 gün üzerinden hesaplandığı ve yine talep doğrultusunda davacının 01.11.2016- 21.01.2017 tarihleri arasında hak kazanabileceği ücret miktarının belirlendiği, davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; çalışma süresinin hatalı belirlendiğini, davacının kesintisiz olarak çalıştığını, ücretin hatalı tespit edildiğini, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücretinin eksik hesaplandığını, yıllık izin süresinin 302 gün olduğunu, ücret alacağının da eksik hüküm altına alındığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı … Şirketi; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, çalışma süresinin hatalı belirlendiğini, davacının üst düzey yönetici olarak çalıştığını, dava dilekçesinde 2012 yılından sonra hafta tatili yaptığını kabul ettiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı … Ltd. Şti. vekili; davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği yönündeki beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, çalışma süresinin hatalı belirlendiğini, davacının üst düzey yönetici olarak çalıştığını, dava dilekçesinde 2012 yılından sonra hafta tatili yaptığını kabul ettiğini, müvekkili Şirketin 2009 yılında kurulmasına rağmen davacının önceki dönem çalışmalarından sorumlu tutulmasının da doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında, davanın kısmi dava olarak açılmasında usul ve kanuna aykırı bir yönün bulunmadığı, ıslaha karşı zamanaşımı def’inin nazara alındığı, işçilik alacaklarından davalıların birlikte sorumlu tutulmalarının yerinde olduğu, davacının toplam çalışma süresinin 15 yıl, 6 …, 25 gün olduğu; kesintisiz olarak çalışıldığının ispat edilemediği, 276 gün izin … üzerinden yıllık izin ücreti hesabının yerinde olduğu, davacının üst düzey yönetici olarak çalışmadığı, İlk Derece Mahkemesince hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davacının talebi aşılarak 2012 yılından sonrasına ilişkin hafta tatili ücreti hesaplanmasının hatalı olduğu, davacının yaptığı işe ve kıdemine göre brüt 4.370,69 TL ücretle çalıştığının kabulü ile alacakların hesaplanması gerektiği, bordrolardaki ücrete göre yapılan hesaplamaya göre karar verilmesinin hatalı olduğu, 20.11.2018 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı … Şirketi vekili; davacının brüt ücretinin 4.370,69 TL olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği yönündeki beyana itibar edilmemesi gerektiğini, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, çalışma süresinin hatalı belirlendiğini, davacının üst düzey yönetici olarak çalıştığını, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların fahiş ve hatalı olduğunu; fazla çalışma, hafta tatili ücreti, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının Yargıtay ilkelerine aykırı hesaplandığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı … Ltd. Şti. Vekili; davacının brüt ücretinin 4.370,69 TL olarak kabulünün hatalı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği yönündeki beyanlara itibar edilmemesi gerektiğini, çalışma süresine ilişkin itirazlarının karşılanmadığını, müvekkili Şirketin kuruluş tarihi 2009 yılı olduğundan bu yıldan önceki çalışmalardan sorumlu tutulmaması gerektiğini, hükme esas alınan rapordaki hesaplamaların fahiş ve hatalı olduğunu, davacının üst düzey yönetici olarak çalıştığını, davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunmadığını, hükme esas kök ve ek rapor arasında çelişki bulunduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; dava türü, aylık ücret miktarı, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatı ile hesap yöntemi ve hüküm altına alınan alacak kalemlerinden davalıların hukuki sorumluluğu noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun’un “Taraflarca getirilme ilkesi” kenar başlıklı 25 inci maddesi, “Taleple bağlılık ilkesi” kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası.
3. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32, 41, 44, 46 ve 47 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekillerinin aşağıda yer alan (4) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği … sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4. Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesinde açıkça davalı işyerinde sabah 09.00 akşam 19.00 saatleri arasında çalışıldığını beyan etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda davacının ayda 3 hafta haftanın 7 günü 08.30-20.30 saatleri arasında, ayda 1 hafta haftanın 6 günü 08.30-20.30 saatleri arasında fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış ve hüküm oluşturulurken bu hesaplama esas alınmıştır. Ancak davacı dava dilekçesinde çalışma düzenine ilişkin iddiasını somutlaştırmış olup bu vakıa ile bağlıdır. Mahkemece gerek dava dilekçesindeki iddia gerekse tanık beyanları dikkate alındığında davacının 09.00-19.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma ücreti hesabı yapılması gerekirken vakıa aşımı yapılmak suretiyle hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.