YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13427
KARAR NO : 2022/13292
KARAR TARİHİ : 26.10.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 51. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını, ikramiye ve ilave tediyelerinin de eksik ödendiğini iddia ederek ödenmeyen ücret farkı, ilave tediye farkı ve ikramiye farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, ücret bordrolarından anlaşılacağı üzere davacının 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücretin üzerine %4’lük zam yapıldığını, ücret indirimine gidilmediğini, uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri ile ödenen sosyal haklar değerlendirildiğinde ücretinde düşüş olmadığını, aksine toplu iş sözleşmesi ile davacının ücretinde artış olduğunu ve davacının bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretin üstünde bir ücret almaya başladığını, bu durumda davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesinden günlük brüt ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas bakımından hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi.
2. Ayrıca 6100 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 01.01.2021 tarihi ile bu tarihten sonraki dönem için dava konusu fark ücret ve fark ilave tediye alacak taleplerinin 08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021 – 31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin “Ücret Zammı” başlıklı 33 üncü maddesi dikkate alınarak hesaplanacağı açıklanmıştır. Ne var ki bu toplu iş sözleşmesi, dava şartı olan arabuluculuğa başvuru tarihinde henüz imzalanmış değildir. Dava dilekçesinde de belirtilen toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmaya yönelik bir talep bulunmamaktadır. Şu hâlde arabuluculuk başvuru tarihindeki koşullar göz ardı edilerek 01.01.2021 tarihi ve sonrasına ilişkin fark alacak taleplerinin, 08.09.2021 imza tarihli toplu iş sözleşmesinin ilgili maddelerindeki düzenlemeler dikkate alınarak hesaplanması hatalıdır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı şekilde tespit edilen ücret esas alınarak yapılan hesaplama incelendiğinde; 01.01.2021 tarihi ve devamı için ücret, ilave tediye ve ikramiye alacaklarına ilişkin bir farkın çıkmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 01.01.2021 tarihi ve sonrası için hüküm altına alınmış bir alacak miktarı bulunmadığından; yukarıda belirtilen hatalı tespit ve hesaplama şekli temyiz edenin sıfatı da dikkate alınarak sonuç itibarıyla bozma sebebi yapılmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.