Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/12617 E. 2023/8493 K. 01.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12617
KARAR NO : 2023/8493
KARAR TARİHİ : 01.06.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … Holding AŞ bünyesinde faaliyet gösteren Şirketler nezdinde 22.03.2012 tarihinden 16.05.2016 tarihine kadar ambar şefi olarak çalıştığını, çalışma döneminin tamamında fazla çalışma yaptığını, iki haftada bir pazar günleri de çalıştığını, … … ve genel tatil günlerinde çalıştığını, çalışmalarının Rusya’da geçtiğini, … sözleşmesinin işverence … bitimi gerekçe gösterilerek haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, yıllık izin haklarının kullandırılmadığını, davacının son aylık ücretinin net 3.000,00 USD olduğunu, ancak 2014 yılı Ekim ayından itibaren ücretinin düşürüldüğünü, bu hususta davacının muvafakatinin mevcut olmadığını, hak ettiği primlerinin ödenmediğini, ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil, yıllık izin ve prim ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının Şirkette hiç çalışmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, davanın asıl çalışılan Şirkete yöneltilmesi gerektiğini, davacının ancak çalışılan ülke mevzuatında yer … sosyal haklardan faydalanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; emsal yargı kararları doğrultusunda husumet itirazının yerinde olmadığı, … sözleşmesinin işveren tarafından haksız feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ücretlerinin bilirkişi raporunda belirlendiği, prim hesabı için gerekli kriterlerin hesaplamaya elverişli şekilde ispatlanamadığı, davacının yıllık izinlerini kullandığı ve ücretlerinin ödenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; bilirkişi raporunda hesaplamalar net tutar üzerinden yapıldığı hâlde İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde brüt hesap ibaresi kullanıldığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, … hukukunun uygulanamayacağını, yurt dışı giriş çıkış kayıtlarının hizmet süresinin tespitinde yeterli olmadığını, bordrolar gereğince davacının son aylık ücretinin brüt 1.900,00 USD olduğunu, yemek ve barınma ücretinin 150,00 USD olarak tespit edilmesi gerektiğini, ücretin brüt ücrete çevrilmesinin hatalı olduğunu, … sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, Şubat 2015 bordrosunda davacıya 2.755,85 USD kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının bakiye ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını, bordrolarda tahakkuk eden fazla çalışma, … … ve genel tatil günleri ile hafta tatili ödemelerinin mahsup edilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde fazla çalışma, … … ve genel tatil günleri ile hafta tatili ücreti alacaklarının TL cinsinden talep edildiğini, dava tarihindeki USD … üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, yapılan indirim oranının düşük olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı Şirkete ait yurt dışı şantiyelerinde ambar şefi olarak çalıştığı, yurt dışı … sözleşmesinin 18 … maddesinde uygulanacak hukuka ilişkin bir açıklamanın bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesinin … dilinde düzenlendiği, bu durumda … hukukunun uygulanmasında bir hatanın bulunmadığı, husumette sıkıntı bulunmadığı, … sözleşmesinin belirli olarak yapılabilmesi için aranan objektif koşulların bulunmadığı, yurt dışı giriş çıkış kayıtları ve çalışma belgesine göre hizmet süresinde bir hatanın bulunmadığı, banka hesap ekstreleri ve tanık beyanları değerlendirilerek belirlenen ücret ile yemek ve barınma ücreti tespitinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, ücretler döviz olarak ödendiğinden alacakların USD … üzerinden hesaplanmasının doğru olduğu, %5 GSS primi dikkate alınarak net ücretin brüte çevrilmesinin isabetli bulunduğu, çalışmanın yurt dışı çalışmasına ilişkin olduğu ve davalının ödeme savunması dikkate alındığında işyerinde fazla çalışma, hafta tatili ve … … genel tatil günlerinde çalışma yapıldığı, dava dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda alacakların net rakamlar üzerinden hesaplandığı, davacı tarafından bu miktarlar üzerinden ıslah yapılmasına rağmen brüt olarak hüküm altına alınması hatalı olduğu gerekçeleriyle davalı vekilinin başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; husumet, … sözleşmesine uygulanacak hukuk, hizmet süresinin tespiti, ücret tespiti, yemek ve barınma ücreti tespiti, ücretin brüt ücrete çevrilmesinin hatalı olup olmadığı, … sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığı, kıdem tazminatı ödemesinin mahsup edilip edilmediği, davacının bakiye ihbar tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı, ödemelerin hesaplamalardan mahsup edilip edilmediği, alacakların ispat ve hesabı noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. 5718 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:
” (1) … sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde … sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde … sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre … sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir.”

3. 5718 sayılı Kanun’un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya … ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde … sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.

2. 5718 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesine göre, … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden … bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin …’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu … mahkemeleri de yetkilidir.

3. 5718 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, … kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, … ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde … hukuku uygulanır.

4. 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün … kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde … hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. … kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın … kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye … hukukundan daha az koruma getirmesi de … başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.

5. Bir yabancı hukuk kuralı … hukukunun … değerlerine, … genel adap ve ahlâk anlayışına, … kanunlarının dayandığı … adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nda yer … … hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, … çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.

6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (… …, … …, … … Figanmeşe, Milletlerarası … Hukuk, …, 2019, s.7; … …, B. … …, Milletlerarası … Hukuk, …, 2020, s.155). … hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli … güvenliği hükümleri, … işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (…, Milletlerarası Unsurlu … ve Toplu … Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, …, 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen … sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir … ilişkisinde … hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (… …, “Yabancı Unsurlu … Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, … … …, … … (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, …, 2017, s.525-526; … … …, “Yabancı Unsurlu … Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, … … Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).

7. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca … sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (… …, “5718 sayılı Kanunu’na Göre … Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. … …, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, … Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; …, s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (… …, … …, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen … Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; …, s.118-137; …, s.217).

8. Yabancılık unsuru taşıyan … sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; …, …, s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde … sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev … gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre … sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (…, s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin …’de bulunması, …’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin …’de ve … lirası üzerinden ödenmesi, işverenin … olması, … sözleşmesinin … hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, … hukukuna tâbi daha önceki bir … sözleşmesine gönderme yapılması, … sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, … sözleşmesinin … hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (…, s.152).

9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî … günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren … ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir … ilişkisinde, dinî ve millî … günleri … hukukuna göre belirlenemez (…, s. 528; … …, … …, “…’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, … Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).

10. Somut uyuşmazlıkta davacı taraf davalının Rusya’da bulunan şantiyelerinde çalıştığını, ücretinin USD olarak ödendiğini ileri sürerek ödenmeyen işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş, davalı işveren ise davacının çalıştığı yerin yurt dışı olması sebebiyle uyuşmazlığın yabancı hukuka göre çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin, uyuşmazlığa … hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmış ve istinaf yolu incelemesinde de davalının bu yöndeki istinaf başvurusu yurt dışı … sözleşmesinin 18 … maddesinde uygulanacak hukuka ilişkin bir açıklama bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan … sözleşmesinin … dilinde düzenlendiği, bu durumda … hukukunun uygulanmasında bir hata bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Ne var ki varılan sonuç, dosya kapsamına uygun düşmemiştir.

11. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca … sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Dosya kapsamına göre davacı işçi davalının yurt dışı işyerinde 19.05.2012-01.05.2016 tarihleri arasında çalışmıştır. Davacının çalışma döneminde yabancılık unsuru mevcut olmakla birlikte çalışma dönemine ilişkin olarak … … Kurumu (İŞKUR) onaylı Türkçe yurt dışı … sözleşmesinin düzenlendiği, 21.05.2012 tarihinde imzalanan bu … … sözleşmesinin tarafların … ilişkisindeki hak ve yükümlüklerine ilişkin çalışma süresi, fesih, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin maddelerinde çalışılan ülke mevzuatının uygulanacağının belirtildiği, yine sözleşmenin 18 … maddesinde de anlaşmazlık durumlarında uygulanacak mevzuata ilişkin ihtilaf durumunda çalışılan ülkenin idari ve adli makamlarının yetkili olduğunun ifade edildiği görülmüştür. Buna göre davacının çalışma dönemi için tarafların … sözleşmesi ile bir hukuk seçimi anlaşması yaptıkları açıktır. Davacı, dava konusu alacakların ait olduğu çalışma döneminde davalıya ait Rusya’da bulunan işyerinde çalışmış olup, bu durumda ilgili dönemde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Rusya olduğu sabittir. Bu nedenle yurt dışı … sözleşmesi bulunan tüm çalışma döneminde, … sözleşmesi ile seçilen hukuk uygulanmalıdır.

12. Yurt dışı … sözleşmesinin açık, net ve anlaşılır bir dilde düzenlendiği, yukarıda açıklandığı gibi 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrasının açık hükmü ile cevaz verdiği şekilde sözleşmede hukuk seçimi yapıldığı anlaşılmakta olup taraflar arasında imzalanan yurt dışı … sözleşmesinin bağlayıcı ve geçerli olduğu sonucuna varılması gerekir. Yurt dışı … sözleşmesi hükümlerine değer verilmeyerek uyuşmazlığa … hukukunun uygulanmasına karar verilmesi hatalıdır.

13. Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacının çalışma dönemi yönünden bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, dava konusu alacakların ait olduğu tüm çalışma dönemi hakkında Rusya hukukunun uygulanması gerekmektedir. Hâl böyle olunca, gerekirse Rusya hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle, dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01…2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.