YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12599
KARAR NO : 2022/13007
KARAR TARİHİ : 20.10.2022
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 50. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNİN İPTALİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 11. … Mahkemesi
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : … 11. … Mahkemesi
Taraflar arasındaki yetki tespitinin iptaline ilişkin asıl ve birleşen davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de davanın niteliği gereğince kanunda ivedi şekilde sonuçlandırılması öngörüldüğünden duruşma isteminin reddine, incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla; dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan … Çalışma Genel Müdürlüğünün 02.07.2021 tarihli diğer davalı … Sendikasının işletme toplu … sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu gösteren yetki belgesi verildiğine ilişkin yazının 08.07.2021 tarihinde tebliğ alındığını, ilgili yetki tespitine karşı itiraz ettiklerini, … tarafından yetki tespiti için ilk olarak 15.01.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, yetki tespitine ilişkin olarak taraflarınca itiraz sürecinin başlatıldığını ve yargı sürecinin sonlandırıldığını, … 35. … Mahkemesince davanın reddine karar verildiğini, … Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.06.2020 tarihli ve 2021/3843 Esas, 2021/8800 Karar sayılı kararı ile kararın onanmasına karar verildiğini, 15.01.2020 tarihli yetki tespitinden, taraflarına 08.07.2021 tarihinde tebliğ edilen çağrıya kadar olan süreçte işçi ve sendika üye sayılarının değiştiğini, çoğunluk şartlarının sağlanmadığını, bu dönem içerisinde gazete çalışanlarının bir kısmının sendikadan istifa ettiğini, güncel üye sayısının belli olmadığını, Sendika Üyeliğinin Kazanılması ve Sona Ermesi ile Üyelik Aidatının Tahsili Hakkında Yönetmelik uyarınca sendikanın üyelik değişikliklerini işverene bildirmesi gerektiğini, Sendika tarafından müvekkili Şirkete üye sayısına ilişkin güncel hiçbir bildirim de yapılmadığını, yetki tespitinde gösterilen üye sayılarından müvekkilleri Şirketin hâlen haberdar olmadığını, Sendika tarafından Kuruma yapılan bildirimlerin, hangi kayıtlara ilişkin olarak yapıldığının da belirsiz olduğunu, ayrıca davalı Sendikanın müvekkilleri Şirkete yaptığı çağrıda işyeri / işletme ayrımı yapılmadığını, Bakanlık tarafından tebliğ edilen yetkilendirme yazısında müvekkili şirketin işletme olarak beyan edildiğini, mahkeme kararlarında ise işyeri olarak kaydedildiğini, ilgili kanunda işletme ve işyeri vasfına ilişkin olarak ayrı hükümler düzenlendiğini, davalı Sendikanın yetkisini oluşturacak üye sayısının belirlenemediğini, kanuni şartların oluşmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle 02.07.2021 tarihli yetki tespitinin iptali ile davalı sendikanın yetkisizliğine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; davalı … tarafından müvekkiline tebliğ edilen 02.07.2021 tarihli yetki tespiti konulu tebligat ile diğer davalı … Sendikasının müvekkili şirkete ait işletmede toplu … sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun bildirildiğini fakat bu yetki tespitinin içeriği itibarıyla usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini ve bu sebeple yetki tespitinin iptal edilmesi gerektiğini, ayrıca sürecin ilerlemesinin müvekkili açısından geri dönülemeyecek zararlar doğuracağından sürecin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir talep etme zarureti hasıl olduğunu, müvekkili hakkında ne şekilde işletme olduğunun kabul edildiğinden bahsedilmeden davalı Sendikaya işletme toplu … sözleşmesi yapmak üzere yetki verildiğini, müvekkili Şirketin bir işletme değil işyeri olduğunun kabulü gerektiğini, müvekkili Şirketin işyeri olduğuna ve işyeri toplu … sözleşmesi yapılması gerektiğine dair daha önce yargı kararlarında da birçok kez değinildiğini, fakat bu kararların akabinde hukuka aykırı bir şekilde yine de müvekkili Şirketin işletme olarak kabul edilerek Sendikaya işletme toplu … sözleşmesi yapılmak üzere yetki verildiğini, yetkinin iptali gerektiğini, davalı Sendika tarafından gönderilen sözleşme teklifinde de hatalı bir şekilde işletme düzeyinde toplu … sözleşmesi yapılacağının belirtilmesi ve bu hususun kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle iptali gerektiğini, bu suretle toplu … sözleşmesi görüşmelerine başlanması ve devam edilmesinin müvekkili Şirket açısından geri dönülmesi imkânsız sakıncalar doğuracağından ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davalı Bakanlıkça diğer davalı Sendikaya verilen toplu … sözleşmesi yapma yetkisinin işletme toplu … sözleşmesi yapmak üzere verilmişken müvekkili Şirketin işyeri olması ve işyeri toplu … sözleşmesi yapılması gerekliliği karşısında usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; Bakanlık tarafından tesis edilen yetki tespiti usul ve kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunduğundan davacı tarafın talebinin reddi gerektiğini, kayıtlarının incelenmesinde … Gazeteciler Sendikasının 15.01.2020 tarihli yetki tespiti başvurusuna istinaden 21.01.2020 tarih ve 189597 sayılı olumlu yetki tespitinin taraflara gönderildiğini, söz konusu yetki tespitine itiraz edildiğini, itirazın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararı ile reddedildiğini, kararın kesinleşmesi ile 02.07.2021 tarihli yetki belgesinin taraflara gönderildiğini, yetki belgesi alan Sendikanın toplu … sözleşmesi çağrısında bulunduğunu, işverenin yetki tespitinin mahkeme kararı ile kesinleşmesi ve toplu pazarlık sürecinin başlamasından sonra itiraz ettiğini, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan tesciller neticesinde yetki tespiti için başvuran Sendika ile aynı işkolunda bulunan işverene ait 4 adet işyeri bulunduğunun tespit edildiğini, bu bağlamda işletme düzeyinde toplu … sözleşmesinin Kanun gereğince gerçekleştiğini, davacı tarafın kesinleşmiş bulunan bir yetki tespitine artık itiraz etme hakkı bulunmadığını, derdestlik itirazları olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı … vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; dava konusu yetki tespiti ile ilgili kesinleşmiş mahkeme hükmü olduğunu, kesin hüküm nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davacı işverenin daha önce itiraz ettiğini, mahkemece davanın reddine karar verildiğini, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.04.2021 tarihli ilâmı ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verildiğini, Çalışma Bakanlığı tarafından kesinleşen mahkeme kararı doğrultusunda 02.07.2021 tarihli kesin yetki belgesi verildiğini, kesinleşen yetki belgesini alan müvekkilinin toplu … sözleşmesi görüşmeleri sürecini kanunen başlattığını, davacı işverenin Sendikanın kesinleşen yetki tespitine karşı itiraz hakkı bulunmadığını, kesinleşmiş yetki tespitine karşı gerek 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nda (6356 sayılı Kanun) gerekse hukuk sistemimizin hiçbir bölümünde herhangi bir itiraz usulü ve dava yolu olmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini talep etmiştir.
3. Davalı … vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacı tarafın kesinleşmiş bulunan bir yetki tespitine artık itiraz etme hakkı bulunmadığını, dolayısıyla süresi içerisinde ve usulüne uygun açılmamış bulunan davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddini, Bakanlıkça usul ve hukuka uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığını belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir.
4. Davalı … vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; asıl davaya cevap dilekçesinde belirttiği sebeplerle davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Tarafların delillerinde ve dava konusu yetki yazısında adı geçen … 35. … Mahkemesinin 2020/75 Esas 2020/346 Karar sayılı dosyası fiziken mahkememiz dosyası arasına alınmakla incelenmiş olup; ilgili dosyada dava dilekçesinde istenen Bakanlığın 21/01/2020 tarih ve 58736034-10302-E.189597 sayılı yetki tespiti kararına 6356 sayılı Kanunu’un 43. Maddesi uyarınca itiraz edilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, … Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesinin 2020/4727 Esas 2020/590 Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusu esastan reddedilmiş, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3843 Esas 2021/8800 Karar sayılı ilamı ile mahkeme kararı onanmış olduğu, onama üzerine kararın 29/04/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… bu asıl davanın ve … 35. … Mahkemesinin 2020/75 Esas 2020/346 Karar sayılı dosyasının konusunun aynı olduğu anlaşılmış olup; Dava konusu uyuşmazlığın daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması (derdest olmaması) ve daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartıdır ( HMK m.114/1-ı-i) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir (6100 sayılı HMK m.115/2).HMK’nın 303/1. maddesine göre, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Düzenlemeleri gereğince … 35. … Mahkemesinin 2020/75 Esas 2020/346 Karar sayılı kararı ile HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca asıl dava yönünden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle asıl davanın usulden reddine;
“…Bakanlık yazıdan davacı işverenliğin tüm işyerleri ve bu işyerlerinde çahşan toplam işçi sayısının esas alınarak çoğunluk yetki tespiti yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı bakanlık tarafından yapılan yetki tespiti işyeri değil işletme T.İ.S olarak yapılmıştır. Davalı Bakanlık 21.01.2020 tarihli yazısında ; … Haber Ajansı Basın Ve Yayıncılık A.Ş’nin 1098339.034 – 1213650.034-1002352.006-0320502.035 sicil no.lu (08 nolu işkolunda faaliyet gösteren) işyerlerinde toplu … sözleşmesi yapmak üzere 15/01/2020 tarihinde başvuruda bulunması üzerine; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanununun “Sendika Üyeliği ve Üyeliğin Kazanılması” başlıklı 17nci maddesinin beşinci bendindeki “Sendikaya üyelik, Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemine e-Devlet kapısı üzerinde üyelik başvurusunda bulunulması ve sendika tüzüğünde belirlenen yetkili organın kabulü ile e-Devlet kapısı üzerinden kazanılır” ve yine aynı Kanunun Sendika üyeliğinin sona ermesi ve askıya alınması başlıklı 19’nuncu maddesinin ikinci bendindeki “Her üye, e-Devlet kapısı üzerinden çekilme bildiriminde bulunmak suretiyle üyelikteri çekilebilir.” hükümleri gereğince e-Devlet kapısı üzerinden yapılan üyelik iştemleri ile Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan işçi bildirimleri doğrultusunda alınan dökümlerde İşkolları Yönetmeliği’nin 08 Sıra Nolu “Basın , Yayın ve Gazetecilik ” işkolunda kurulu bulunan 1098339.034 – 1213650.034-1002352.006-0320502.035 SGK sicil nolu işyerlerinden oluşan işletmede başvuru tarihi itibariyle 148 işçinin çalıştığı, bunlardan 97 işçinin … Gazeteciler Sendikasına üye olduğu ve buna ilişkin yetki tespit yazısının taraflara gönderildiği belirtilmektedir. İşletme, iktisadi açıdan kar amacıyla, üretim faktörlerinin bir girişimci tarafından planlı bir şekilde mal veya hizmet üretimi için organize edilmesidir. İşletme bu anlamda hukuki ve mali bakımdan bağımsızdır. Bu bağlamda işletme tek bir işyerinden oluşahileceği gibi, birden fazla işyerinden de oluşabilir. İşletme birden fazla işyerinin bir organizasyon altında bir işverene ve bir merkeze bağlı olarak faaliyet göstermesidir. Bu nedenle işletmenin tanımı yapılırken, “iktisadi bir amacın gerçekleştirilmesi için bir işverene ait bir veya daha fazla işyerinin örgütlenmesinden oluşan ünite” denilmektedir. Toplu … sözleşmesi ünitesi olarak işletmeden bahsedebilmek için ise işverenliğin aynı … kolunda en az iki işyerinin olması gerekli ve yeterlidir. Davacı işverenliğin ,işçi çalışan aynı … kolunda kurulu 4 işyeri bulunduğundan ,6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu 34 maddesi kapsamında İŞLETME olduğundan bakanlıkça verilen İŞLETME toplu … sözleşmesi yetkisinin hatalı olmadığı …” gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalı Bakanlık tarafından diğer davalı Sendikaya verilen yetki belgesinde herhangi bir somut tespit yapılmaksızın işletme toplu … sözleşmesi yetkisi verilmesinin kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkiline Bakanlıkça tebliğ edilen 02.07.2021 tarihli yetki tespiti yazısında “… Aşağıda unvan ve adresi belirtilen işletmede…Bu nedenle, 6356 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi gereğince adı geçen işletmede … Gazeteciler Sendikasının işletme toplu … sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunu gösteren …” denilmek suretiyle davacı Şirket ile işletme toplu … sözleşmesi yapılacağının Bakanlıkça tespit edildiğini, fakat Bakanlığın bu tespitinin yanılgılı olduğunu, davacı Şirketin gerek 4857 sayılı … Kanunu gerekse de 6356 sayılı Kanun uyarınca işyeri olarak faaliyet gösterdiğini, bilirkişi heyeti tarafından yerinde inceleme yetkisi dahi kullanılmaksızın masa başı ezbere dayalı bir rapor düzenlendiğini ve hiçbir inceleme yapılmaksızın ve dolayısıyla gerekçe yazılmaksızın haksız ve hukuka aykırı bir bilirkişi raporu düzenlendiğini, davacı Şirketin işyeri olduğuna ve işyeri toplu … sözleşmesi yapılması gerektiğine dair daha önce Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/3843 Esas, 2021/8800 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleşen … 35. … Mahkemesi tarafından verilen 2020/75 Esas, 2020/346 Karar sayılı kararı, … Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi tarafından verilen 2020/4727 Esas, 2020/590 Karar sayılı kararlarda da davacı Şirketin işyeri olduğunun birçok kez belirtilmiş olduğunu, fakat bu kararların akabinde Bakanlık tarafından davacı Şirkete tebliğ edilen yetki tespiti konulu tebligatta hukuka aykırı bir şekilde yine de davacı Şirket işletme olarak kabul edilerek Sendikaya işletme toplu … sözleşmesi yapılmak üzere yetki verildiğini, davanın 6356 sayılı Kanun’un 42 nci ve devamı maddeleri uyarınca yetki tespitine ilişkin bir dava olmadığını 6356 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi uyarınca toplu … sözleşmesi yetkisinin kapsamı ve düzeyine ilişkin olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…Yargılamada ileri sürülen iddia ve cevaplar, toplanan deliller, tüm dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının Dairemizce de benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, hukuka aykırı olduğunun tespiti ve iptali istenen işlemde usul ya da yasaya aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kesin hükme ilişkin gerekçesinin dosya içeriğine uygun olduğu …” gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işletme niteliğine itiraz ile yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
3. Son olarak belirtmek gerekir ki somut uyuşmazlık hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi gereken nitelikte olduğundan 6100 sayılı Kanun’un 266 ncı maddesine aykırı olarak İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince bilirkişi raporu alınması hatalı ise de bu durum sonuca etkili görülmediğinden eleştiri ile yetinilmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.