Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/1132 E. 2022/1657 K. 10.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1132
KARAR NO : 2022/1657
KARAR TARİHİ : 10.02.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 20. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ücret zammı farkı alacağı bakımından takip eden ayın 15’inci günü itibariyle temerrüdün meydana geldiği kabulüyle faize hükmedilmiş ise de, davacı işçinin ücretinin düzenlendiği 02.04.2018 başlangıç tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7. maddesinde açıkça bir ödeme günü belirlenmiş değildir. Hüküm altına alınan ücret zammı farkı alacağına dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmekte iken, yazılı şekilde verilen karar isabetsizdir.
3-696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 23. madde kapsamında kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kurallar belirlenmiş olup, burada söz konusu edilen Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesi, davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının ikramiye farkı alacağı talebine en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması yerinde değildir. Yine, Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde “İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5×2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir” denilmekte olup, ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade söz konusu olmadığından kendiliğinden temerrüt gerçekleşmez. Dolayısıyla, ikramiye farkı talebi bakımından da daha önce temerrüt gerçekleştiği ispat edilemediğinden dava ve ıslah tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan hususlar bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 2. , 3. ,
3/a ve 3/b bentlerinin çıkartılarak yerlerine ;
“ 2-Davacının istinaf talebinin ikramiye farkı alacaklarına yönelik uygulanan faiz türü yönünden kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b 2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile;
a) Brüt 4.609,44-TL fark ücret alacağının 550,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, kalanın ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair taleplerin reddine,
b) Brüt 579,40 TL ikramiye farkı alacağının 100,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren, kalanın ıslah tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.