Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/10890 E. 2022/11323 K. 05.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10890
KARAR NO : 2022/11323
KARAR TARİHİ : 05.10.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 7. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 22. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildiktenve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalının alt işverenlerinde çalıştığını, sendika üyesi olduğunu, alt işverenlerin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinin müvekkili hakkında uygulanmadığını, davalının asıl işveren olarak sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, ikramiye, çocuk yardımı, öğrenim yardımı, … yardımı ve yakacak yardımı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacaklara dayanak yapılan toplu iş sözleşmesi 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale ile işi alan alt işveren … Taşımacılık Temizlik ve İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile … Demiryolu İşçileri Sendikası arasında imzalandığından müvekkilinin ücret zamları ve sair talepleri ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, sözleşme dışında herhangi bir ödemenin yapılmasının söz konusu olmayacağının dava dışı Şirkete bildirildiğini, davacının müvekkili ile bağlantısının bulunmadığını, davacının ihale ile iş alan taşeron firma işçisi olduğunu, müvekkili ile işçi işveren ilişkisinin bulunmadığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Kurumun, şoförlü taşıma hizmet alımı ihalesi ile dava dışı Şirket ile sözleşme imzaladığı, davacının davalı Kurum nezdinde dava dışı Şirkete kayıtlı olarak çalıştığı, davalı ile dava dışı Şirket arasında asıl ve alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, davacının tüm işçilik alacaklarından davalının asıl işveren olarak sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, Mahkemece müvekkilinin işveren olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ihale makamı olması nedeniyle davanın husumetten reddi gerektiğini, hüküm altına alınan alacaklardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, yüklenici konumunda olan ihbar olunan şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden davacının sendika üyesi olduğu, YHK’nun 19.11.2020 tarihli kararı ile … ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3/g maddesi uyarınca DSİ 13. Bölge Müdürlüğünde Şoförlü Taşıt Kiralama Hizmet Alımı işini üstlenen firma arasında 01.02.2020-31.12.2020 tarihleri arasında yürürlükte olan TİS kapsamında davalı Kurum’da şoför olarak hizmet verdiği, davalı ile dava dışı yükleniciler arasında kurulan hukuki ilişkinin yapılan iş kapsamında geçerli bir asıl alt işveren ilişkisi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının husumete ilişkin yönelik itirazlarının yerinde görülmemiştir.
Davacı işçi imza tarihinden önce üye olduğundan YHK tarafından bağıtlanan 19.11.2020 tarihli ve 01.02.2020-31.12.2020 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmelerinden başından itibaren yararlandığının tespiti yerindedir. Öte taraftan davacının taleplerine arabuluculuk uyuşmazlık tutanağının 11.03.2021 olduğu gözönüne alındığında bu tarihten itibaren faiz işletilmesi de isabetlidir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler göre bilirkişi tarafından TİS’ deki yakacak yardımı, … yardımı, ikramiye, çocuk yardımı, öğrenim yardımı hükümleri uygulanarak ve davacıya ödenen ücret ile ödenmesi gereken ücret tespit edilerek, ikramiye alacağı da dikkate alınarak davacının talepleri hesaplanmış olup, kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
…” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklardan davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı … harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.