Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2022/10691 E. 2022/14105 K. 02.11.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10691
KARAR NO : 2022/14105
KARAR TARİHİ : 02.11.2022

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 9. Hukuk Dairesi

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 3. … Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirkette 14.09.1992-27.03.2018 tarihleri arasında kesintisiz olarak dış ticaret operasyon uzmanı olarak çalıştığını, bu görevi boyunca davalının davacıdan noterlere, Ticaret Odasına, İhracat Birliğine, expertlere ve gümrük ofisine yılbaşı ve bayram dönemlerinde takvim, kalem gibi eşantiyon ürünleri dağıtmasını istediğini, davacının da dışarıda işi olduğu sürece bu eşantiyonları davalı işyerine ait arabaya yükleyerek zaman zaman dağıttığını, son aldığı brüt ücretin 5.800,00 TL olduğunu, davalı Şirketin … 22. Noterliğinin 27.03.2018 keşide tarihli ve 9978 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … sözleşmesini haksız olarak feshettiğini, ihtarnamede … sözleşmesinin feshi için gerekçe olarak davacının 8 paket çayı işyeri dışına çıkarmaya çalışması olarak gösterdiğini, piyasa değeri 150,00-200,00 TL civarında olan çay nedeniyle … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatını bertaraf edecek şekilde 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca feshedilmesinin kötüniyetli olduğunu, davalının yaptırımları uygulaması sırasında ölçülülük ilkesine uymak zorunda olduğunu, öncesinde hiç bir uyarı, kınama ve benzeri yaptırım uygulanmaksızın 25 yılı aşkın kıdem tazminatı hakkı da bertaraf edilerek son derece ağır bir yaptırım uygulanmasının hem hukuka, hem de hakkaniyete aykırı mahiyette olduğunu, söz konusu çayları veren yaklaşık 5 yıllık kıdeme sahip çaycının … sözleşmesi feshedilmezken sadece davacının … sözleşmesinin feshedilmiş olmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının belirsiz alacak davası açmasına muvafakatları olmadığı gibi hukuki menfaatinin de olmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, tüm personelin her türlü ücret ve alacaklarının usulüne uygun olarak tahakkuk ettirilerek ücret bordrolarında eksiksiz olarak gösterildiğini ve banka hesaplarına yatırıldığını, davacının 14.09.1992 tarihinden itibaren davalı Şirkette çalıştığını, son görevinin dış ticaret operasyon uzmanlığı olduğunu, 21.03.2018 tarihinde 1 No.lu kapı araç çıkış görev bölgesinde random olarak yapılan detaylı arama kontrolleri esnasında, davacının amiri olan Dış Ticaret Operasyon Müdürü K.U.’ya tahsisli olan 34 RK 4827 plakalı araç ile fabrika dışına çıkış yapmakta olduğu sırada detaylı arama yapılacağının belirtildiğini, araç üzerinde yapılan aramada, aracın bagaj bölümünde stepne üzerine dizilmiş 8 paket Lipton Demlik Poşet 100’lü çay bulunduğunu ve bu malzemelerin fabrikaya ait olduğunun davacı tarafından beyan edildiğini, bu malzemelerin nereye ve kime götürüldüğü sorulmuş ise de bu konuda davacıdan bilgi alınamadığını, yapılan incelemeler sonucunda davacının saat 11.41 sularında 15 No.lu bina, müdür otoparkında … hâlinde duran 34 RK 4827 plakalı aracın yanına elinde bir paket ile geldiği ve sonrasında çay paketlerini aracın bagajına dizdiğinin tespit edildiğini, bu nedenle yapılan fesih haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının … sözleşmesinin feshi tarihinde, işyerinde yürürlükte olan toplu … sözleşmesinin 24 üncü maddesinin (B) bendinin birinci fıkrası uyarınca işten çıkarma işleminin Disiplin Kurulu kararıyla yapılacağı, eldeki davada ise dava konusu olayda Disiplin Kurulu kararı olmadan işten çıkarma yapıldığı, dosyaya dava sonuna kadar davalı tarafça herhangi bir Disiplin Kurulu kararı ibraz edilmediği, bu şekilde toplu … sözleşmesinde belirlenen prosedüre uyulmadan çıkarma işleminin yapılmasının haklı feshi haksız duruma düşüreceği, emsal yüksek yargı kararları ile kararlılık kazanan uygulama gereği işverenin haklı nedenlerle fesih hakkının bulunduğu durumlarda, fesih için toplu … sözleşmesinde disiplin kurulu kararının öngörülmesine rağmen, disiplin kurulu kararı olmadan fesih hakkının kullanılması hâlinde, feshin haksız olacağının kabul edilmekte olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar vermiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının … sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin (II) numaralı bendi uyarınca feshedildiğini, davacının işveren Şirkette random olarak yapılan detaylı arama kontrollerinde işyerine ait eşyayı izinsiz olarak işyeri dışına çıkardığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı tarafça davacının … sözleşmesinin, araç stepnesinde fabrika dışına izinsiz olarak çay çıkarmaya çalışması nedeniyle haklı olarak feshedildiği belirtilmişse de iddia olunan eylemin davacı tarafından hiçbir aşamada kabul edilmediği, bilahare davacıya isnat olunan eylemin, işyerinde ne gibi zarara yol açtığının soyut davalı tanık beyanları dışında açıkça ispat olunamadığı gibi aksi durumda dahi … sözleşmesi feshinin iddia olunan eylemle orantılı bir yaptırım olmadığı ve bu doğrultuda yapılan feshin haklı olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
İşveren feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve buna göre davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi.

2.6100 sayılı Kanun’un “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” kenar başlıklı 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:
“(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;

b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak;

2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında,

duruşma yapılmadan karar verilir.”

3. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun “Sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:
” İşveren, bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz. Ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardım konularında toplu … sözleşmesi hükümleri saklıdır.”

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf denetiminde, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi ” … iddia olunan eylem davacı tarafından hiçbir aşamada kabul edilmediği, bilahare davacıya isnat olunan eylemin, işyerinde ne gibi zarara yol açtığı, soyut davalı tanık beyanları dışında açıkça ispat olunamadığı gibi, aksi durumda dahi … akti feshinin iddia olunan eylemle orantılı bir yaptırım olmadığı ve bu doğrultuda yapılan feshin haklı olmadığı anlaşılmakla, mahkeme kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.” şeklinde değiştirilerek davalı tarafın başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

3. Somut uyuşmazlıkta; davacı … sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuş, davalı ise davacının … sözleşmesinin araç stepnesine yerleştirdiği çayları izinsiz olarak fabrika dışına çıkarmaya çalışması nedeniyle haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince feshin toplu … sözleşmesine uygun olarak Disiplin Kurulu kararı ile yapılmadığı; Bölge Adliye Mahkemesince ise davacının … sözleşmesinin feshinin iddia olunan eylemle orantılı olmadığı gerekçeleriyle kıdem ve ihbar tazminatı talepleri kabul edilmiştir.

4. Davacının … sözleşmesinin feshi tarihinde işyerinde yürürlükte olan toplu … sözleşmesinin 24 üncü maddesinin (B) bendinin (1) inci alt bendinde, işten çıkarma işleminin Disiplin Kurulu kararıyla yapılacağı düzenlenmiştir.

5. 6356 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında ayrım yapılamaz. Bunun istinası ücret, ikramiye, prim ve paraya ilişkin sosyal yardımlardır.

6. Somut olayda, işyerinde uygulanmakta olan toplu … sözleşmesinde … sözleşmesinin feshinin Disiplin Kurulu kararı ile yapılacağı belirtilmiş olup davacının … sözleşmesinin Disiplin Kurulu kararı olmadan, başka bir deyişle toplu … sözleşmesinde öngörülen prosedür yerine getirilmeksizin feshedildiği görülmektedir.

7. Her ne kadar davacı işçi sendika üyesi değilse de 6356 sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen hükmü uyarınca toplu … sözleşmesinde yer alan çalışma düzenine ilişkin hükümler kapsamında, disiplin kuruluna ilişkin düzenlemeler yönünden işçiler arasında sendika üyesi olup olmamaya göre ayırım yapılamayacağı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince, feshin disiplin kurulu kararı alınmadan yapılmasının feshi haksız kılacağı kabul edilmek suretiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesi isabetlidir.

8. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince, … sözleşmesinin feshi Disiplin Kurulu kararı ile yapılmadığından kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde feshin ölçülü olmadığından geçersiz olduğu yönünde gerekçe oluşturulması isabetsiz olup bozma sebebidir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibarıyla doğru bulunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA,Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.