YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10583
KARAR NO : 2022/11086
KARAR TARİHİ : 04.10.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk(…) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen işe iade davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli 2019/3464 Esas, 2019/9958 Karar sayılı kararı ile … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararı bozularak dosyanın sehven İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin mahiyetten reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirkete ait işyerinde sondaj mühendisi olarak çalıştığını, işveren tarafından gönderilen yazılı fesih bildirimi ile “işyerinde istihdam fazlası oluştuğu ve davacının başka bir pozisyonda çalıştırılmasının değerlendirilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesi ile … sözleşmesinin haksız olarak olarak feshedildiğini … sürerek feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, işe başlatılmaması hâlinde ödenmesi gereken tazminat ve boşta geçen süre ücretinin de hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, davacıya gerekçelerini bildirmek suretiyle yapılan fesih bildiriminin usulüne uygun olduğunu, davacının çalıştığı sondaj bölümünde istihdam fazlalığı oluştuğunu ve davacının başka birimde çalıştırılmasının değerlendirildiğini; ancak vasıfları gereği yapabileceği bir … olmadığının anlaşılması üzerine … sözleşmesinin feshine zorunlu olarak başvurulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07…..2017 tarihli ve 2016/549 Esas, 2017/95 Karar sayılı kararı ile;
“…Davanın KABULÜNE; işverence yapılan feshin geçersizliğine davacının … Enerji ve Maden Tic. A.Ş de ki İADESİNE,
Davacının kanuni sürede işe başvurmasına rağmen işverenin süresi içerinde işe başlatmaması halinde davalının ödemesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş olan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarınnı davalı şirket tarafından davacıya ÖDENMESİNE…”
karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 07.02.2019 tarihli 2018/2211 Esas, 2019/248 Karar sayılı kararı ile davacının davalı işyerinde sondaj mühendisi olarak çalıştığı, … sözleşmesine davalı işveren tarafından sondaj bölümünde küçülmeye gidildiği gerekçesiyle son verilmiş ise de davalı işverence işletmesel kararın tutarlı bir şekilde uygulanmadığı, davacıya başka bir bölümde uygun bir işte çalışma teklifinin yapılmadığı, feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı, belirtilen sebeplerle davacının işe iadesine yönelik İlk Derece Mahkemesi kararında bir hata bulunmadığı; ancak boşta geçen süre ücreti yönünden tahsil hükmü kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine ve davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması hâlinde hak kazanılacak ve kararın kesinleşmesine kadar doğacak olan en çok 4 (dört) aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli 2019/3464 Esas, 2019/9958 Karar sayılı kararı ile;
“…Davacı, davalı işyerinde sondaj mühendisi olarak çalıştığını, … akdinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini, davalı şirketin başka bir biriminde görevlendirilebileceğini, ancak bu konuda herhangi bir değerlenirme yapılmadığını ve feshin son çare olma ilkesine aykırı davranıldığını belirtmiş, davalı ise sondaj bölümünde küçülmeye gittiklerini, 6 olan sondaj makinası sayısının da işletmesel karar gereği 2’ye düşürüldüğünü, bu nedenle şirketlerinde genel anlamda bir mühendis istihdamı fazlalığı oluştuğunu, davacının da başından beri “sondaj mühendisi” olarak çalıştığı için vasıfları gereği başka bir birimde çalışmasının mümkün olamayacağının anlaşıldığını beyanla davacı iddialarını kabul etmemiştir. İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçelerle ile davanın kabulüne, davacının davalı işverendeki işine iadesine karar ver karar verilmiştir. Ancak Mahkemece davacının işe iadesi için gereken yasal koşulların oluşup oluşmadığı bu konularında gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, karar verildiği görülmektedir.
Mahkemece yapılması gereken …, bilirkişi incelemesi yaptırılarak; davalı işyerinde küçülmeye gitme yönünde alınmış bir işletmesel kararın olup olmadığının, var ise bu kararın objektif olarak tüm çalışanlara uygulanıp uygulanmadığının, vasıfları, mesleki tecrübesi ve işyerindeki kıdemi de nazara alındığında davacının istihdam edilebileceği başka bir … olup olmadığının, bu bağlamda işverenin feshin son çare olması ilkesine uygun hareket edip etmediğinin yöntemince araştırılması ve işyerinde gerçek anlamda bir istihdam fazlalığı olup olmadığının belirlenmesidir. Bu nedenle davalı işyerinde, … işletmesinde çalışıp da naklen gelenler haricinde davacı ile aynı niteliklerde yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığının, yine aynı şekilde fesih tarihinden kısa bir süre önce ve sonra davacı ile aynı vasıflarda işçi alımı olup olmadığının tespiti hususunda gerekli araştırmalar da yapıldıktan sonra toplanan tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. …” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
“…dosyamız kapsamında alınan 14/04/2021 tarihli bilirkişi heyetince hazırlanan raporda davalı şirkette kurumsallık ilkelerine uyulmaksızın alınan kararlar nedeniyle istihdam fazlalığının oluştuğu, davacının görev yaptığı birimde istihdam fazlalığının bulunmadığı kanaatine varıldığı rapor edilmiş olup, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene ait olmakla ve işveren fesih bildirgesinde dayandığı sebepler ile bağlı olmakla birlikte, dosyamız içi aldırılan bilirkişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; işverenin … aktini feshederken sondaj biriminde istihdam fazlalığının bulunduğuna dayanılmış ise de bilirkişi raporu ile aksinin ortaya konulduğu, işverenin faaliyetlerine devam ettiği, davacıyı çalıştırabıleceği başka bölümlerin olup olmadığı hususunun bile değerlendirilmediği ve tüm bu nedenlerle işverenin fesihte keyfi davrandığı ve feshin işletmenin, … yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmadığı…” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının işe iadesine, işe başlatmama tazminatının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince 10.09.2022 tarihli bilirkişi raporundan gerekçede bahsedilmediğini, bu rapor dikkate alınmamış olsa dahi nedeninin açıklanması gerektiğini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporuna neden itibar edildiğinin de gerekçelendirilmediğini, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, 10.09.2022 tarihli raporun dosya kapsamına daha uygun olduğunu, diğer yandan dosya kapsamında dinlenilen tanık beyanlarına itibar edilmediğini, oysa tanıkların davacının çalıştığı bölümde istihdam ihtiyacı kalmadığını ve sondaj makinalarının çalışmadığını beyan ettiklerini, davacı asılın da 30.09.2021 tarihli celsede sadece karotlu sondaj ile maden rezervinin tespiti işini yaptığını belirttiğini, 2005 yılından bu yana faal olan bir maden işletmesinde kömür hazırlık işlerinin sonuna gelindiği için üretim aşamasına geçileceği ve bu bağlamda yeni maden rezervine de gerek olmadığını, davacının beyanı ile de davacıya istihdam ihtiyacı kalmadığının açıkça ortada olduğunu belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Yargıtayın bozma kararı sonrasında dosyaya bakmakla İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinden hangisinin görevli olduğuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ve devamındaki ilgili maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun’un 371 ve devamı maddelerinde temyiz incelemesi neticesinde bozma sebebi yapılacak hususlar ve bozma kararı üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir.
2. 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre Yargıtayın bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararı kaldırıp düzelterek verdiği bir karar veya ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp davanın esası hakkında yeniden verdiği bir karara ilişkin ise dosya, kararı vermiş olan bölge adliye mahkemesine veya uygun görülen başka bir bölge adliye mahkemesine gönderilir. Zira artık burada ilk derece mahkemesinin bir kararı mevcut olmadığından bozulan karar bölge adliye mahkemesinin kararıdır ve bu nedenle dosya kararı bozulan mahkemeye gönderilmektedir.
3. Bölge adliye mahkemesi, yaptığı değerlendirmede bozma kararının doğru olduğu kanaatine varırsa 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince bozma ilâmına uyma kararı verecektir. Bu kararın anlamı, alt derece mahkemesinin kendi vermiş olduğu önceki kararının hatalı olduğu ve Yargıtayın bozma kararı doğrultusunda yeniden inceleme yaparak bir karar verecek olmasıdır.
4. Bozmaya uyma kararı ile bozma kararı lehine olan taraf için bir usuli müktesep hak doğacaktır.
5. Yukarıda yapılan açıklamalar karşısında somut olayda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/3464 Esas, 2019/9958 Karar sayılı kararı ile bozulan karar, … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 25.02.2019 tarihli 2018/2211 Esas, 2019/248 Karar sayılı kararıdır. Zira Bölge Adliye Mahkemesince bu karar ile Amasra Asliye Hukuk Mahkemesinin 07…..2017 tarihli ve 2016/549 Esas, 2017/95 Karar sayılı kararı ortadan kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle esas hakkında karar verilmiştir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bozma sonrasında dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Ne var ki dosya maddi hata sonucu İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir. İlk Derece Mahkemesince ise davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu gözetilmeden yargılama yapılarak temyize konu 18.02.2022 tarihli karar ile davanın kabulü yönünde hüküm oluşturulmuştur.
6. Belirtmek gerekir ki Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
7. Açıklanan nedenlerle Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/3464 Esas, 2019/9958 Karar sayılı bozma ilâmı doğrultusunda yetkili ve görevli … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından gerekli incelemenin yapılarak usulünce bir karar verilebilmesi için kararın yeniden bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2019/3464 Esas, 2019/9958 Karar sayılı bozma kararı sonrası inceleme yapmakla yetkili ve görevli) … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine iletilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
04.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.