YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10144
KARAR NO : 2022/9970
KARAR TARİHİ : 20.09.2022
MAHKEMESİ :… Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Belediyenin toplu taşıma araçlarında şoför olarak çalıştığını, davacının çalıştığı işin organizasyonunun tamamen davalının kontrol ve idaresinde yürütüldüğünü, davacının davalı işyerinde örgütlü ve yetkili olan … Sendikasına üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden Sendika ile davalı Kurum arasında imzalanan toplu … sözleşmesi ve 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanundan (6772 sayılı Kanun) faydalanamadığını, müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilirken asgari ücretin %25 fazlası ücret ve bunun yanında yol ve yemek yardımı verilmek suretiyle çalıştırıldığını, bu uygulamayla kendisi ile aynı konumda olan beraber çalıştığı belediye kadrolu elemanı olarak çalışan işçinin ücretinden az ücret alması, toplu … sözleşmesinin bu işçilere sağladığı bilet, prim, yol parası, ikramiye, yıllık izin gün sayısı gibi kazanımları ve 6772 sayılı Kanun’un sağladığı hakları alamaması nedeniyle mağdur olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin eksik ödendiğini belirterek eksik ödenen fark ücret alacağı, ilave tediye alacağı, bilet prim alacağı, ikramiye alacağı, fazla mesai alacağı, fark yol parası ve fark ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde ulaşım hizmetinin belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayıldığını, İdare olarak birçok hizmette alt işveren firmalar ile alt işveren ilişkisi kurulduğunu, yapılan alt işveren ilişkisinin kanunen geçerli olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuka aykırı olduğunu, alt işveren ile 5393 sayılı Kanun çerçevesinde kanuna uygun bir alt işveren asıl işveren ilişkisi kurulduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2018/876 Esas, 2019/1208 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, ihale sözleşmeleri, davalıların tabi olduğu mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı … Belediyesinin belirtilen işi alt işverene vermesinin 4857 sayılı … Kanunu (4857 sayılı Kanun) uyarınca mümkün olmadığı, muvazaaya dayanan bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 24…..2020 tarihli ve 2020/806 Esas, 2020/560 Karar sayılı kararıyla; davalı … Belediyesi ile alt işverenler arasındaki ilişkinin işçi teminine yönelik olduğu ve bu nedenle aralarında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı aradaki ilişkinin muvazaaya dayandığı, bu nedenle davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiği yönünde mahkeme tarafından yapılan tespit ve değerlendirmelerin isabetli olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 01.12.2020 tarihli ve 2020/6647 Esas, 2020/17234 Karar sayılı ilâmı ile,
“…
Somut olayda, davacı işyerinde örgütlü ve yetkili olan … Sendikası’na üye olduğunu, fakat muvazaalı bir biçimde yüklenici firmaların işçisi olarak gösterildiğinden sendika ile davalı … arasında imzalanan Toplu … Sözleşmesinden yararlandırılmadığını iddia etmiş, İlk Derece Mahkemesince davalı … ile dava dışı hizmet alım sözleşmesi imzalanan şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davacı işçinin davalının taraf olduğu Toplu … Sözleşmelerinin tamamından yararlanabileceği kabul edilmiş ise de davacının söz konusu Toplu … Sözleşmelerinden yararlanması için sendikaya üye olması, üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gerektiği, davacının muvazaa nedeniyle baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılmasının başkaca bir işleme gerek kalmaksızın davalı …’nin tarafı olduğu Toplu … Sözleşmelerinden yararlandırılmasına imkan vermeyeceği gözetilmeksizin dava konusu alacaklara hükmedilmesi isabetli olmadığından tüm dosya kapsamı ile 6356 sayılı Kanun’un 39. maddesi değerlendirilmek suretiyle davacının üyeliğinin hangi tarihte davalı …’ye bildirildiği ve Toplu … Sözleşmelerinden hangi tarih itibarı ile faydalanabileceği belirlenmeli sonucuna göre Toplu … sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret talepleri ile ilgili bir karar vermek gerekirken açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup,
…
Somut olayda, davacının dava dilekçesinde kendisine altı ayda bir beş yevmiye ikramiye ödendiğine dair beyanı dikkate alınmaksızın dava konusu fark ikramiye alacağına hükmedildiği anlaşılmış olup Mahkemece davacının talebi aşılarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçeleriyle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrasına göre davacının 01.03.2014 tarihli Toplu … Sözleşmesinden sendikaya üyelik tarihi itibari ile faydalanması gerektiğinden sendikaya üyelik tarihi olan 23.05.2014 tarihinden itibaren yapılan hesaplamalara itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, fesihte son çare ilkesi gereği işlem yapıldığını, muvazaalı çalıştırma söz konusu olmadığını, davacının geçerli olarak kurulmuş asıl işveren – alt işveren ilişkisi çerçevesinde çalıştırıldığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve bu bağlamda işçilik alacaklarının davalıdan tahsilinin gerekip gerekmeyeceğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6356 sayılı Kanun ve 4857 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davalı …’nın 05.10.2021 tarihli müzekkere yazı cevabı içeriğine göre hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve hesaplamaların yerinde olduğu görülmüştür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderenin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.