YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9391
KARAR NO : 2021/13779
KARAR TARİHİ : 06.10.2021
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 9. Hukuk Dairesi
…
DAVA TÜRÜ : ALACAK
…
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı …. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının 03/04/2013 yılında ”Yüksek Gerilim Hattı Bakım Elemanı” olarak çalışmaya başladığını, iş akdini haklı nedenle feshettiği tarih olan 11.05.2015 tarihine kadar aralıksız ve fasılasız olarak çalışmasını sürdürdüğünü, davacının, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini iş bu dilekçe ile feshettiğini, davalı işverenin imzalanan sözleşmeye aykırı davrandığını ve 12.4 maddesi uyarınca cezai şart olarak kararlaştırılan 12 aylık brüt ücret tutarını ödemesi gerektiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti, eksik ödenen ücret alacakları ile 12 aylık brüt ücret tutarında cezai tazminatın hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …. vekili, davanın yargılaması sırasında husumet ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, yüklenici firmanın teşekküllerine muhatap 18.05.2015 tarihli yazısı ile davacının işe gelmemesi nedeniyle işverence haklı sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, ….’nin ihale makamı olup, teşekkülleri açısından davanın husumet yönünden reddine karar verilmesinin gerektiğini, ödeme dekontları incelendiğinde maaşın geç ve eksik yatırıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, fazla mesai yapıldığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, husumet itirazları baki kalmak kaydı ile İş Kanunu’nun 36. maddesi gereği ihale makamının 3 aylık tutardan fazlası için sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …Enerji Makina İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili, zamanaşımı, yetki, husumet itirazlarında bulunmuş, yetkili mahkemenin Yalova İş Mahkemeleri olduğundan dava dosyasının bu Mahkemeye gönderilmesini ve davanın dayanağı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmuş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı …. tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı …. temyizi bakımından aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür.
2-İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartta indirim hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesinde; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Aynı Kanun’un 420. maddesine göre hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.
6098 sayılı Kanun’un “Cezanın miktarı, geçersizliği ve indirilmesi” başlıklı 182. maddesinde ise; “Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler. Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez. Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi, asıl borcun geçerliliğini etkilemez. Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.”düzenlemesi bulunmaktadır.
Ticari olmayan işlemlerde bu kuraldan dolayı borçlu ileri sürmese bile, hakim cezai şarttan indirim yapılıp yapılmayacağını doğrudan görevinden ötürü saptamalıdır. Ne var ki, hakime akdin bir şartını değiştirme yetkisini veren bu hak, hakime istisnai olarak tanınmış bir hak olduğu için hakim, bu hakkını ölçülü olarak kullanmalı, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme yeterliliği ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması dolayısıyla sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi, borca aykırı davranışın ağırlığı, sözleşmeden beklenen yararın elde edilememesi ve akde aykırı davranılması yüzünden doğan zararın tutarı, işçinin çalıştığı ve çalışmadığı süreler cezai şartın tazmin ve ceza fonksiyonlarının dengeli olarak korunması gereği prensiplerini göz önünde bulundurmalı kullandığı takdir hakkını Yargıtay’ın denetimine olanak vermeye elverişli objektif esaslara dayandırmalıdır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 26.12.2001 tarihli ve 2001/9-1175 E., 2001/1166 K. sayılı kararı)
Somut uyuşmazlıkta davacı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiğini, davalı işverenin imzalanan sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin 12.4 maddesi uyarınca cezai şart olarak kararlaştırılan 12 aylık brüt ücret tutarının ödenmesi gerektiğini ileri sürerek cezai şart alacağı talebinde bulunmuştur.
Dosya kapsamında, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 12.4 maddesinde; gerek işveren gerekse sözleşmede imzası bulunan personelin sözleşmede bulunan kendi sorumluluklarına aykırı davranışta bulunması halinde iş sözleşmesinin taraflar için ihbarsız ve önel süresi tanımaksızın fesih olunacağı ve bu şekilde iş sözleşmesinin feshine neden olan tarafın, personelin 12(on iki) aylık brüt ücreti tutarını karşı tarafa ceza-i tazminat olarak defaten ve nakden ödemeyi kabul beyan ve taahhüt ettiğine dair düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince davacı lehine 25.704,00 TL cezai şarta hükmedilmiştir. Taraflarca imzalanan iş sözleşmesinin 8.1, 11.1. maddeleri gereğince davalının sözleşmeye aykırı davrandığı tespit edilerek sözleşmenin cezai şartı düzenleyen 12.4. maddesine göre davacının cezai şart talebinin kabul edilmesi yerinde ise de, cezai şarttan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 182/son maddesi uyarınca davacı işçinin niteliği, yaptığı iş, ücreti ve 36 aylık sözleşme süresinin çalışılan ve çalışılmayan kısmı gözetilerek makul oranda bir hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken bu yönler gözetilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapmak suretiyle davacının cezai şart alacağından indirim yaparak sonuca gitmektir. Yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.