Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/9374 E. 2021/13242 K. 29.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/9374
KARAR NO : 2021/13242
KARAR TARİHİ : 29.09.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı …’na ait 1. Hava İkmal Komutanlığı/… işyerinde çalıştığını, … Sendikası üyesi olduğunu, Toplu İş Sözleşmesinin 59. maddesi gereğince C grubu idareci primi almakta iken fiilen aynı göreve devam etmesine rağmen 14.09.2015 tarihinden itibaren meslek kodunun değiştirilmesi sebebiyle kullandığı mührün kendisinden alınarak priminin de kesildiğini, fiilen aynı işi yapmaya devam ettiği için prime hak kazandığını ileri sürerek, 14.09.2015 tarihinden itibaren ödenmeyen C grubu idareci primin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının meslek kodunun değiştirilmesinin prim almasını önleme amacı taşımadığını, üstelik davacının prim alamaya hak kazanacak şekilde QC mührünü de kullanmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı işçinin davalı işyerinde çalıştığı ve sendika üyesi olduğu, işyerinde Kalite Kontrol Görevi yaptığı ve dolayısıyla Toplu İş Sözleşmesinin 59/d maddesinde yazılı prime hak kazandığı, davacının kadro isminin değiştirildiği, ancak fiilen aynı işi yapmaya devam ettiği, Toplu İş Sözleşmesinin 52/d maddesinin 3. bendi gereği %6 oranında idarecilik primi alması gerektiği, kaldı ki daha öncesinde kadrosuna göre söz konusu prim ödenirken kadro isminin değiştirilerek aynı işi yapmasına rağmen idarecilik primi ödenmediği, fiilen yapılan işin aynı iş olduğu, bu nedenle davacının idarecilik primi alacağına ilişkin talebinin dosya kapsamına ve tüm delillere göre yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu ve Bozma :
Kararı, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Kararın davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay ( Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından, seri olarak açılan dava dosyalarında davacı işçilerin C grubu idareci primi almakta iken fiilen aynı göreve devam etmelerine rağmen 14.09.2015 tarihinden itibaren meslek kodunun değiştirilmesi sebebiyle kullandıkları mührün kendilerinden alınarak primlerinin de kesildiğini, fiilen aynı işi yapmaya devam ettikleri için prime hak kazandıklarını ileri sürdükleri, her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda Q mührünü kullanan işçilerin C grubu idareci primi almaya hak kazandıkları belirtilerek hesaplama yapılmış ise de davacı işçilerin dahi mührün kendilerinden alındığını bildirdikleri, bu yönü ile hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki tespitin dosya kapsamına uygun olmadığı, ayrıca, yargılama sırasında davalı tarafından davacıların Q mührünü hiç kullanmadıklarının da savunulduğu, bu durumda, öncelikle davacıların 15.09.2015 tarihine kadar Q mührünü kullanıp kullanmadıkları, o tarihe kadar C grubu idareci primi alıp almadıklarının açıklığa kavuşturulması gerektiği, ardından davacıların 15.09.2015 tarihinden sonraki dönem için fiilen yaptıkları işle ilgili evrakların dosyaya kazandırılması ve gerekirse işyerinde konunun uzmanı olan teknik bilirkişi ile birlikte keşif de yapılarak davacıların fiilen yaptıkları işe göre Toplu İş Sözleşmesi’nin 59-c bendindeki şartları sağlayıp sağlamadıkları ve C grubu idarecilik primine bu madde kapsamında hak kazanıp kazanmadıklarının belirlenmesi gerektiğine yönelik gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan Sonra İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti :
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince, davalı işyerinde keşif yapılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince mahallinde keşif yapılmış ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu ve Bozma :
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizce, davacının kadro değişikliği sonrasında da fiilen aynı işi yaptığının ispatlanamadığı ve davanın reddi gerektiğine yönelik gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama kararının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK 17.012007gün 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.06.2008 gün 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Somut uyuşmazlıkta, bozmadan sonra yapılan keşif ve aldırılan bilirkişi raporuna göre, davacının 14.09.2015 tarihinden önce yaptığı işlerde Q mührünü kullandığı ve kendisine %6 idareci primi ödendiği, 14.09.2015 tarihinden sonra ise fiilen aynı işi yapmaya devam ettiği, ancak daha önce Q mührü kullanarak yaptığı işleri 14.09.2015 tarihinden sonra mühür kullanmaksızın yaptığı, böylelikle mühür kullanmadan yaptığı işin de fiilen aynı iş olduğu; belirtilen hususlar bozmadan sonra aldırılan bilirkişi raporu ekindeki belgelerle tespit edilmesine rağmen temyiz incelemesi sırasında gözden kaçırıldığı ve bozma kararının maddi hataya dayandığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere maddi hataya dayalı bozma kararına uyulması taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından, yöntemince ispatlanan dava konusu alacaklar hüküm altına alınmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.