YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8094
KARAR NO : 2021/11762
KARAR TARİHİ : 14.09.2021
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Kurumun … Termik Santralinde 1972 yılından bu yana çalışmakta iken 2003 yılında emekli olduğunu, daha sonra 2005 yılı Ağustos ayı başında değirmen bakım servisinde vardiya sorumlusu olarak tekrar çalışmaya başladığını ve 15.02.2010 tarihinde hizmet sözleşmesinin feshi sonucu işinden ayrıldığını, ihale süresinin sona ermesi ve işin yeni bir firmaya ihale edilmesinin fesih sebebi sayıldığını, davacının çalıştığı servisin elektrik üretiminde ana merkez olduğunu, görülen işlerin santralin asli ve sürekli işi olduğunu, davalı Kurumun kadrolu personeli ile birlikte davalı tarafından temin edilen malzemeler ve kurum yetkililerinin talimatı ile çalışıldığını, söz konusu işlerin daha önce kurumun kadrolu elemanları ile yapılmasına rağmen, ucuz işçi teminine yönelik olarak muvazaalı sözleşmeler ile taşeron firmalara yaptırıldığını, hizmet sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının aynı işyerinde aynı işi yapan kadrolu işçiler ile aynı ücreti talep hakkı bulunduğunu, Sendikalar Kanunu’nun 31. maddesinde ücret eşitsizliği yönünden sendikasız işçilerin korunduğunu, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesi, Anayasa’nın 10 ve 55. maddeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 14. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 1 ve 2. maddelerinde eşitlik ilkesinin vurgulandığını iddia ederek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret fark alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın görev, yetki, husumet, derdestlik, kesin hüküm, hukuki yarar yokluğu, hak düşürücü süre ve zamanaşımından dolayı reddi gerektiğini, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, davacının kendi işçileri olmadığını, ayrı bir işverenin işçisi olduğunu, muvazaa olgusunu kabul etmediklerini, bir kamu kuruluşu olan müvekkili şirketin muvazaalı işlem yapmasının söz konusu olamayacağını, ihale ile şirketlere verilen işin niteliği ve yürütümü bakımından elektrik üretimi işinden tamamen farklı ve bağımsız nitelikte bir iş olduğunu, ihale konusu işlerin hiçbir zaman asıl iş olan elektrik üretim işinin bir parçası olamayacağını, davacı ile müvekkili arasında kesinlikle iş akdi olmadığını, bu nedenle davaya konu işçilik alacaklarından müvekkili kurumun hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafın bu taleplerine karşı asıl savunmayı yapacak olanların davacı tarafın işvereni olan davanın ihbarını talep ettiğimiz firmalar olduğunu, davacının dava dilekçesinde kıdem tazminatına ilişkin yapılan ödemelerle ilgili ifadelerinin muhatabının müvekkili olmadığını, bu sebeplerle davacının iddialarını kabul etmediklerini, başta aylık ücret farkı ve muvazaa iddiası olmak üzere tüm taleplerin reddi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının dayanışma aidatı ödeme talebinin olup olmadığı veya işverene sendika üyeliğinin bildirilip bildirilmediği hususunun araştırıldığı, gelen müzekkere cevaplarından da anlaşıldığı üzere davacının dayanışma aidatı ödeme talebi olmadığı gibi sendika üyeliği de işverene bildirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde mahkeme hükmünün hükmün nasıl oluşturulacağı açıklanmıştır.
Hükmün Yargıtay tarafından bozulmasıyla hüküm tamamen ortadan kalkar. Bozulan karar, bozmadan sonra verilen kararın eki niteliğinde değildir. Her davada ancak bir nihai karar olabilir. Bozmadan sonra verilen kararda, dava konusu tüm isteklerle ilgili ve gerekçesi gösterilerek, infazda tereddüte yol açmayacak şekilde yeniden hüküm oluşturulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemenin ilk kararında, davanın kabulü ile talep konusu kıdem ve ihbar tazminatının ve ücret farkı alacağının tahsiline karar verilmiş ve bu karar, ücret farkı alacağı yönünden bozulmuştur.
Böylelikle bozma kapsamı dışında kalan alacaklar açısından usulü kazanılmış hak oluşmuştur.
Buna karşın bozma ilamına uyan Mahkemece, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile ilgili yeniden hüküm kurulmamıştır.
Mahkemenin dava konusu tüm taleplerle ilgili olarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesine uygun bir şekilde hüküm kurmaması tekrar bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 14/09/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.