Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/8088 E. 2021/11847 K. 15.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/8088
KARAR NO : 2021/11847
KARAR TARİHİ : 15.09.2021

BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : … 15. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

İLK DERECE
MAHKEMESİ : … 4. İş Mahkemesi

Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.
Dosya içeriğine göre, dava tarihi itibari ile davacının çalışmasının devam ediyor olması karşısında verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesine aykırı olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen 10/06/2021 tarihli EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili ; davacının 16.06.2012 tarihinden beri davalı şirkette çalışmakta olduğunu, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 3. Maddesi gereğince gelir vergisinden muaf olduğunu, zira davalı şirketin serbest bölgede yer alan işletmesinin % 85 ihracat koşulunu gerçekleştirdiği için gelir vergisi ödemediğini, buna rağmen davalı şirketin işçilerin maaşlarından %15-20 gelir vergisi kesmeye devam ettiğini, davalı yana bu haksız kesintileri ödemesi konusunda ihtar gönderilmesine rağmen ödeme yapmadığını ileri sürerek, gelir vergisi kesintisinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davaya konu vergi terkinlerinin 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 09/06/2008 T., B.02.K.K.G.0.10/101-1575/2536 sayı ile TBMM. Başkanlığı’na sunulan kanun tasarısı gerekçesinde; serbest bölgelerin vizyonu, ihracata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek, doğrudan yabancı yatırımları ve teknoloji girişini hızlandırmak, işletmeleri ihracata yönlendirmek ve uluslararası ticareti geliştirmeyi gerçekleştirmeyi amaçladığı bu nedenle de 3218 sayılı Kanun hükümleri ile diğer ilgili yasal mevzuatın bu kanunun amacına göre kanun hükümlerinin yorumlanması gerekeceği kanunun amacının da açıklandığı üzere işveren lehine serbest bölgede davaya konu bu vergi alacağından vazgeçmekle, işveren üzerinde bulunan maliyeti azaltarak onun rekabet gücünü artırmakta, üretim, ihracat ve istihdamın artırılmasını amaçlamakta ve devletin kendisine ait olan vergi gelirinden davalı işveren lehine vazgeçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu yapılan dönem nazara alındığında; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun (6772 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte olan) geçici 3. Maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde işçinin ücretinden gelir vergisi kesilemeyeceği, ücretten kesilecek verginin ise mükellefinin işçi olduğu, kanundaki koşulların gerçekleşmesi halinde muafiyetten de işçinin yararlanacağı, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun (6772 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte olan) geçici 3. Maddesinin lafzında dahi işçiden kesilen gelir vergisinin işverene aktarılacağı hususunun düzenlenmediği, sonuç olarak koşulların gerçekleşmesi halinde muafiyetten işçinin yararlanacağı, 6772 sayılı Kanun ile 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun vergi istisnalarını düzenleyen 3. maddesinin 2. fıkrasında değişiklik yapılarak işçiden kesilen gelir vergisi teşvikinin işverene ait olduğu belirtilmiş ise de kanunların geri yürümezliği ilkesi gereğince, koşulların gerçekleşmesi halinde muafiyetten işçinin yararlanacağı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusu kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, taleple bağlı kalarak davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ek karar ile kararın kesin olması nedeniyle davalının temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek Karara karşı davalı vekili temyiz talebinde bulunmuş olup Dairemizce yukarıda belirtildiği şekilde hükmün kesin olmadığı anlaşılmakla davalının temyiz talebinin incelenmesine geçilmiştir.
Gerekçe:
2-Taraflar arasında, davacının serbest bölge ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunun geçici 3.maddesinde, 24.02.2017 tarihli resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun 7. maddesi ile değişiklikler yapılmıştır.
6772 sayılı Kanun 7. maddesinde; “3218 sayılı Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin ilk cümlesine “elde ettikleri kazançları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile serbest bölgelerde, bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme, depolama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan ve hizmetin tamamını Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara veren hizmet işletmelerinin, söz konusu hizmetlere konu malların serbest bölgelerden Türkiye’ye herhangi bir şekilde girişi olmaksızın yabancı bir ülkeye gönderilmesi şartıyla bu hizmetlerden elde ettikleri kazançları” ibaresi eklenmiş ve (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir. Bu oranı %50’ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkiyi, stratejik, büyük ölçekli veya öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlara yönelik olarak, bölge, sektör ya da faaliyet alanı itibarıyla farklılaştırarak veya kademelendirerek kullanabilir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
3218 sayılı Kanun geçici 3.maddesinin b bendi değişiklikten önce;” Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az %85’ini yurtdışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır. Bu oranı %50’ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Serbest bölgede faaliyet gösteren yatırımcı-üreticinin bu bölgede ürettiği ürünlerinin FOB bedelinin en az %85 ini yurt dışına ihraç etmeleri halinde ihracaata yönelik yatırım ve üretimi teşvik etmek amacıyla istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edileceği belirtilerek üretici ve ihracatçılara yönelik teşvik ve destek sağlanmakta olup,gelir stopaj teşviki işçilere sağlanan avantaj olmayıp işverenlerin istihdam maliyetini azaltmaya yönelik teşvik oluşu dikkate alındığında çalışanların bu teşvik unsuru üzerinden hak iddia etmeleri mümkün değildir. Sonuç olarak tahakkuk edecek verginin devlete ait vergi oluşu ve devletinde serbet bölgede faaliyet gösteren işverenler açısından yatırım ve üretimi teşvik için almaktan vazgeçtiği ve terkin edilen bu tutar üzerinde işçinin hakkı bulunmadığından Mahkemece talebin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Dairemizin … karar sayılı 25/02/2021 tarihli Bölge Adliye Mahkemelerinin kararları arasında uyuşmazlığın giderilmesine yönelik ilamında, esasen 3218 sayılı SBK’nın geçici 3 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği ilk tarihten itibaren (b) bendinde öngörülen düzenleme işverenlere yönelik bir teşvik mahiyetinde iken ve bu itibarla işçinin ücreti üzerinden gelir vergisi kesintisi tahakkuk ettirildikten sonra gerekli şartların yerine getirilmesi sonucunda tahakkuk eden vergi terkin edilerek işverene destek sağlanmış olduğu hususu açık olmasına karşın, uygulamada ortaya çıkan ihtilaflar sebebiyle kanun koyucu bu durumu açıklığa kavuşturmuş ve bu açıklanan hususlar kanunun gerekçesinde de belirtilmek suretiyle söz konusu düzenlemenin işverene yönelik bir teşvik olduğu hususu bir kez daha vurgulanmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartların gerçekleşmesi durumunda, serbest bölgelerde çalışan işçilerin ücretlerinden kesilen ve tahakkuk eden gelir vergisinin terkin edilmesi üzerine hak sahipliğinin işverene ait olduğu hususu tartışmasızdır.
Belirtilen nedenlerle davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.