Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/7908 E. 2021/12606 K. 22.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7908
KARAR NO : 2021/12606
KARAR TARİHİ : 22.09.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan… Tic. ve San A.Ş. ve …. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar yanında 05/06/2002-30/06/2013 tarihleri arasında tır şoförü olarak aylık 1.500,00 TL net ücretle çalıştığını, davalılardan… Tic. ve San A.Ş.’nin asıl işveren olarak sorumlu bulunduğunu, davacının Artvin Deriner Baraj inşaatına diğer davalılar adına çimento, kül ve akaryakıt çektiğini, davacının dini bayramların ilk günü hariç ulusal bayram ve genel tatil günü ile hafta tatili dahil yıllık izin kullanmadan günlük asgari 16 saat çalıştığını, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeni ile sonlandırıldığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2016/30748 esas, 2018/6453 karar sayılı 13.03.2018 tarihli ilamı ile kıdem ihbar ve yıllık izin alacakları yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağından usulden reddi gerektiğine dair bozma ilamı nedeniyle bu taleplerin usulden reddi üzerine kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağına yönelik kısmi dava açmış açılan dava işbu dava ile birleştirilmiştir.
Davalılar Cevabının Özeti:
Davalı … İnş. Tic. ve San. A.Ş vekili husumet itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … İnş. Mlz. Taş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin… Tic. ve San. AŞ’nin taşeronu olmadığını, işin tamamının davalı şirkete anahtar teslimi verdiğini, yetkili mahkemenin Ünye mahkemesi olduğunu, davacının davalı şirkette 04.03.2006-14.04.2006, 25.08.2006-19.05.2007 tarihleri arasında Alnak şiketinde kalan dönemde …Şirketinde çalıştığını, kıdem ve ihbar tazminatı hakkının doğmadığını, diğer alacakların ise ibra edildiğini, davacının taleplerin zamanaşımına uğradığını beyanla davanın, davanın reddini istemiştir.
Davalı vekilleri birleşen kısmi davaya karşı da zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflar temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2016/30748 esas, 2018/6453 karar sayılı 13.03.2018 tarihli ilamı ile kıdem ihbar ve yıllık izin alacakları yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağı, ayrıca fazla mesai alacağı yönünden de dosyada takoğraf kayıtlarının değerlendirilerek fazla mesai ücretinin hesaplandığının bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen dikkate alınmaksızın fazla çalışma ücreti alacağının reddinin hatalı olduğu ve bilirkişi raporu denetlenerek hüküm kurulması gerektiği, hafta tatili ücreti alacağıyönünden de raporda 249.50 TL hesaplanmasına rağmen 349.50 TL.ye hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar veren mahkemece kıdem, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacakları yönünden davanın usulden reddine karar verilip fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına dair dava tefrik edilerek başlıkta belirtilen esasa kaydedilmiş, usulden reddedilen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı yönünden davacı tarafça bu kez kısmi dava açılarak işbu dava ile birleştirilmesine karar verilerek yargılamaya devam edilmiş, dosya bilirkişiye verilerek rapor aldırılmıştır. Bilirkişi tarafından fazla mesai ve hafta tatili alacakları hem tanık beyanı hem de takoğraf kayıtları birlikte değerlendirilerek yeniden hesaplanmış, davacı vekili tarafından fazla çalışma ve hafta tatili alacağı yönünden talep arttırımında bulunulmuş, mahkemece bozma ilamına uygun olarak; fazla mesai alacağı takoğraf kaydına göre yapılan hesaplama dikkate alınarak, hafta tatili yönünden bozma dışı kalmakla usuli kazanlımış hakka riayet edilerek ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı yönünden de bozma ilamına göre karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ile davalılardan… Tic. ve San A.Ş. ve…Pet. İnş. Taş. San. Ltd. Şti.vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalılardan … Tic. ve San A.Ş. ve…Pet. İnş. Taş. San. Ltd. Şti.vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır.
4857 sayılı İş Kanununun “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlığını taşıyan 59 uncu maddesine göre, “iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren başlar”. Belirtilen düzenlemede iş sözleşmesinin sona ermesi halinde kullandırılmamış olan yıllık izin sürelerine ait ücretin “ücret” niteliği özellikle vurgulanmıştır. İş Kanunu’nun 32. maddesinin 6. fıkrasına göre iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur. Aynı maddenin sekizinci fıkrasına göre ise, ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126 ıncı maddesinin üçüncü bendinde, başkalarının maiyetinde çalışan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve işçilerin ücretleri hakkındaki davaların beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmişti. Yargıtayca bu yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu kabul edilmekteydi.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra anılan Kanunda 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/3 hükmüne yer verilmediği gerekçesiyle yıllık izin ücretinin Türk Borçlar Kanunu’nun 146 ıncı maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımına tabi olacağı ileri sürülmüş ise de, Türk Borçlar Kanunu’nun 147 inci maddesinin gerekçesinde hizmet sözleşmesi hükümlerine göre çalışanların “dönemsel edimler” niteliğindeki ücret alacaklarının aynı maddenin birinci bendi kapsamına girmesi nedeniyle, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126 ıncı maddesinin üçüncü bendindeki hükmün ayrıca düzenlenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147 inci maddesinin birinci bendine göre, “Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer dönemsel edimler” beş yıllık zamanaşımına tabidir. Yıllık ücretli izin dönemsel edim niteliğinde olup, yıllık izin ücreti hakkında da anılan hüküm uygulanmalıdır. Nitekim 12.10.2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi ile İş Kanunu’na eklenen ek 3 üncü maddede de yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bu açıklamalara göre, yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresinin, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönemde de beş yıl olarak kabulü gerekmektedir.
Somut olayda birleşen dosyada davalılar tarafından davaya karşı zamanaşımı definde bulunulduğu tespit edilmiştir. Fesih tarihi 30.06.2013 tarihidir. Birleşen dava tarihi ise 26.12.2018 tarihi olduğundan fesih tarihinin üzerinden beş yıldan fazla bir sürenin geçtiği, yıllık izin ücretinin tabi olduğu beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu açıktır. Mahkemece yıllık izin ücretinin tabi olduğu zamanaşımı süresi yönünden yanılgıya düşülerek, davalıların birleşen davaya karşı süresinde yaptığı zamanaşımı savunmasına değer verilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine , 22.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.