Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/7229 E. 2021/12673 K. 23.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7229
KARAR NO : 2021/12673
KARAR TARİHİ : 23.09.2021

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : … 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 36. İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalıya bağlı Dicle Barajı işyerinde çalıştığını ve … Sendikası üyesi olduğunu, davalı tarafından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olarak asıl işi bölmek suretiyle davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara ihale edildiğini, ilk işe girdiği tarihten itibaren asıl işveren olan davalı şirket çalışanı olduğunun … 4. iş Mahkemesi’nin 2014/606 esas sayılı dosyası ile tespit edildiğini ve Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiğini ileri sürerek, davacının muvazaalı olarak çalıştırıldığının tespit edilmesi nedeni ile 22.05.2014 tarihinden dava tarihine kadar iş güçlüğü tazminatı, ikramiye, sosyal yardım, ilave tediye alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, ihale makamı olan davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceğini, talep konusu alacaklardan davalı kurumun sorumlu olmadığını, davacının taşeron işçisi olduğunu ve geçerli asıl işveren-alt işveren ilişkisinden dolayı alt işveren işçilerinin davalı Kurum işçilerine sağlanan haklardan yararlanamayacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında görülen … 4. İş Mahkemesinin 2014/606 esas sayılı dava dosyasında muvazaanın kabul edildiği, Yargıtay (Kapatılan) 22.Hukuk Dairesi denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklı alacaklarından faydalanması gerektiğinin hüküm altına alındığı, davacının toplu iş sözleşmelerinden yararlanma hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasında bulunmuş, Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını talep etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece ve Bölge Adliye Mahkemesince davacının … 4. İş Mahkemesi’nin 2014/606 esas sayılı dava dosyasında açtığı davada muvazaa tespiti yapıldığı ve kesinleştiği gerekçesiyle muvazaa olduğu kabul edilmiş ise de, davacının alacakları 22.05.2014-29.12.2017 tarihleri arasında hesaplanmış olup, dosya içeriğindeki Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ve ihale evraklarından, davacının 02.11.2012-31.08.2017 tarihleri arası … Turizm Madencilik Enerji İth. İhr. ve Tic. Ltd. Şti., 01.09.2017-29.12.2017 arası … Mühendislik Enr. Tem. Gıda İnş. ve Tic. Ltd. Şti.’ de çalıştığı anlaşılmıştır.
Belli bir dönem için muvazaa tespit edilmiş olması tüm çalışma süresi için muvazaa varlığına delil olarak değerlendirilemeyecektir. Bu nedenle dava konusu edilen dönem için de muvazaa bulunup bulunmadığı yönünde araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerekir.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisi geçerli olarak kurulmuşsa muvazaa denetimi söz konusu olabilir.
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 15. maddesine 09.07.2008 tarih ve 5784 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen ve 26.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren fıkrası; “Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler” şeklindedir. Bu hüküm 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 30. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olup 6446 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile; “Lisans sahibi tüzel kişiler, lisansları kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak hizmet alımı yapabilirler. Ancak, bu durum ilgili lisans sahibi tüzel kişinin lisanstan kaynaklanan yükümlülüklerinin devri anlamına gelmez. Hangi faaliyetlerin hizmet alımı yoluyla yaptırılabileceği Kurul tarafından belirlenir” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Elektrik Üretim A.Ş’nin 27.07.2006 tarih ve 26241 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ana Statüsünde, şirketin amacı aynen “kamu yararını gözeterek, karlılık ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde, güvenli sürekli, kaliteli, verimli, düşük maliyetli, çevreyi gözetir elektrik enerjisi üretimi ve satışı faaliyetinde bulunmak” olarak belirtilmiş olup, şirketin amaç ve faaliyetleri başlığı altında ise; “İlgili mevzuat hükümleri çerçevesinde üretim tesislerinde elektrik enerjisi üretmek”, “Üretim tesislerinin işletilmesi ve kurulmasında diğer gerçek ve tüzel kişilerden bu konulara ilişkin hizmet almak”, “Elektrik üretimi için gereken her türlü etüt ve projeler ile inşaat ve tesisleri yapmak, yaptırmak ve söz konusu tesislerin proje, tesis ve işletme aşamalarında ülkemiz çevre mevzuatına uygun olmasını sağlamak amacıyla gerekli her türlü önlemleri almak ve kendi paylarına düşen hukuki ve mali sorumluluk, ilgili şirket veya kuruluşlarda kalmak üzere aldırmak”,”Üretim tesislerinin yapılması, bakımı ve onarımı, rehabilitasyonu, işletilmesi ve genişletilmesi ile ilgili her türlü mal ve hizmetleri yurt içinden ve/veya yurt dışından tedarik etmek” “Amaç ve faaliyet konuları ile ilgili olarak ve sahip olduğu imkanlar kullanılarak bedeli mukabilinde, gerektiğinde araç ve gereç kiraya vermek ya da üçüncü şahıslardan kiralamak”, “Elektrik üretiminde kullanılacak maden tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya hizmet alımı yoluyla işlettirmek” “İlgili mevzuatta tanınan tüm hak ve yetkilerle faaliyette bulunmak” “Mevzuat hükümleri, çerçevesindeki diğer görevleri yapmak” olarak belirlenmiştir. 07.10.2020 tarih ve 31267 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan en son yenilenen ana statüsünde de şirket amaç ve faaliyetleri aynı şekilde düzenlenmiştir.
4628 sayılı Kanun gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerinin hizmet alımı yoluyla verilebileceğini düzenlemiş, 6446 sayılı Kanun ise bu hükmü yürürlükten kaldırmış Kurul tarafından belirlenecek işlerin hizmet alımı yoluyla verilebileceği öngörülmüştür. Bu nedenle öncelikle dava konusu dönem içindeki tüm ihale sözleşmeleri ve şartnameler getirtilerek, ihale ile verilen işin yardımcı iş olup olmadığı, asıl işin verilmesi halinde; ihale sözleşmelerinin tarihlerine göre 4628 sayılı Kanun döneminde ise “verilmesi gerekli” ve “üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işleri” ya da 6446 sayılı Kanun döneminde ise “Kurul tarafından belirlenen” işlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Alt işverenlik sözleşmeleri bu kanunlara yani kanuni yetkiye uygun olarak yapılmış ise, İş Kanununda öngörülen “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik uzmanlık gerektiren iş” ve Alt İşverenlik Yönetmeliğinde yer alan “mal veya hizmet üretiminin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş” şartı sınırlandırması burada aranamayacağından bu sözleşmeler geçerli olacaktır.
Geçerli olarak yapılmış hizmet alım sözleşmelerinin varlığı halinde; gerekirse işyerinde keşif icra olunarak teknik bilirkişi marifetiyle ve gerekirse tanıklar tekrar dinlenerek, fiilen alt işverene verilen işin ne olduğu araştırılmalı, davacı işçinin ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadığı belirlenmelidir. İşçinin alt işverene bırakılan işler dışında çalıştırılması yapılan sözleşmeleri muvazaalı hale getirmeyip, bu durum tespit edildiğinde sadece o işçi için asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurlarının oluşmadığı sonucuna varılmalıdır. Bu durumda diğer işçiler açısından geçersizlik veya muvazaanın varlığından söz edilemez.
Yapılacak araştırmada; verilen işin yardımcı iş niteliğinde olduğu ya da 4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun’un hukuki çervesinde işlem tesis edildiği, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olduğu, davacı işçinin de bu ihale ile verilen iş kapsamında çalıştırıldığı belirlendiğinde, davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olduğu sonucuna varılarak işçilik alacakları bu tespite göre ve Toplu İş Sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
4628 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanun’un hukuki çervesinde işlem tesis edilmediğinin, yapılan sözleşmelerle alt işverene fiilen verilen işin aynı olmadığı ya da davacının ihale ile verilen iş dışında çalıştırıldığının tespit edilmesi halinde ise davacı işçinin sendika üyesi olduğu dikkate alınarak Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine göre şimdiki gibi davaya konu alacaklarıyla ilgili hüküm kurulmalıdır.
Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.09.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.