Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/6736 E. 2021/11157 K. 30.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6736
KARAR NO : 2021/11157
KARAR TARİHİ : 30.06.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz sebeplerine göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, birleşen davada taraflar lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücreti hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtay’ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; Dairemiz bozma ilamında, birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönünde bozma yapılmamış olması maddi hataya dayanmaktadır. Birleşen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince, talep edilen kıdem ve ihbar tazminatı miktarları ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan asıl alacak miktarları arasındaki fark üzerinden davalı lehine ret vekalet ücretine hükmedilmelidir. Davacı lehine ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan asıl alacak miktarları üzerinden vekalet ücreti takdir edilmelidir. Birleşen davada reddedilen miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilirken hesaplanan asıl alacak miktarının göz önünde bulundurulmaması isabetli olmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz konusu kararın birleşen davaya ilişkin hüküm fıkrasının 6. bendinde yer alan “Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan değeri geçemeyeceğinden 3.290,27 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcükleri silinerek yerine “ Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” rakam ve sözcüklerinin yazılması; ayrıca hüküm fıkrasına ilave 9. bent olarak “Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1 ve 2. maddesi gereğince hesaplanan 1.884,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ” rakam ve sözcükleri yazılarak hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.