Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2021/6579 E. 2021/11147 K. 30.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6579
KARAR NO : 2021/11147
KARAR TARİHİ : 30.06.2021

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı, asıl ve birleşen davalarda kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2020 tarihli ilamı ile sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, belirsiz alacak davası olarak açılan asıl davada alacağın tamamı dava edildiğine göre bakiye miktarlar için ek dava açılamayacağı ve bu sebeple ek davalarda talep edilen asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı taleplerinin derdestlik sebebi ile reddi gerektiği, ancak ek dava tarihinden önce 14.07.2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, ek davalarda talep edilen feshe bağlı alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği, devreden alt işverenin devir tarihindeki ücrete göre ve devir tarihine kadar olan süreden sorumlu olup izin ve ihbar tazminatından sorumlu olmadığı, bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen ek davalarda kıdem ve ihbar tazminatı ile izin alacaklarının hüküm altına alınmasına, diğer taleplerin ise derdestlik sebebi ile reddine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı ve davalılardan … A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 24.03.2021 tarihli, 2021/2488 esas ve 2021/6827 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 gün ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtay’ca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar sayılı kararı ile 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay’ca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtay’ın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve buna göre Mahkemenin karar tarihinden önce 28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi gereğince davacıya talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için iki haftalık süre verilmesi gerekirken, bu süre tanınmadan hüküm kurulmasının ve ayrıca davacının duruşmalı inceleme talebi miktardan reddedilmesine rağmen bu hususun karar başlığında gösterilmemesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından; Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen onama kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde davacı ve davalılardan … A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiş ve davacı vekili tarafından duruşma talep edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ve bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, diğer davalı ile aralarında acentecilik sözleşmesi bulunduğunu ve kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı işçinin kendi işçileri olmaması sebebi ile ellerinde bilgi ve belge olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Esen Turizm vekili, diğer davalı şirket ile aralarında asıl- alt işveren ilişkisi değil acentelik sözleşmesi bulunduğunu, davacının ise 05.07.2011- 31.07.2013 tarihleri arasında asgari ücret ile kendi şirketleri bünyesinde çalıştığını, daha önceki çalışmalardan sorumlu olmadıklarını, davalı şirketin … acentesini kapatma kararı aldıktan sonra davacıya Karabük ilinde çalışma teklif edildiğini fakat davacının 31.07.2013 tarihinde istifa ederek ayrıldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 04.06.2020 tarihli ilamı ile sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, belirsiz alacak davası olarak açılan asıl davada alacağın tamamı dava edildiğine göre bakiye miktarlar için ek dava açılamayacağı ve bu sebeple ek davalarda talep edilen asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacağı taleplerinin derdestlik sebebi ile reddi gerektiği, ancak ek dava tarihinden önce 14.07.2014 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmakla, ek davalarda talep edilen feshe bağlı alacakların hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği, devreden alt işverenin devir tarihindeki ücrete göre ve devir tarihine kadar olan süreden sorumlu olup izin ve ihbar tazminatından sorumlu olmadığı, bu hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen ek davalarda kıdem ve ihbar tazminatı ile izin alacaklarının hüküm altına alınmasına, diğer taleplerin ise derdestlik sebebi ile reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı ve davalılardan … A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-28.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107/2. maddesi gereğince; karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır. Madde gerekçesinde “karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin bilirkişi ya da keşif incelemesi sonucu)” belirlenebilme hali açıklanmıştır.
Söz konusu değişiklik, bozmada sonrası Mahkemece hüküm verilmeden önce yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, Mahkemece asıl dava yönünden davacı vekiline talebini tam ve kesin olarak belirlemek üzere iki haftalık kesin süre verilmesi gerekirken, bu süre tanınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.